"ER" kelimesini diğer meallerde de aramak için; lütfen kutudan meal seçin.

Bu mealde "ER" kelimesinin geçtiği ayet sayısı: 230

SURE ADI AYET
Sebe (12) Süleyman'ın emrine de, sabah esişi bir ay, akşam esişi de bir ay(lık yol) olan rüzgarı vERdik. ERimiş bakır ocağını da ona sel gibi akıttık. CinlERden de Rabbinin izniyle onun önünde çalışanlar vardı. İçlERinden kim bizim emrimizden çıkarsa ona alevli ateş azabını tattırırız.
Sebe (50) De ki: "Ben eğER sapmışsam ancak kendi aleyhime sapmış olurum. EğER hidayete ERmişsem bu da Rabbimin bana vahyettiği sayesindedir. Şüphesiz O hakkıyla işitendir, kuluna çok yakındır."
Fatır (8) Kötü ameli kendisine süslü göstERilip de onu güzel gören kimse, ameli iyi olan kimse gibi mi olacaktır? Şüphesiz Allah dilediğini saptırır, dilediğini hidayete ERdirir. (Ey Muhammed!) Onlar için duyduğun üzüntülER yüzünden kendini helak etme! Şüphesiz ki Allah onların yaptıklarını hakkıyla bilendir.
Fatır (45) ER Allah insanları, kazandıkları yüzünden hemen cezalandıracak olsaydı, yERkürenin sırtında hiçbir canlı bırakmazdı. Ne var ki, onları belirli bir süreye kadar ERteliyor. Nihayet sürelERi gelince, (gERekeni yapar). Çünkü Allah, kullarını hakkıyla görmektedir.
Yasin (21) "Sizden hiçbir ücret istemeyen kimselERe uyun, onlar hidayete ERdirilmiş kimselERdir."
Saffat (149) Ey Muhammed! Onlara sor: Kız çocukları Rabbinin de, ERkek çocukları onların mı?
Saffat (153) Yoksa Allah kızları ERkeklERe tERcih mi etti?
Zümer (18) Sözü dinleyip de onun en güzeline uyanlar var ya, işte onlar Allah'ın hidayete ERdirdiği kimselERdir. İşte onlar akıl sahiplERinin ta kendilERidir.
Mümin (28) Firavun ailesinden, imanını gizlemekte olan mü'min bir adam şöyle dedi: "Rabbim Allah'tır, dediği için bir adamı öldürecek misiniz? Halbuki o, size Rabbinizden apaçık mucizelER getirdi. EğER yalancı ise, yalanı kendi aleyhinedir. EğER doğru söylüyorsa, sizi tehdit ettiği şeylERin bir kısmı başınıza gelecektir. Şüphesiz Allah, aşırı giden, yalancılık eden kimseyi doğru yola ERiştirmez."
Mümin (37) Firavun dedi ki: "Ey Hâmân! Bana yüksek bir kule yap, belki yollara, göklERin yollarına ERişirim de Mûsâ'nın ilâhını görürüm(!) Çünkü ben, onun yalancı olduğuna inanıyorum." Böylece Firavun'a yaptığı kötü iş süslü göstERildi ve doğru yoldan saptırıldı. Firavun'un tuzağı, tamamen sonuçsuz kaldı.
Mümin (40) "Kim bir kötülük yaparsa, ancak onun kadar ceza görür. Kadın veya ERkek, kim, mü'min olarak salih bir amel işlERse işte onlar cennete girecek ve orada hesapsız olarak rızıklandırılacaklardır."
Mümin (67) O, sizi (önce) topraktan, sonra az bir sudan (meniden), sonra "alaka"dan4 yaratan, sonra sizi (ana rahminden) çocuk olarak çıkaran, sonra olgunluk çağına ulaşmanız, sonra da ihtiyarlamanız için sizi yaşatandır. İçinizden önceden ölenlER de vardır. Allah bunları, belli bir zamana ERişmeniz ve düşünüp akıl ERdirmeniz için yapar.
Fussilet (45) Andolsun! Biz Mûsâ'ya Kitab'ı (Tevrat'ı) vERmiştik de, onda ayrılığa düşmüşlERdi. EğER (azabın ERtelenmesi ile ilgili olarak ezelde) Rabbinden bir söz geçmiş olmasaydı, aralarında dERhal hüküm vERilirdi. Şüphesiz onlar Kur'an hakkında dERin bir şüphe içindedirlER.
Şura (21) Yoksa, Allah'ın izin vERmediği bir dini kendilERine tutulacak yol kılan ortakları mı var? EğER (cezaların ERtelenmesine dair) kesin hükmü olmasaydı, dERhal aralarında hüküm vERilirdi. Şüphesiz, zâlimlER için elem dolu bir azap vardır.
Şura (49) GöklERin ve yERin mülkü (hükümranlığı) Allah'ındır. O, dilediğini yaratır. Dilediğine kız çocukları, dilediğine ERkek çocukları vERir.
Şura (50) Yahut o çocukları ERkeklER, dişilER olmak üzERe çift vERir, dilediği kimseyi de kısır yapar. Şüphesiz O, hER şeyi hakkıyla bilendir, hakkıyla gücü yetendir.
Şura (53) İşte sana da, emrimizle, bir ruh (kalplERi dirilten bir kitap) vahyettik. Sen kitap nedir, iman nedir bilmezdin. Fakat biz onu, kullarımızdan dilediğimizi, kendisiyle doğru yola ERiştireceğimiz bir nur yaptık. Şüphesiz ki sen doğru bir yola iletiyorsun; göklERdeki ve yERdeki hER şeyin sahibi olan Allah'ın yoluna. İyi bilin ki, bütün işlER sonunda Allah'a dönER.
Zuhruf (18) Süs içERisinde (narin bir biçimde) yetiştirilen ve tartışmada (delilini ERkeklER gibi) açıklayamayanı mı Allah'a isnad ediyorlar?
Duhan (46) O, maden ERiyiği gibidir. Kaynar suyun kaynaması gibi karınlarda kaynar.
Casiye (23) Nefsinin arzusunu ilah edinen, Allah'ın; (halini) bildiği için saptırdığı ve kulağını ve kalbini mühürlediği, gözüne de pERde çektiği kimseyi gördün mü? Şimdi onu Allah'tan başka kim doğru yola ERiştirebilir? Hâlâ düşünüp ibret almayacak mısınız?
< Önceki Sayfa 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 Sonraki Sayfa >