"HAKK" kelimesini diğer meallerde de aramak için; lütfen kutudan meal seçin.

Bu mealde "HAKK" kelimesinin geçtiği ayet sayısı: 461

SURE ADI AYET
Yunus (82) Suçluların hoşuna gitmese de, Allah HAKKı sözleriyle gerçekleştirecektir."
Yunus (77) Mûsâ: "Size hak gelince, onun HAKKında böyle mi diyorsunuz? Bu bir sihir midir? Oysa sihirbazlar, iflah olmazlar!" dedi.
Yunus (69) De ki: "Allah HAKKında yalan uyduranlar asla kurtuluşa eremezler."
Yunus (65) Onların (inkarcıların) sözleri seni üzmesin. Çünkü bütün güç Allah'ındır. O HAKKıyla işitendir, HAKKıyla bilendir.
Yunus (60) Allah'a karşı yalan uyduranların, kıyamet günü HAKKındaki zanları nedir? Şüphesiz Allah insanlara karşı çok lütufkârdır, fakat onların çoğu (O'nun nimetlerine) şükretmezler.
Yunus (59) De ki: "Allah'ın size indirdiği; sizin de, bir kısmını helâl, bir kısmını haram kıldığınız rızıklar HAKKında ne dersiniz?" De ki: "Bunun için Allah mı size izin verdi, yoksa Allah'a iftira mı ediyorsunuz?"
Yunus (36) Onların çoğu ancak zannın ardından gider. Oysa zan, hak namına hiçbir şeyin yerini tutmaz. Şüphesiz Allah onların yapmakta olduklarını HAKKıyla bilendir.
Yunus (35) De ki: "Allah'a koştuğunuz ortaklarınızdan HAKKa iletecek olan bir kimse var mı?" De ki: "HAKKa Allah iletir." Öyle ise, HAKKa ileten mi uyulmaya daha layıktır, yoksa iletilmedikçe doğru yolu bulamayan kimse mi? Ne oluyor size? Nasıl hüküm veriyorsunuz?"
Yunus (33) Rabbinin yoldan çıkanlar HAKKındaki, "Onlar artık imana gelmezler" sözü, işte böylece gerçekleşmiştir.
Yunus (21) Kendilerine dokunan bir sıkıntıdan sonra, insanlara bir rahmet (ferahlık ve mutluluk) tattırdığımız zaman, bir de bakarsın ki âyetlerimiz HAKKında onların bir tuzakları (birtakım tertipleri ve asılsız iddiaları) vardır. De ki: "Allah daha çabuk tuzak kurar." Şüphesiz elçilerimiz (melekler) kurmakta olduğunuz tuzakları yazıyorlar.
Hud (2) Elif Lâm Râ. Bu Kur'an; âyetleri, hüküm ve hikmet sahibi (bulunan ve her şeyden) HAKKıyla haberdar olan Allah tarafından muhkem (eksiksiz, sağlam ve açık) kılınmış, sonra da Allah'tan başkasına kulluk etmeyesiniz diye ayrı ayrı açıklanmış bir kitaptır. (De ki:) "Şüphesiz ben size O'nun tarafından gönderilmiş bir uyarıcı ve müjdeleyiciyim."
Hud (4) Dönüşünüz ancak Allah'adır. O, her şeye HAKKıyla gücü yetendir.
Hud (5) İyi bilin ki onlar, O'ndan gizlenmek için, kalplerindeki düşmanlığı gizliyorlar. Yine iyi bilin ki, elbiselerine büründükleri zaman bile, Allah onların gizlediklerini de, açığa vurduklarını da bilir. Çünkü O, göğüslerin özünü (kalplerde olanı) HAKKıyla bilendir.
Hud (37) "Gözetimimiz altında ve vahyimize göre gemiyi yap. Zulmedenler HAKKında bana bir şey söyleme. Çünkü onlar suda boğulacaklardır."
Hud (40) Nihayet emrimiz gelip, tandır kaynamaya başlayınca (sular coşup taşınca) Nûh'a dedik ki: "Her cins canlıdan (erkekli dişili) birer çift, bir de kendileri HAKKında daha önce hüküm verilmiş olanlar dışındaki âilen ile iman edenleri ona yükle." Ama, onunla beraber sadece pek az kimse iman etmişti.
Hud (46) Allah, "Ey Nûh! O asla senin âilenden değildir. Onun yaptığı, iyi olmayan bir iştir. O halde HAKKında hiçbir bilgin olmayan şeyi benden isteme. Ben sana cahillerden olmamanı öğütlerim" dedi.
Hud (47) Nûh, "Rabbim! Şüphesiz ben senden HAKKında bilgim olmayan şeyi istemekten sana sığınırım. Eğer beni bağışlamaz ve bana acımazsan, şüphesiz ziyana uğrayanlardan olurum" dedi.
Hud (74) İbrahim'in korkusu gidip, kendisine müjde gelince Lût kavmi HAKKında bizim (elçilerimiz)le tartışmaya başladı.
Hud (87) Dediler ki: "Ey Şu'ayb! Babalarımızın taptığını, yahut mallarımız HAKKında dilediğimizi yapmayı terk etmemizi sana namazın mı emrediyor. Oysa sen gerçekten yumuşak huylu ve aklı başında bir adamsın."
Hud (110) Andolsun, biz Mûsâ'ya Kitab'ı (Tevrat'ı) vermiştik de onun HAKKında ayrılığa düşülmüştü. Eğer daha önce Rabbinin bir sözü geçmemiş olsaydı, elbette aralarında hüküm verilirdi. Onlar da (müşrikler de) o Kur'an HAKKında derin bir şüphe içindedirler.
< Önceki Sayfa 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 Sonraki Sayfa >