"ET" kelimesini diğer meallerde de aramak için; lütfen kutudan meal seçin.

Bu mealde "ET" kelimesinin geçtiği ayet sayısı: 737

SURE ADI AYET
Enfal (72) İman edip hicrET eden ve Allah yolunda mallarıyla, canlarıyla cihad edenler ve (muhacirleri) barındırıp (onlara) yardım edenler var ya, işte onlar birbirlerinin velileridir. İman edip hicrET ETmeyenlere gelince, hicrET edinceye kadar, onların velayETleri size ait değildir. Eğer din konusunda sizden yardım isterlerse, sizinle aralarında sözleşme bulunan bir kavme karşı olmadıkça, yardım ETmek üzerinize borçtur. Allah yaptıklarınızı hakkıyla görendir.
Tevbe (4) Ancak Allah'a ortak koşanlardan, kendileriyle antlaşma yapmış olduğunuz, sonra da antlaşmalarında size karşı hiçbir eksiklik yapmamış ve sizin aleyhinize hiç kimseye yardım ETmemiş olanlar, bu hükmün dışındadır. Onların antlaşmalarını, süreleri bitinceye kadar tamamlayın. Şüphesiz Allah, kendine karşı gelmekten sakınanları sever.
Tevbe (8) Onların bir ahdi nasıl olabilir ki! Eğer onlar size üstün gelselerdi, ne akrabalık (bağlarını), ne de antlaşma (yükümlülüğünü) gözETirlerdi. Ağızlarıyla sizi hoşnut ETmeye çalışıyorlar, oysa kalpleri buna karşı çıkıyor. Onların pek çoğu fasık kimselerdir.
Tevbe (12) Eğer antlaşmalarından sonra yeminlerini bozup dininize dil uzatırlarsa, küfrün ele başlarıyla savaşın. Çünkü onlar yeminlerine riâyET ETmeyen kimselerdir. Umulur ki, vazgeçerler.
Tevbe (15) Onlarla savaşın ki, Allah onlara sizin ellerinizle azap ETsin, onları rezil ETsin, onlara karşı size yardım ETsin, mü'min topluluğun gönüllerini ferahlatsın ve onların kalplerindeki öfkeyi gidersin. Allah dilediğinin tövbesini kabul eder. Allah hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmET sahibidir.
Tevbe (16) Yoksa; Allah içinizden, Allah'tan, Resûlünden ve mü'minlerden başkasını kendilerine sırdaş edinmeksizin cihad edenleri ayırt ETmeden bırakılacağınızı mı sandınız? Allah, yaptıklarınızdan hakkıyla haberdardır.
Tevbe (17) Allah'a ortak koşanların, inkârlarına bizzat kendileri şahitlik edip dururken, Allah'ın mescitlerini imar ETmeleri düşünülemez. Onların bütün amelleri boşa gitmiştir. Onlar ateşte ebedî kalacaklardır.
Tevbe (25) Andolsun, Allah birçok yerde ve Huneyn savaşı gününde size yardım ETmiştir. Hani, çokluğunuz size kendinizi beğendirmiş, fakat (bu çokluk) size hiçbir yarar sağlamamış, yeryüzü bütün genişliğine rağmen size dar gelmişti. NihayET (bozularak) gerisin geriye dönüp kaçmıştınız.
Tevbe (29) Kendilerine kitap verilenlerden Allah'a ve ahirET gününe iman ETmeyen, Allah'ın ve Resûlünün haram kıldığını haram saymayan ve hak din İslam'ı din edinmeyen kimselerle, küçülerek (boyun eğerek) kendi elleriyle cizyeyi verinceye kadar savaşın.
Tevbe (30) Yahudiler, "Üzeyr Allah'ın oğludur" dediler. Hırıstiyanlar ise, "İsa Mesih Allah'ın oğludur" dediler. Bu onların ağızlarıyla söyledikleri (gerçeği yansıtmayan) sözleridir. Onların bu sözleri daha önce inkar ETmiş kimselerin söylediklerine benziyor. Allah onları kahrETsin. Nasıl da haktan çevriliyorlar!
Tevbe (31) (Yahudiler) Allah'ı bırakıp, hahamlarını; (hırıstiyanlar ise) rahiplerini ve Meryem oğlu Mesih'i rab edindiler. Oysa, bunlar da ancak, bir olan Allah'a ibadET ETmekle emrolunmuşlardır. Ondan başka hiçbir ilah yoktur. O, onların ortak koştukları her şeyden uzaktır.
Tevbe (40) Eğer siz ona (Peygamber'e) yardım ETmezseniz, (biliyorsunuz ki) inkar edenler onu iki kişiden biri olarak (Mekke'den) çıkardıkları zaman, ona bizzat Allah yardım ETmişti. Hani onlar mağarada bulunuyorlardı. Hani o arkadaşına, "Üzülme, çünkü Allah bizimle berâber" diyordu. Allah da onun üzerine güven duygusu ve huzur indirmiş, sizin kendilerini görmediğiniz bir takım ordularla onu desteklemiş, böylece inkar edenlerin sözünü alçaltmıştı. Allah'ın sözü ise en yücedir. Allah mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmET sahibidir.
Tevbe (44) Allah'a ve âhirET gününe iman edenler, mallarıyla ve canlarıyla cihad ETmekten geri kalmak için senden izin istemezler. Allah kendine karşı gelmekten sakınanları çok iyi bilendir.
Tevbe (54) Harcamalarının kabul edilmesine, yalnızca, Allah'ı ve Rasûlünü inkar ETmeleri, namaza ancak üşene üşene gelmeleri ve ancak gönülsüzce harcamaları engel olmuştur.
Tevbe (55) Onların malları ve çocukları seni imrendirmesin. Allah bununla ancak onlara dünya hayatında azap ETmeyi ve canlarının kâfir olarak çıkmasını istiyor.
Tevbe (62) Sizi razı ETmek için, Allah'a yemin ederler. Eğer gerçekten mü'min iseler (bilsinler ki), Allah ve Resûlü'nü razı ETmeleri daha önceliklidir.
Tevbe (65) ŞâyET kendilerine (niçin alay ETtiklerini) sorsan, "Biz sadece lâfa dalmıştık ve aramızda eğleniyorduk", derler. De ki: "Allah'la, onun âyETleriyle ve peygamberiyle mi eğleniyordunuz?"
Tevbe (66) Boşuna özür dilemeyin! Çünkü siz, (sözde) iman ETtikten sonra küfrünüzü açığa vurdunuz. İçinizden (tövbe eden) bir zümreyi affETsek bile, suçlarında ısrar ETmeleri sebebiyle, diğer bir zümreye azap edeceğiz.
Tevbe (68) Allah erkek münafıklara, kadın münafıklara ve kafirlere, içinde ebedî kalmak üzere cehennem ateşini vadETti. O, onlara yETer. Allah onlara lanET ETmiştir. Onlar için sürekli bir azap vardır.
Tevbe (73) Ey peygamber! Kafirlere ve münafıklara karşı cihad ET ve onlara karşı çETin ol. Onların varacakları yer cehennemdir. Ne kötü bir varış yeridir orası!
< Önceki Sayfa 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 Sonraki Sayfa >