"a" kelimesini diğer meallerde de aramak için; lütfen kutudan meal seçin.

Bu mealde "a" kelimesinin geçtiği ayet sayısı: 5024

SURE ADI AYET
Tevbe (26) Sonra allah, Resûlü ile mü'minler üzerine kendi katından güven duygusu ve huzur indirdi. Bir de sizin göremediğiniz ordular indirdi ve inkar edenlere azap verdi. İşte bu, inkârcıların cezasıdır.
Tevbe (27) Sonra allah, bunun ardından yine dilediği kimsenin tövbesini kabul eder. allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.
Tevbe (28) Ey iman edenler! allah'a ortak koşanlar ancak bir pislikten ibarettir. artık bu yıllarından sonra, Mescid-i Haram'a yaklaşmasınlar. Eğer yoksulluktan korkarsanız, allah dilerse lütfuyla sizi zengin kılar. Şüphesiz allah hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.
Tevbe (29) Kendilerine kitap verilenlerden allah'a ve ahiret gününe iman etmeyen, allah'ın ve Resûlünün haram kıldığını haram saymayan ve hak din İslam'ı din edinmeyen kimselerle, küçülerek (boyun eğerek) kendi elleriyle cizyeyi verinceye kadar savaşın.
Tevbe (30) Yahudiler, "Üzeyr allah'ın oğludur" dediler. Hırıstiyanlar ise, "İsa Mesih allah'ın oğludur" dediler. Bu onların ağızlarıyla söyledikleri (gerçeği yansıtmayan) sözleridir. Onların bu sözleri daha önce inkar etmiş kimselerin söylediklerine benziyor. allah onları kahretsin. Nasıl da haktan çevriliyorlar!
Tevbe (31) (Yahudiler) allah'ı bırakıp, hahamlarını; (hırıstiyanlar ise) rahiplerini ve Meryem oğlu Mesih'i rab edindiler. Oysa, bunlar da ancak, bir olan allah'a ibadet etmekle emrolunmuşlardır. Ondan başka hiçbir ilah yoktur. O, onların ortak koştukları her şeyden uzaktır.
Tevbe (32) allah'ın nurunu ağızlarıyla söndürmek istiyorlar. Oysa kafirler hoşlanmasalar da allah, nurunu tamamlamaktan başka bir şeye razı olmaz.
Tevbe (33) O, allah'a ortak koşanlar hoşlanmasalar bile dinini, bütün dinlere üstün kılmak için, peygamberini hidayetle ve hak dinle gönderendir.
Tevbe (34) Ey iman edenler! Hahamlardan ve rahiplerden birçoğu, insanların mallarını haksız yollarla yiyorlar ve allah'ın yolundan alıkoyuyorlar. altın ve gümüşü biriktirip gizleyerek onlaallah yolunda harcamayanları elem dolu bir azapla müjdele.
Tevbe (35) O gün bunlar cehennem ateşinde kızdırılacak da onların alınları, böğürleri ve sırtları bunlarla dağlanacak ve, "İşte bu, kendiniz için biriktirip sakladığınız şeylerdir. Haydi tadın bakalım biriktirip sakladıklarınızı"! denilecek.
Tevbe (36) Şüphesiz allah'ın gökleri ve yeri yarattığı günkü yazısında, allah katında ayların sayısı on ikidir. Bunlardan dördü haram aylardır. İşte bu allah'ın dosdoğru kanunudur. Öyleyse o aylarda kendinize zulmetmeyin. Fakat allah'a ortak koşanlar sizinle nasıl topyekûn savaşıyorlarsa, siz de onlarla topyekûn savaşın. Bilin ki allah, kendine karşı gelmekten sakınanlarla beraberdir.
Tevbe (37) Haram ayları ertelemek, ancak inkarda daha da ileri gitmektir ki bununla inkar edenler saptırılır. allah'ın haram kıldığı ayların sayısına uygun getirip böylece allah'ın haram kıldığını helal kılmak için Haram ayı bir yıl helâl, bir yıl haram sayıyorlar. Onların bu çirkin işleri, kendilerine süslenip güzel gösterildi. allah inkarcı toplumu doğru yola iletmez.
Tevbe (38) Ey iman edenler! Ne oldunuz ki, size "allah yolunda sefere çıkın" denilince, yere çakılıp kaldınız.Yoksa ahiretten vazgeçip dünya hayatını mı seçtiniz? Oysa ahirete göre dünya hayatının yararı, pek az bir şeydir.
Tevbe (39) Eğer allah yolunda sefere çıkmazsanız, sizi elem dolu bir azap ile cezalandırır ve yerinize sizden başka bir toplum getirir. Siz ise ona hiçbir zarar veremezsiniz. allah her şeye hakkıyla gücü yetendir.
Tevbe (40) Eğer siz ona (Peygamber'e) yardım etmezseniz, (biliyorsunuz ki) inkar edenler onu iki kişiden biri olarak (Mekke'den) çıkardıkları zaman, ona bizzat allah yardım etmişti. Hani onlar mağarada bulunuyorlardı. Hani o arkadaşına, "Üzülme, çünkü allah bizimle berâber" diyordu. allah da onun üzerine güven duygusu ve huzur indirmiş, sizin kendilerini görmediğiniz bir takım ordularla onu desteklemiş, böylece inkar edenlerin sözünü aaltmıştı. allah'ın sözü ise en yücedir. allah mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir.
Tevbe (41) Gerek yaya olarak, gerek binek üzerinde allah yolunda sefere çıkın. Mallarınızla, canlarınızla allah yolunda cihad edin. Eğer bilirseniz bu sizin için daha hayırlıdır.
Tevbe (42) Eğer yakın bir dünya menfaati ve kolay bir yolculuk olsaydı, (sefere katılmayan münafıklar da) mutlaka sana uyarlardı. Fakat meşakkatli yol, onlara uzak geldi. Gerçi onlar, "Eğer gücümüz yetseydi, elbette sizinle beraber çıkardık" diye allah'a yemin edeceklerdir. Onlar kendilerini helâke sürüklüyorlar. allah biliyor ki onlar kesinlikle yalancıdırlar.
Tevbe (43) allah seni affetsin! Doğru söyleyenler sana iyice belli olup, yalancıları bilinceye kadar beklemeden niçin onlara izin verdin?
Tevbe (44) allah'a ve âhiret gününe iman edenler, mallarıyla ve canlarıyla cihad etmekten geri kalmak için senden izin istemezler. allah kendine karşı gelmekten sakınanları çok iyi bilendir.
Tevbe (45) ancak allah'a ve ahiret gününe inanmayan, kalpleri şüpheye düşüp kendileri de o şüphelerinin içinde bocalayan kimseler senden izin isterler.
< Önceki Sayfa 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 Sonraki Sayfa >