"ET" kelimesini diğer meallerde de aramak için; lütfen kutudan meal seçin.

Bu mealde "ET" kelimesinin geçtiği ayet sayısı: 737

SURE ADI AYET
İsra (7) İyilik ederseniz kendinize iyilik ETmiş olursunuz, kötülük yaparsanız yine kendinize yapmış olursunuz. İkinci bozgunculuğun zamanı gelince, yüzünüzü kara ETsinler, daha önce girdikleri gibi yine mescide (Beyt-i Makdis'e) girsinler ve ellerine geçirdikleri her şeyi yerle bir ETsinler diye (üzerinize yine düşmanlarınızı gönderdik.)
İsra (16) Biz bir memlekETi helâk ETmek istediğimizde, onun refah içinde yaşayan şımarık elebaşlarına (itaati) emrederiz de onlar orada kötülük işlerler. Böylece o memlekET hakkındaki hükmümüz gerçekleşir de oranın altını üstüne gETiririz.
İsra (17) Nûh'tan sonra da nice nesilleri helak ETtik. Kullarının günahlarını hakkıyla bilici ve görücü olarak Rabbin yETer.
İsra (23) Rabbin, kendisinden başkasına asla ibadET ETmemenizi, anaya-babaya iyi davranmanızı kesin olarak emrETti. Eğer onlardan biri, ya da her ikisi senin yanında ihtiyarlık çağına ulaşırsa, sakın onlara "öf!" bile deme; onları azarlama; onlara tatlı ve güzel söz söyle.
İsra (27) Çünkü saçıp savuranlar şeytanların kardeşleridir. Şeytan ise Rabbine karşı çok nankörlük ETmiştir.
İsra (42) De ki: "Eğer onların iddia ETtiği gibi, Allah'la beraber (başka) ilahlar olsaydı, o zaman o ilahlar da arşın sahibine ulaşmak için elbETte bir yol ararlardı.
İsra (72) Kim bu dünyada körlük ETtiyse ahirETte de kördür, yolunu daha da şaşırmıştır.
İsra (93) Dediler ki: "Yerden bize bir pınar fışkırtmadıkça, yahut senin hurmalardan, üzümlerden oluşan bir bahçen olup, aralarından şarıl şarıl ırmaklar akıtmadıkça, yahut iddia ETtiğin gibi, gökyüzünü üzerimize parça parça düşürmedikçe, yahut Allah'ı ve melekleri karşımıza gETirmedikçe, yahut altından bir evin olmadıkça, ya da göğe çıkmadıkça sana asla inanmayacağız. Bize gökten okuyacağımız bir kitap indirmedikçe göğe çıktığına da inanacak değiliz." De ki: "Rabbimi tenzih ederim. Ben ancak resul olarak gönderilen bir beşerim."
İsra (94) İnsanlara hidayET (Kur'an) geldikten sonra onların iman ETmelerine ancak, "Allah bir beşeri mi peygamber olarak gönderdi?" demeleri engel olmuştur.
İsra (98) Bu, onların cezasıdır. Çünkü onlar âyETlerimizi inkar ETtiler ve, "Biz bir yığın kemik, bir yığın ufantı olduktan sonra mı yeniden bir yaratılışla diriltilecekmişiz, biz mi?" dediler.
İsra (103) Bunun üzerine Firavun (işkence ETmek ve öldürmek surETiyle) o yerden onların kökünü kazımak istedi. Biz de onu ve beraberindekileri hep birden suda boğduk.
Kehf (12) Sonra onları uyandırdık ki, iki zümreden hangisinin bekledikleri süreyi daha iyi hesap ETtiğini bilelim.
Kehf (21) Böylece biz, (insanları) onların halinden haberdar ETtik ki, Allah'ın va'dinin hak olduğunu ve kıyamETin gerçekleşmesinde de hiçbir şüphe olmadığını bilsinler. Hani onlar (olayın mucizevi tarafını ve asıl hikmETini bırakmışlar da) aralarında onların durumunu tartışıyorlardı. (Bazıları), "Onların üstüne bir bina yapın, Rableri onların halini daha iyi bilir" dediler. Duruma hakim olanlar ise, "Üzerlerine mutlaka bir mescit yapacağız" dediler.
Kehf (26) De ki: "Kaldıkları süreyi Allah daha iyi bilir. Göklerin ve yerin gaybını bilmek O'na aittir. O ne güzel görür, O ne güzel işitir! Onların, ondan başka hiçbir dostu da yoktur. O hükmüne hiçbir kimseyi ortak ETmez."
Kehf (29) De ki: "Hak, Rabbinizdendir. Artık dileyen iman ETsin, dileyen inkar ETsin." Biz zalimlere öyle bir ateş hazırladık ki, onun alevden duvarları kendilerini çepeçevre kuşatmıştır. (Susuzluktan) feryat edip yardım dilediklerinde, maden eriyiği gibi, yüzleri yakıp kavuran bir su ile kendilerine yardım edilir. O ne kötü bir içecektir! Cehennem ne korkunç bir yaslanacak yerdir.
Kehf (30) Gerçek şu ki iman edip iyi işler yapanlara gelince, elbETte biz iyi iş yapanların ecrini zayi ETmeyiz.
Kehf (52) (Ey Muhammed!) Allah'ın, "Ortağım olduklarını iddia ETtiklerinizi çağırın" diyeceği, onların da çağıracakları, fakat kendilerine (çağırdıklarının) cevap vermeyecekleri ve bizim de aralarına bir uçurum koyacağımız günü hatırla!
Kehf (59) İşte zulmETtiklerinde yok ETtiğimiz memlekETler... Helak edilmeleri için de belli bir zaman tayin ETmiştik.
Kehf (76) Mûsâ, "Eğer bundan sonra sana bir şey hakkında soru sorarsam, artık benimle arkadaşlık ETme. Doğrusu, tarafımdan (dilenecek son) özre ulaştın (bu son özür dileyişim)" dedi.
Kehf (77) Yine yola koyuldular. NihayET bir şehir halkına varıp onlardan yiyecek istediler. Halk onları konuk ETmek istemedi. Derken orada yıkılmaya yüz tutmuş bir duvar gördüler. Adam hemen o duvarı doğrulttu. Mûsâ, "İsteseydin bu iş için bir ücrET alırdın" dedi.
< Önceki Sayfa 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 Sonraki Sayfa >