"HAKK" kelimesini diğer meallerde de aramak için; lütfen kutudan meal seçin.

Bu mealde "HAKK" kelimesinin geçtiği ayet sayısı: 461

SURE ADI AYET
Şura (10) HAKKında ayrılığa düştüğünüz herhangi bir şeyin hükmü Allah'a aittir. İşte bu, Rabbim Allah'tır. Yalnız O'na tevekkül ettim ve ancak O'na yöneliyorum.
Şura (11) O, gökleri ve yeri yaratandır. Size kendinizden eşler, hayvanlardan da (kendilerine) eşler yaratmıştır. Bu sûretle sizi üretiyor. Onun benzeri hiçbir şey yoktur. O, HAKKıyla işitendir, HAKKıyla görendir.
Şura (12) Göklerin ve yerin anahtarları O'nundur. Dilediğine rızkı bol verir ve (dilediğine) kısar. Şüphesiz O, her şeyi HAKKıyla bilendir.
Şura (14) Onlar, kendilerine bilgi geldikten sonra, aralarındaki kıskançlık yüzünden ayrılığa düştüler. Eğer (azabın) belli bir süreye kadar (ertelenmesi ile ilgili olarak) Rabbinden bir söz geçmiş olmasaydı, aralarında hemen hüküm verilirdi. Onlardan sonra Kitab'a mirasçı kılınanlar da, onun HAKKında derin bir şüphe içindedirler.
Şura (16) Allah'ın çağrısına uyulduktan sonra O'nun HAKKında tartışmaya girenlerin delilleri Rableri katında bâtıldır. Onlara bir gazap vardır. Onlar için çetin bir azap vardır.
Şura (18) Kıyamete inanmayanlar, onun çabuk kopmasını isterler. İnananlar ise, ondan korkarlar ve onun gerçek olduğunu bilirler. İyi bilin ki, Kıyamet günü HAKKında tartışanlar derin bir sapıklık içindedirler.
Şura (24) Yoksa "Yalan uydurup Allah'a iftira etti" mi diyorlar. Eğer Allah dilerse senin kalbini mühürler. Allah bâtılı yok eder, HAKKı sözleriyle gerçekleştirir. Şüphesiz O, göğüslerin özünü (kalplerde olanları) HAKKıyla bilendir.
Şura (27) Allah kullarına (tümüne birden) rızkı bol bol verseydi, yeryüzünde mutlaka azgınlık ederlerdi. Fakat O, rızkı dilediği ölçüde indirir. Şüphesiz O, kullarından HAKKıyla haberdardır ve onları HAKKıyla görendir.
Şura (35) Allah böyle yapar ki, âyetlerimiz HAKKında tartışanlar, kendileri için kaçacak bir yer olmadığını bilsinler.
Şura (41) Zulme uğradıktan sonra, kendini savunup HAKKını alan kimseye (ceza vermek için) bir yol yoktur.
Şura (50) Yahut o çocukları erkekler, dişiler olmak üzere çift verir, dilediği kimseyi de kısır yapar. Şüphesiz O, her şeyi HAKKıyla bilendir, HAKKıyla gücü yetendir.
Zuhruf (9) Andolsun, onlara, "Gökleri ve yeri kim yarattı?" diye sorsan, mutlaka, "Onları mutlak güç sahibi, HAKKıyla bilen (Allah) yarattı" diyeceklerdir.
Zuhruf (61) Şüphesiz o Kıyametin (kopacağının) bir bilgisidir. Artık onun HAKKında asla şüphe etmeyin, bana uyun, bu doğru bir yoldur.
Zuhruf (63) İsa, apaçık mucizeleri getirdiği zaman şöyle demişti: "Ben size hikmeti getirdim ve HAKKında ayrılığa düştüğünüz şeylerden bir kısmını size açıklamak için geldim. Öyle ise, Allah'a karşı gelmekten sakının ve bana itaat edin."
Zuhruf (78) Andolsun, size HAKKı getirdik. Fakat çoğunuz haktan hoşlanmayanlarsınız.
Zuhruf (84) O, gökte de ilâh olandır, yerde de ilah olandır. O hüküm ve hikmet sahibidir, HAKKıyla bilendir.
Zuhruf (86) Onu bırakıp taptıkları şeyler şefaat edemezler. Ancak bilerek HAKKa şâhitlik edenler şefaat edebilirler.
Duhan (7) Katımızdan bir emirle her hikmetli iş o gecede ayırt edilir. Eğer kesin olarak inanıyorsanız, Rabbinden; göklerin, yerin ve bu ikisi arasındakilerin Rabbinden bir rahmet olarak biz peygamberler göndermekteyiz. O HAKKıyla işitendir, HAKKıyla bilendir.
Casiye (17) Onlara din işi konusunda açık deliller verdik. Ama onlar ancak kendilerine bilgi geldikten sonra, aralarındaki hasetten dolayı ayrılığa düştüler. Şüphesiz Rabbin, HAKKında ayrılığa düştükleri şeyler konusunda kıyamet günü, aralarında hüküm verecektir.
Casiye (32) "Şüphesiz, Allah'ın va'di gerçektir, kıyamet HAKKında hiçbir şüphe yoktur" dendiği zaman ise; "Kıyametin ne olduğunu bilmiyoruz, sadece zannediyoruz. Biz bu konuda kesin kanaat sahibi değiliz" demiştiniz.
< Önceki Sayfa 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 Sonraki Sayfa >