"KAV" kelimesini diğer meallerde de aramak için; lütfen kutudan meal seçin.

Bu mealde "KAV" kelimesinin geçtiği ayet sayısı: 277

SURE ADI AYET
Hud (78) KAVmi, (konuklarıyla çirkin ilişkide bulunmak üzere) ona doğru koşa koşa geldiler. Zaten onlar önceden de bu tür çirkin işleri yapıyorlardı. Lût dedi ki: "Ey KAVmim! İşte kızlarım. Onlar(la nikahlanmanız) sizin için daha temizdir. Allah'a karşı gelmekten sakının ve konuklarıma karşı beni rezil etmeyin. İçinizde hiç aklı başında bir adam yok mu?"
Hud (84) Medyen halkına da kardeşleri Şu'ayb'ı peygamber gönderdik. O şöyle dedi: "Ey KAVmim! Allah'a kulluk edin. Sizin ondan başka hiçbir ilahınız yoktur. Ölçüyü ve tartıyı eksik yapmayın. Ben sizi bolluk içinde görüyorum. Ben sizin adınıza kuşatıcı bir günün azabından korkuyorum."
Hud (85) "Ey KAVmim! Ölçüyü ve tartıyı adaletle tam yapın. İnsanların eşyalarını (mallarını ve haklarını) eksiltmeyin. Yeryüzünde bozgunculuk yaparak karışıklık çıkarmayın."
Hud (88) Şu'ayb şöyle dedi: "Ey KAVmim! Söyleyin bakayım, ya ben Rabbimden gelen açık bir delil üzere isem ve katından bana güzel bir rızık vermişse!... Ben size yasakladığımı kendim yapmak istemiyorum. Ben sadece gücüm yettiğince (sizi) düzeltmek istiyorum. Başarım ancak Allah'ın yardımı iledir. Ben sadece ona tevekkül ettim ve sadece ona yöneliyorum."
Hud (89) "Ey KAVmim! Bana karşı olan düşmanlığınız, Nûh KAVminin veya Hûd KAVminin, yahut Salih KAVminin başına gelenin benzeri gibi bir felaketi sakın sizin de başınıza getirmesin. (Ve unutmayın ki) Lût KAVmi sizden uzak değildir."
Hud (92) Şu'ayb şöyle dedi: "Ey KAVmim! Benim kabilem sizce Allah'tan daha itibarlı mı ki, O'na sırt çevirdiniz. Şüphesiz Rabbim sizin yaptıklarınızı kuşatmıştır."
Hud (93) "Ey KAVmim! Elinizden geleni yapın. Şüphesiz ben de (elimden geleni) yapacağım. Rezil edici azabın kime geleceğini ve kimin yalancı olduğunu yakında bileceksiniz. Gözleyin. Şüphesiz ben de sizinle beraber gözlüyorum."
Hud (95) Sanki orada hiç yaşamamışlardı. Biliniz ki Semûd KAVmi Allah'ın rahmetinden uzaklaştığı gibi Medyen halkı da uzaklaştı.
Hud (98) Firavun, kıyamet gününde KAVminin önüne geçecek ve onları ateşe götürecektir. Ne kötü varış yeridir orası!
Yusuf (49) "Sonra bunun ardından insanların yağmura KAVuşacağı bir yıl gelecek. O zaman (bol rızka KAVuşup) şıra ve yağ sıkacaklar."
Rad (2) Allah, gökleri gördüğünüz herhangi bir direk olmadan yükselten, sonra Arş'a kurulan, güneşi ve ayı buyruğu altına alandır. Bunların hepsi belli bir zamana kadar akıp gitmektedir. O, her işi (hakkıyla) düzenler, yürütür, âyetleri ayrı ayrı açıklar ki Rabbinize KAVuşacağınıza kesin olarak inanasınız.
Rad (3) O, yeri yayıp döşeyen, orada dağlar, nehirler meydana getiren, orada her türlü meyveden (erkekli-dişili) iki eş yaratandır. O geceyi gündüze bürüyor. Şüphesiz bunlarda, düşünen bir KAVim için (Allah'ın varlığını gösteren) deliller vardır.
Rad (4) Yeryüzünde birbirine komşu kara parçaları, üzüm bağları, ekinler; bir kökten çıkan çok gövdeli ve tek gövdeli hurma ağaçları vardır ki hepsi aynı su ile sulanır. Ama biz ürünleri konusunda bir kısmını bir kısmına üstün kılıyoruz. Şüphesiz bunda aklını kullanan bir KAVim için (Allah'ın varlığını gösteren) deliller vardır.
Rad (7) İnkâr edenler, "Ona Rabbinden bir mucize indirilseydi ya!" diyorlar. Sen ancak bir uyarıcısın. Her KAVim için de bir yol gösteren vardır.
Rad (11) İnsanı önünden ve ardından takip eden melekler vardır. Allah'ın emriyle onu korurlar. Şüphesiz ki, bir KAVim kendi durumunu değiştirmedikçe Allah onların durumunu değiştirmez. Allah, bir KAVme kötülük diledi mi, artık o geri çevrilemez. Onlar için Allah'tan başka hiçbir yardımcı da yoktur.
Rad (28) Onlar, inananlar ve kalpleri Allah'ı anmakla huzura KAVuşanlardır. Biliniz ki, kalpler ancak Allah'ı anmakla huzur bulur.
İbrahim (4) Biz her peygamberi, ancak kendi KAVminin diliyle gönderdik ki, onlara (Allah'ın emirlerini) iyice açıklasın. Allah dilediğini saptırır, dilediğini de doğru yola iletir. O mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir.
İbrahim (6) Hani Mûsâ KAVmine, "Allah'ın size olan nimetini anın. Hani O sizi, Firavun ailesinden kurtarmıştı. Onlar sizi işkencenin en ağırına uğratıyorlar, oğullarınızı boğazlayıp kadınlarınızı sağ bırakıyorlardı. İşte bunda size Rabbinizden büyük bir imtihan vardır" demişti.
İbrahim (9) Sizden önceki Nûh, Âd, ve Semûd KAVimlerinin ve onlardan sonrakilerin –ki onları Allah'tan başkası bilmez- haberi size gelmedi mi? Onlara peygamberleri mucizeler getirdiler de onlar (öfkeden parmaklarını ısırmak için) ellerini ağızlarına götürüp, "Biz sizinle gönderileni inkar ediyoruz. Bizi çağırdığınız şeyden de derin bir şüphe içindeyiz" dediler.
İbrahim (29) Allah'ın nimetini küfre değişenleri ve KAVimlerini helak yurduna, yaslanacakları cehenneme sürükleyenleri görmedin mi? O ne kötü duraktır!
< Önceki Sayfa 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 Sonraki Sayfa >