"T" kelimesini diğer meallerde de aramak için; lütfen kutudan meal seçin.

Bu mealde "T" kelimesinin geçtiği ayet sayısı: 1573

SURE ADI AYET
Yunus (104) De ki: "Ey insanlar, eğer benim dinimden herhangi bir şüphede iseniz, bilin ki ben, Allah'ı bırakıp da sizin TapTıklarınıza Tapmam, fakaT sizin canınızı alacak olan Allah'a kulluk ederim. Bana mü'minlerden olmam emrolundu."
Hud (2) Elif Lâm Râ. Bu Kur'an; âyeTleri, hüküm ve hikmeT sahibi (bulunan ve her şeyden) hakkıyla haberdar olan Allah Tarafından muhkem (eksiksiz, sağlam ve açık) kılınmış, sonra da Allah'Tan başkasına kulluk eTmeyesiniz diye ayrı ayrı açıklanmış bir kiTapTır. (De ki:) "Şüphesiz ben size O'nun Tarafından gönderilmiş bir uyarıcı ve müjdeleyiciyim."
Hud (3) Rabbinizden bağışlanma dileyin, sonra da O'na Tövbe edin ki sizi belirlenmiş bir süreye (ömrünüzün sonuna) kadar güzel bir şekilde yararlandırsın ve her fazileT sahibine fazileTinin karşılığını versin. Eğer yüz çevirirseniz, ben sizin adınıza büyük bir günün azabından korkuyorum.
Hud (9) Eğer insana Tarafımızdan bir rahmeT (nimeT) TaTTırır da, sonra bunu ondan çekip alırsak, şüphesiz o ümiTsiz ve nankör oluverir.
Hud (10) Ama kendisine dokunan bir sıkınTıdan sonra, ona bir nimeT TaTTırırsak muTlaka, "KöTülükler benden giTTi" diyecekTir. Çünkü o şımarık ve böbürlenen biridir.
Hud (15) Kim yalnız dünya hayaTını ve onun zineTini isTerse, biz onlara yapTıklarının karşılığını orada TasTamam öderiz. Orada onlar bir eksikliğe uğraTılmazlar.
Hud (17) Rabbi kaTından açık bir delile dayanan kimse, yalnız dünyalık isTeyen kimse gibi midir? Kaldı ki, bu delili Rabbinden bir şahiT (Kur'an) ve bir de ondan (Kur'an'dan) önce bir önder ve bir rahmeT olarak (indirilmiş olan) Mûsâ'nın kiTabı (TevraT) desTeklemekTedir. İşTe bunlar ona (Kur'an'a) inanırlar. Gruplardan her kim onu inkar ederse, aTeş onun varacağı yerdir. Ondan hiç şüphen olmasın. Şüphesiz o, Rabbin Tarafından (bildirilmiş) gerçekTir. FakaT insanların çoğu inanmazlar.
Hud (19) Onlar (halkı) Allah yolundan alıkoyan ve onu eğri ve çelişkili gösTermek isTeyen kimselerdir. Hem de onlar ahireTi inkâr edenlerin Ta kendileridir.
Hud (20) Onlar yeryüzünde (Allah'ı) âciz bırakabilecek değillerdir. Onların Allah'Tan başka sığınabilecekleri bir yardımcıları da yokTur. Azap onlar için kaT kaT arTırılacakTır. Çünkü onlar (gerçekleri) işiTmeğe Tahammül edemiyorlar, hem de görmüyorlardı.
Hud (29) "Ey kavmim! Buna karşı ben sizden herhangi bir mal da isTemiyorum. Benim mükâfaTım ancak Allah'a âiTTir. Ben o iman edenleri (Teklifinize uyarak) kovacak da değilim. Çünkü onlar Rablerine kavuşacaklardır. FakaT ben sizin bilgisizce davranan bir Toplum olduğunuzu görüyorum."
Hud (32) Dediler ki: "Ey Nûh! Bizimle TarTışTın ve TarTışmayı uzaTTın. Eğer doğru söyleyenlerden isen, haydi kendisiyle bizi TehdiT eTTiğin azabı geTir."
Hud (40) NihayeT emrimiz gelip, Tandır kaynamaya başlayınca (sular coşup Taşınca) Nûh'a dedik ki: "Her cins canlıdan (erkekli dişili) birer çifT, bir de kendileri hakkında daha önce hüküm verilmiş olanlar dışındaki âilen ile iman edenleri ona yükle." Ama, onunla beraber sadece pek az kimse iman eTmişTi.
Hud (44) "Ey yeryüzü! YuT suyunu. Ey gök! TuT suyunu" denildi. Su çekildi, iş biTirildi. Gemi de Cûdî'ye oTurdu ve "Zalimler Topluluğu Allah'ın rahmeTinden uzak olsun!" denildi.
Hud (48) Ona denildi ki: "Ey Nûh! Sana ve seninle birlikTe bulunanlardan birçok ümmeTe bizden esenlik ve berekeTlerle (gemiden) in. Daha bir Takım ümmeTler de olacak ki, biz onları (dünyada) yararlandıracağız. Sonra da bizden kendilerine elem dolu bir azap dokunacak."
Hud (52) "Ey kavmim! Rabbinizden bağışlanma dileyin, sonra ona Tövbe edin ki, üzerinize bol bol yağmur göndersin ve gücünüze güç kaTsın. Günahkârlar olarak yüz çevirmeyin."
Hud (55) Biz sadece şunu söyleriz: "Seni, ilahlarımızdan biri fena çarpmış." Hûd dedi ki: "İşTe ben Allah'ı şâhiT TuTuyorum. Siz de şâhiT olun ki, ben sizin Allah'ı bırakıp da O'na orTak koşTuğunuz şeylerden uzağım. Haydi hepiniz TopTan bana Tuzak kurun, sonra da bana göz açTırmayın."
Hud (56) "İşTe ben, hem benim, hem sizin Rabbiniz olan Allah'a dayandım. Yer-yüzünde bulunan hiçbir canlı yokTur ki, Allah, onun perçeminden TuTmuş olmasın. Şüphesiz Rabbim dosdoğru bir yol üzerindedir."
Hud (57) "Eğer yüz çevirirseniz; bilin ki ben, benimle gönderileni size Tebliğ eTTim. Rabbim (dilerse) sizden başka bir kavmi sizin yerinize geTirir ve siz ona bir zarar veremezsiniz. Şüphesiz Rabbim, her şeyi koruyup gözeTendir."
Hud (58) Helâk emrimiz gelince, Hûd'u ve beraberindeki iman eTmiş olanları, Tarafımızdan bir rahmeTle kurTardık. Onları ağır bir azapTan kurTardık.
Hud (61) Semûd kavmine de kardeşleri Salih'i peygamber gönderdik. Dedi ki: "Ey kavmim! Allah'a kulluk edin. Sizin ondan başka hiçbir ilahınız yok. O sizi yeryüzünden (ToprakTan) yaraTTı ve sizi oranın imarında görevli (ve buna donanımlı) kıldı.Öyle ise ondan bağışlanma dileyin; sonra da ona Tövbe edin. Şüphesiz Rabbim yakındır ve dualara cevap verendir.
< Önceki Sayfa 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 Sonraki Sayfa >