"ET" kelimesini diğer meallerde de aramak için; lütfen kutudan meal seçin.

Bu mealde "ET" kelimesinin geçtiği ayet sayısı: 737

SURE ADI AYET
Al-i İmran (188) ETtiklerine sevinen ve yapmadıkları şeylerle övülmeyi seven kimselerin, sakın azaptan kurtulacaklarını sanma. Onlar için elem dolu bir azap vardır.
Al-i İmran (192) "Rabbimiz! Sen kimi cehennem ateşine sokarsan onu rezil ETmişsindir. Zalimlerin hiç yardımcıları yoktur."
Al-i İmran (193) "Rabbimiz! Biz, ‘Rabbinize iman edin' diye imana çağıran bir davETçi işittik, hemen iman ETtik. Rabbimiz! Günahlarımızı bağışla. Kötülüklerimizi ört. Canımızı iyilerle beraber al."
Al-i İmran (194) "Rabbimiz! Peygamberlerin aracılığı ile bize vadETtiklerini ver bize. KıyamET günü bizi rezil ETme. Şüphesiz sen, vadinden dönmezsin."
Al-i İmran (195) Rableri onlara şu karşılığı verdi: "Ben, erkek olsun, kadın olsun, sizden hiçbir çalışanın amelini zayi ETmeyeceğim. Sizler birbirinizdensiniz. HicrET edenler, yurtlarından çıkarılanlar, yolumda eziyET görenler, savaşanlar ve öldürülenlerin de andolsun, günahlarını elbETte örteceğim. Allah katından bir mükafat olmak üzere, onları içinden ırmaklar akan cennETlere koyacağım. Mükafatın en güzeli Allah katındadır."
Nisa (3) Eğer, (velisi olduğunuz) yETim kızlar (ile evlenip onlar) hakkında adalETsizlik ETmekten korkarsanız, (onları değil), size helâl olan (başka) kadınlardan ikişer, üçer, dörder olmak üzere nikahlayın.2 Eğer (o kadınlar arasında da) adalETli davranmayacağınızdan korkarsanız o taktirde bir tane alın veya sahip olduğunuz (cariyeler) ile yETinin. Bu, adalETten ayrılmamanız için daha uygundur.
Nisa (6) YETimleri deneyin. Evlenme çağına (büluğa) erdiklerinde, eğer reşid olduklarını görürseniz, mallarını kendilerine verin. Büyüyecekler (ve mallarını geri alacaklar) diye israf ederek ve aceleye gETirerek mallarını yemeyin. (Velilerden) kim zengin ise (yETim malından yemeğe) tenezzül ETmesin. Kim de fakir ise, aklın ve dinin gereklerine uygun bir biçimde (hizmETinin karşılığı kadar) yesin. Mallarını kendilerine geri verdiğiniz zaman da yanlarında şahit bulundurun. Hesap görücü olarak Allah yETer.
Nisa (18) Yoksa, (makbul) tövbe, kötülükleri (günahları) yapıp yapıp da kendisine ölüm gelip çatınca, "İşte ben şimdi tövbe ETtim" diyen kimseler ile kâfir olarak ölenlerinki değildir. Bunlar için ahirETte elem dolu bir azap hazırlamışızdır.
Nisa (24) (Savaş esiri olarak) sahip olduklarınız hariç, evli kadınlar (da size) haram kılındı. (Bunlar) üzerinize Allah'ın emri olarak yazılmıştır. Bunların dışında kalanlar ise, iffETli yaşamak ve zina ETmemek şartıyla mallarınızla (mehirlerini verip) istemeniz size helal kılındı. Onlardan (nikahlanıp) faydalanmanıza karşılık sabit bir hak olarak kendilerine mehirlerini verin. Mehir belirlendikten sonra, onunla ilgili olarak uzlaştığınız şeyler konusunda size günah yoktur. Şüphesiz ki Allah (her şeyi) hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmET sahibidir.
Nisa (25) Sizden kimin, hür mü'min kadınlarla evlenmeye gücü yETmezse sahip olduğunuz mü'min genç kızlarınızdan (cariyelerinizden) alsın. Allah sizin imanınızı daha iyi bilir. Hepiniz birbirinizdensiniz. Öyle ise iffETli yaşamaları, zina ETmemeleri ve gizli dost tutmamaları halinde sahiplerinin izniyle onlarla evlenin, mehirlerini de güzelce verin. Evlendikten sonra bir fuhuş yaparlarsa, onlara hür kadınların cezasının yarısı uygulanır. Bu (cariye ile evlenme izni), içinizden günaha düşmekten korkanlar içindir. SabrETmeniz ise sizin için daha hayırlıdır. Allah çok bağışlayandır, çok merhamET edendir.
Nisa (26) Allah, size (hükümlerini) açıklamak, size, sizden öncekilerin yollarını göstermek ve tövbelerinizi kabul ETmek istiyor. Allah, hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmET sahibidir.
Nisa (27) Allah, sizin tövbenizi kabul ETmek istiyor. ŞehvETlerine uyanlar ise sizin büyük bir sapıklığa düşmenizi istiyorlar.
Nisa (29) Ey iman edenler! Mallarınızı aranızda batıl yollarla yemeyin. Ancak karşılıklı rıza ile yapılan ticarETle olursa başka. Kendinizi helak ETmeyin. Şüphesiz Allah size karşı çok merhamETlidir.
Nisa (39) Bunlar, Allah'a ve ahirET gününe iman ETselerdi ve Allah'ın verdiği rızıktan (gösterişsiz olarak) harcasalardı kendilerine ne zarar gelirdi? Allah, onları en iyi bilendir.
Nisa (40) Şüphesiz Allah (hiç kimseye) zerre kadar zulüm ETmez. (Yapılan) çok küçük bir iyilik de olsa onun sevabını kat kat arttırır ve kendi katından büyük bir mükâfat verir.
Nisa (46) Yahudilerden öyleleri var ki, (kelimeleri yerlerinden kaydırıp) tahrif ederek onları anlamlarından uzaklaştırırlar. Dillerini eğip bükerek ve dine saldırarak "İşittik, karşı geldik", "İşit, işitmez olası!" "Râ'inâ" derler. Halbuki onlar, "İşittik ve itaat ETtik; dinle ve bize bak" deselerdi bu kendileri için daha hayırlı olurdu. Fakat Allah, küfürleri yüzünden kendilerini lânETlemiştir. Bu yüzden pek az iman ederler.
Nisa (48) Şüphesiz Allah, kendisine ortak koşulmasını asla bağışlamaz. Bunun dışında kalan (günah) ları ise dilediği kimseler için bağışlar. Allah'a şirk koşan kimse, şüphesiz büyük bir günah işleyerek iftira ETmiş olur.
Nisa (52) Onlar, Allah'ın lanET ETtiği kimselerdir. Allah kime lanET ederse, artık ona asla bir yardımcı bulamazsın.
Nisa (55) Böylece onlardan kimi ona iman ETti, kimi de sırt çevirdi. (O iman ETmeyenlere) çılgın ateş olarak cehennem yETer.
Nisa (62) Kendi işledikleri yüzünden başlarına bir musibET geldiği, sonra da "Biz iyilik ETmek ve uzlaştırmaktan başka bir şey istememiştik" diye Allah'a yemin ederek sana geldikleri zaman halleri nasıl olur?
< Önceki Sayfa 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 Sonraki Sayfa >