"ET" kelimesini diğer meallerde de aramak için; lütfen kutudan meal seçin.

Bu mealde "ET" kelimesinin geçtiği ayet sayısı: 737

SURE ADI AYET
Bakara (278) Ey iman edenler! Allah'a karşı gelmekten sakının ve eğer gerçekten iman ETmiş kimselerseniz, faizden geriye kalanı bırakın.
Bakara (279) Eğer böyle yapmazsanız, Allah ve Rasûlüyle savaşa girdiğinizi bilin. Eğer tövbe edecek olursanız, ana paralarınız sizindir. Böylece siz ne başkalarına haksızlık ETmiş olursunuz, ne de başkaları size haksızlık ETmiş olur.
Bakara (282) Ey iman edenler! Belli bir süre için birbirinize borçlandığınız zaman bunu yazın. Aranızda bir yazıcı adalETle yazsın. Yazıcı, Allah'ın kendisine öğrETtiği şekilde yazmaktan kaçınmasın, (her şeyi olduğu gibi dosdoğru) yazsın. Üzerinde hak olan (borçlu) da yazdırsın ve Rabbi olan Allah'tan korkup sakınsın da borçtan hiçbir şeyi eksik ETmesin (hepsini tam yazdırsın). Eğer borçlu, aklı ermeyen, veya zayıf bir kimse ise, ya da yazdıramıyorsa, velisi adalETle yazdırsın. (Bu işleme) şahitliklerine güvendiğiniz iki erkeği; eğer iki erkek olmazsa, bir erkek ve iki kadını şahit tutun. Bu, onlardan biri unutacak olursa, diğerinin ona hatırlatması içindir. Şahitler çağırıldıkları zaman (gelmekten) kaçınmasınlar. Az olsun, çok olsun, borcu süresine kadar yazmaktan usanmayın. Bu, Allah katında adalETe daha uygun, şahitlik için daha sağlam, şüpheye düşmemeniz için daha elverişlidir. Yalnız, aranızda hemen alıp verdiğiniz peşin ticarET olursa, onu yazmamanızdan ötürü üzerinize bir günah yoktur. Alış-veriş yaptığınız zaman da şahit tutun. Yazana da, şahide de bir zarar verilmesin. Eğer aksini yaparsanız, bu sizin için günahkârca bir davranış olur. Allah'a karşı gelmekten sakının. Allah size öğrETiyor. Allah her şeyi hakkıyla bilendir.
Bakara (285) Peygamber, Rabbinden kendisine indirilene iman ETti, mü'minler de (iman ETtiler). Her biri; Allah'a, meleklerine, kitaplarına ve peygamberlerine iman ETtiler ve şöyle dediler: "Onun peygamberlerinden hiçbirini (diğerinden) ayırt ETmeyiz." Şöyle de dediler: "İşittik ve itaat ETtik. Ey Rabbimiz! Senden bağışlama dileriz. Sonunda dönüş yalnız sanadır."
Bakara (286) Allah bir kimseyi ancak gücünün yETtiği şeyle yükümlü kılar. Onun kazandığı iyilik kendi yararına, kötülük de kendi zararınadır. (Şöyle diyerek dua ediniz): "Ey Rabbimiz! Unutur, ya da yanılırsak bizi sorumlu tutma! Ey Rabbimiz! Bize, bizden öncekilere yüklediğin gibi ağır yük yükleme. Ey Rabbimiz! Bize gücümüzün yETmediği şeyleri yükleme! Bizi affET, bizi bağışla, bize acı! Sen bizim Mevlâmızsın. Kâfirler topluluğuna karşı bize yardım ET."
Al-i İmran (17) (Bunlar), "Rabbimiz, biz iman ETtik. Bizim günahlarımızı bağışla. Bizi ateş azabından koru" diyenler,Sabredenler, doğru olanlar, huzurunda gönülden boyun büküp divan duranlar, Allah yolunda harcayanlar ve seherlerde (Allah'tan) bağışlanma dileyenlerdir.
Al-i İmran (18) Allah, melekler ve ilim sahipleri, ondan başka ilah olmadığına adalETle şâhitlik ETtiler. Ondan başka ilah yoktur. O, mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmET sahibidir.
