"ET" kelimesini diğer meallerde de aramak için; lütfen kutudan meal seçin.

Bu mealde "ET" kelimesinin geçtiği ayet sayısı: 737

SURE ADI AYET
Al-i İmran (106) O gün bazı yüzler ağarır, bazı yüzler kararır. Yüzleri kararanlara, "İmanınızdan sonra inkar ETtiniz, öyle mi? Öyle ise inkar ETmenize karşılık azabı tadın" denilir.
Al-i İmran (108) İşte bunlar Allah'ın, sana hak olarak okuduğumuz âyETlerdir. Allah, âlemlere hiç zulüm ETmek istemez.
Al-i İmran (112) Onlar nerede bulunurlarsa bulunsunlar, Allah'ın ve (mü'min) insanların güvencesine sığınmadıkça kendilerini zillET kaplamıştır. Onlar Allah'ın gazabına uğradılar ve yoksulluk onları kapladı. Bunun sebebi onların; Allah'ın âyETlerini inkar ediyor ve peygamberleri haksız yere öldürüyor olmaları idi. Bütün bunların sebebi ise, isyan ETmekte ve (Allah'ın koyduğu) sınırları çiğnemekte oluşları idi.
Al-i İmran (118) Ey iman edenler! Sizden olmayanlardan hiçbir sırdaş edinmeyin. Onlar size fenalık ETmekten asla geri kalmazlar. Hep sıkıntıya düşmenizi isterler. Onların kinleri konuşmalarından apaçık ortaya çıkmıştır. Kalplerinde gizledikleri ise daha büyüktür. Eğer düşünürseniz size âyETleri açıkladık.
Al-i İmran (119) İşte siz öyle kimselersiniz ki, onları seversiniz, onlar ise, bütün kitaplara iman ETtiğiniz halde sizi sevmezler. Onlar sizinle karşılaştıkları zaman "inandık" derler. Ama kendi başlarına kaldıklarında, size karşı kinlerinden dolayı parmaklarını ısırırlar. De ki: "Öfkenizden ölün!" Şüphesiz Allah, göğüslerin özünü (kalplerde olanı) bilir.
Al-i İmran (122) Hani sizden iki takım (paniğe kapılarak) çözülmeye yüz tutmuştu. Halbuki Allah onların yardımcısı idi. Mü'minler, yalnız Allah'a tevekkül ETsinler.
Al-i İmran (123) Andolsun, siz son derece güçsüz iken Allah size Bedir'de yardım ETmişti. O halde Allah'a karşı gelmekten sakının ki şükrETmiş olasınız.
Al-i İmran (124) Hani sen mü'minlere, "Rabbinizin, indirilmiş üç bin melek ile yardım ETmesi size yETmez mi?" diyordun.
Al-i İmran (127) Bir de Allah bunu, inkar edenlerden bir kısmını helak ETsin veya perişan ETsin de umutsuz olarak dönüp gitsinler diye yaptı.
Al-i İmran (135) Yine onlar, çirkin bir iş yaptıkları, yahut nefislerine zulmETtikleri zaman Allah'ı hatırlayıp hemen günahlarının bağışlanmasını isteyenler -ki Allah'tan başka günahları kim bağışlar- ve bile bile, işledikleri (günah) üzerinde ısrar ETmeyenlerdir.
Al-i İmran (139) Gevşemeyin, hüzünlenmeyin. Eğer (gerçekten) iman ETmiş kimseler iseniz üstün olan sizlersiniz.
Al-i İmran (140) Eğer siz (Uhud'da) bir yara aldıysanız, şüphesiz o topluluk da (Müşrikler de Bedir'de) benzeri bir yara almıştı. İşte (iyi veya kötü) günleri insanlar arasında (böyle) döndürür dururuz. (Bazen bir topluma iyi ya da kötü günler gösteririz, bazen öbürüne.) Allah, sizden iman edenleri ayırt ETmek, sizden şahitler edinmek için böyle yapar. Allah, zalimleri sevmez.
Al-i İmran (142) Yoksa siz; Allah, içinizden cihad edenleri (sınayıp) ayırt ETmeden ve yine sabredenleri (sınayıp) ayırt ETmeden cennETe gireceğinizi mi sandınız?
Al-i İmran (147) Onların sözleri ancak, "Rabbimiz! Bizim günahlarımızı ve işimizdeki taşkınlıklarımızı bağışla ve (yolunda) ayaklarımızı sağlam tut. Kâfir topluma karşı bize yardım ET" demekten ibarETti.
Al-i İmran (159) Allah'ın rahmETi sayesinde sen onlara karşı yumuşak davrandın. Eğer kaba, katı yürekli olsaydın, onlar senin ETrafından dağılıp giderlerdi. Artık sen onları affET. Onlar için Allah'tan bağışlama dile. İş konusunda onlarla müşavere ET. Bir kere de karar verip azmETtin mi, artık Allah'a tevekkül ET, (ona dayanıp güven). Şüphesiz Allah, tevekkül edenleri sever.
Al-i İmran (160) Allah size yardım ederse, sizi yenecek yoktur. Eğer sizi yardımsız bırakırsa, ondan sonra size kim yardım edebilir? Mü'minler, ancak Allah'a tevekkül ETsinler.
Al-i İmran (161) Hiçbir peygamberin emanETe hıyanET ETmesi düşünülemez. Kim hıyanET ederse, kıyamET günü, hıyanET ETtiği şeyle birlikte gelir. Sonra da hiçbir haksızlığa uğratılmaksızın herkese kazandığının karşılığı tastamam ödenir.
Al-i İmran (167) İki topluluğun (ordunun) karşılaştığı günde başınıza gelen musibET Allah'ın izniyledir. Bu da mü'minleri ortaya çıkarması ve münafıklık yapanları belli ETmesi içindi.Onlara (münafıklara), "Gelin, Allah yolunda savaşın veya savunmaya geçin" denildi de onlar, "Eğer savaşmayı bilseydik, arkanızdan gelirdik" dediler. Onlar o gün, imandan çok küfre yakın idiler. Ağızlarıyla kalplerinde olmayanı söylüyorlardı. Oysa Allah, içlerinde gizledikleri şeyi çok iyi bilmektedir.
Al-i İmran (171) (Şehitler) Allah'ın nimETine, keremine ve Allah'ın, mü'minlerin ecrini zayi ETmeyeceğine sevinirler.
Al-i İmran (180) Allah'ın kendilerine lütfundan verdiği nimETlerde cimrilik edenler, bunun, kendileri için hayırlı olduğunu sanmasınlar. Hayır! O kendileri için bir şerdir. Cimrilik ETtikleri şey kıyamET gününde boyunlarına dolanacaktır. Göklerin ve yerin mirası Allah'ındır. Allah yaptıklarınızdan hakkıyla haberdardır.
< Önceki Sayfa 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 Sonraki Sayfa >