"Hakkı" kelimesini diğer meallerde de aramak için; lütfen kutudan meal seçin.

Bu mealde "Hakkı" kelimesinin geçtiği ayet sayısı: 444

SURE ADI AYET
Mümtehine (10) Ey iman edenler! Mü'min kadınlar muhacir olarak size geldiklerinde, onları imtihan edin. Allah onların imanlarını daha iyi bilir. Eğer siz onların inanmış kadınlar olduklarını anlarsanız, onları kafirlere geri göndermeyin. Çünkü müslüman hanımlar kafirlere helal değillerdir. Kafirler de müslüman hanımlara helal olmazlar. Mehir olarak harcadıklarını onlara (kocalarına geri) verin. Mehirlerini verdiğiniz takdirde, bu kadınlarla evlenmenizde size bir günah yoktur. Müşrik karılarınızın nikahlarına tutunmayın. (Zira bu nikahlar ortadan kalkmıştır.) Onlara harcadığınız mehri, (evlendikleri kafir kocalarından) isteyin. Kafirler de (İslâm'ı kabul eden ve sizinle evlenen eski hanımlarına) harcamış oldukları mehri (sizden) istesinler. Bu, Allah'ın hükmüdür. O, aranızda hüküm veriyor. Allah Hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.
Cuma (7) Ama onlar, daha evvel yaptıklarından dolayı asla ölümü istemezler. Allah zalimleri Hakkıyla bilir.
Tegabun (1) Göklerdeki ve yerdeki her şey Allah'ı tespih eder. Mülk yalnızca O'nundur, hamd de O'na mahsustur. O her şeye Hakkıyla gücü yetendir.
Tegabun (2) O, sizi yaratandır. Böyle iken kiminiz kâfir, kiminiz mü'mindir. Allah yaptıklarınızı Hakkıyla görendir.
Tegabun (4) Göklerdeki ve yerdeki her şeyi bilir. Gizlediklerinizi de açığa vurduklarınızı da bilir. Allah, göğüslerin özünü (kalplerde olanı) Hakkıyla bilendir.
Tegabun (8) Artık siz Allah'a, peygamberine ve indirdiğimiz nûra (Kur'an'a) iman edin. Allah yaptıklarınızdan Hakkıyla haberdardır.
Tegabun (11) Allah'ın izni olmaksızın hiçbir musibet başa gelmez. Kim Allah'a inanırsa, Allah onun kalbini doğruya iletir. Allah her şeyi Hakkıyla bilendir.
Tahrim (2) Allah (gerektiğinde) yeminlerinizi bozmayı (ve kefaret ödemeyi) size meşru kılmıştır. Allah sizin yardımcınızdır. O, Hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.
Tahrim (3) Hani peygamber eşlerinden birine, gizli bir söz söylemişti. Fakat eşi o sözü (başkasına) haber verip Allah da bunu peygambere bildirince, peygamber bunun bir kısmını bildirmiş, bir kısmından da vazgeçmişti. Peygamber bunu ona (sırrı açıklayan eşine) haber verince o, "Bunu sana kim bildirdi?" dedi. Peygamber, "Bunu bana, Hakkıyla bilen ve Hakkıyla haberdar olan Allah haber verdi" dedi.
Tahrim (8) Ey iman edenler! Allah'a içtenlikle tövbe edin. Belki Rabbiniz sizin kötülüklerinizi örter ve peygamberi ve onunla birlikte iman edenleri utandırmayacağı günde Allah sizi, içlerinden ırmaklar akan cennetlere sokar. Onların nurları önlerinden ve sağlarından aydınlatır, gider. "Ey Rabbimiz! nûrumuzu bizim için tamamla, bizi bağışla; çünkü senin her şeye Hakkıyla gücün yeter" derler.
Mülk (1) Hükümranlık elinde olan Allah, yücedir. O, her şeye Hakkıyla gücü yetendir.
Mülk (13) Sözünüzü gizleyin, yahut onu açığa vurun; (fark etmez). Şüphesiz Allah, sinelerin özünü (kalplerde olanı) Hakkıyla bilir.
Mülk (14) Yaratan bilmez mi? O, en gizli şeyleri bilir, (her şeyden) Hakkıyla haberdardır.
Mülk (19) Üstlerinde kanat çırparak uçan kuşlara bakmazlar mı? Onları (havada) ancak Rahmân tutuyor. Şüphesiz O her şeyi Hakkıyla görendir.
Cin (4) "Demek bizim beyinsiz olanımız Allah Hakkında doğruluktan uzak sözler söylüyormuş."
Cin (5) "Şüphesiz biz, insanların ve cinlerin Allah Hakkında asla yalan söylemeyeceklerini sanıyorduk."
Cin (13) "Gerçekten biz hidayet rehberini (Kur'an'ı) işitince ona inandık. Kim Rabbine inanırsa, artık ne Hakkının eksik verilmesinden, ne de haksızlığa uğramaktan korkar."
Müddessir (21) Sonra (Kur'an Hakkında) derin derin düşündü.
Müddessir (42) Onlar cennetlerdedirler. Birbirlerine suçlular Hakkında sorular sorarlar ve dönüp onlara şöyle derler: "Sizi Sekar'a (cehenneme) ne soktu?"
İnsan (30) Allah'ın dilemesi olmadıkça siz dileyemezsiniz. Şüphesiz Allah Hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.
< Önceki Sayfa 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 Sonraki Sayfa >