Al-i İmran (20) Seninle tartışmaya girişirlerse, de ki: "Ben, bana uyanlarla birlikte kendi özümü Allah'a teslim ETtim." Kendilerine kitap verilenlere ve ümmîlere6 de ki: "Siz de İslâm'ı kabul ETtiniz mi?" Eğer İslâm'a girerlerse hidayETe ermiş olurlar. Yok, eğer yüz çevirirlerse sana düşen şey ancak tebliğ ETmektir. Allah kullarını hakkıyla görendir.
Al-i İmran (35) Hani, İmran'ın karısı, "Rabbim! Karnımdaki çocuğu sırf sana hizmET ETmek üzere adadım. Benden kabul ET. Şüphesiz sen hakkıyla işitensin, hakkıyla bilensin" demişti.
Al-i İmran (38) Orada Zekeriya Rabbine dua ETti: "Rabbim! Bana katından temiz bir nesil bahşET. Şüphesiz sen duayı hakkıyla işitensin" dedi.
Al-i İmran (41) Zekeriya, "Rabbim! (çocuğum olacağına dair) bana bir alâmET ver" dedi. Allah da şöyle dedi: "Senin için alâmET, insanlarla üç gün konuşamaman, ancak işarETleşebilmendir. Ayrıca Rabbini çok an, sabah akşam tesbih ET."
Al-i İmran (43) "Ey Meryem! Rabbine divan dur. Secde ET ve (onun huzurunda) rükû edenlerle beraber rükû ET" demişlerdi.
Al-i İmran (52) İsa onların inkarlarını sezince, "Allah yolunda yardımcılarım kim?" dedi. Havariler, "Biziz Allah yolunun yardımcıları. Allah'a iman ETtik. Şahit ol, biz müslümanlarız" dediler.
Al-i İmran (53) "Rabbimiz! Senin indirdiğine iman ETtik ve Peygamber'e uyduk.Artık bizi (hakikate) şahitlik edenlerle beraber yaz."
Al-i İmran (69) Kitap ehlinden bir grup sizi saptırabilmeyi çok arzu ETti. Oysa sadece kendilerini saptırıyorlar, fakat farkına varmıyorlar.
Al-i İmran (75) Kitap ehlinden öylesi vardır ki, ona yüklerle mal emanET ETsen, onu sana (eksiksiz) iade eder. Fakat onlardan öylesi de vardır ki, ona bir dinar emanET ETsen, tepesine dikilip durmadıkça onu sana iade ETmez. Bu da onların, "Ümmîlere karşı (yaptıklarımızdan) bize vebal yoktur" demelerinden dolayıdır. Onlar, bile bile Allah'a karşı yalan söylerler.
Al-i İmran (81) Hani, Allah peygamberlerden, "Andolsun, size vereceğim her kitap ve hikmETten sonra, elinizdekini doğrulayan bir peygamber geldiğinde, ona mutlaka iman edeceksiniz ve ona mutlaka yardım edeceksiniz" diye söz almış ve, "Bunu kabul ETtiniz mi; verdiğim bu ağır görevi üstlendiniz mi?" demişti. Onlar, "Kabul ETtik" demişlerdi. Allah da, "Öyleyse şahid olun, ben de sizinle beraber şahit olanlardanım" demişti.
Al-i İmran (84) De ki: "Allah'a, bize indirilene (Kur'an'a) İbrahim'e, İsmail'e, İshak'a, Yakub'a ve Yakuboğullarına indirilene, Mûsâ'ya, İsa'ya ve peygamberlere Rablerinden verilene inandık. Onlardan hiçbirini diğerinden ayırt ETmeyiz. Biz ona teslim olanlarız."
Al-i İmran (86) İman ETtikten, Peygamberin hak olduğuna şahitlik ETtikten ve kendilerine açık deliller geldikten sonra inkar eden bir toplumu Allah nasıl doğru yola eriştirir? Allah zalim toplumu doğru yola ilETmez.
Al-i İmran (90) Şüphesiz iman ETtikten sonra inkar eden, sonra da inkarda ileri gidenlerin tövbeleri asla kabul edilmeyecektir. İşte onlar sapıkların ta kendileridir.
< Önceki Sayfa 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 Sonraki Sayfa >