"bü" kelimesini diğer meallerde de aramak için; lütfen kutudan meal seçin.

Bu mealde "bü" kelimesinin geçtiği ayet sayısı: 396

SURE ADI AYET
Şuara (49) Firavun, "Ben size izin vermeden ona inandınız ha? Mutlaka o size sihri öğreten yüğünüzdür. Yakında bilip göreceksiniz siz! Andolsun, ellerinizi ve ayaklarınızı çaprazlama keseceğim ve hepinizi asacağım" dedi.
Şuara (135) "Çünkü ben, sizin adınıza yük bir günün azabından korkuyorum."
Şuara (153) Dediler ki: "Sen ancak yülenmişlerdensin."
Şuara (156) "Sakın ona bir kötülük dokundurmayın. Yoksa yük bir günün azabı sizi yakalar."
Şuara (171) Bunun üzerine biz de onu ve geri kalanlar arasındaki yaşlı bir kadın hariç tün ailesini kurtardık.
Şuara (174) Şüphesiz bunda yük bir ibret vardır. Onların çoğu ise iman etmiş değillerdir.
Şuara (185) Onlar şöyle dediler: "Sen ancak yülenmişlerdensin."
Şuara (189) Onlar Şuayb'ı yalanladılar. Derken gölge gününün azabı onları yakaladı. Şüphesiz o, yük bir günün azabı idi.
Neml (14) Kendileri de bunların hak olduklarını kesin olarak bildikleri halde sırf zalimliklerinden ve yüklük taslamalarından ötürü onları inkar ettiler. Ama bozguncuların sonunun nasıl olduğuna bir bak!
Neml (23) "Ben, onlara (Sebe halkına) hükümdarlık eden, kendisine her şeyden bolca verilmiş ve yük bir tahtı olan bir kadın gördüm."
Neml (26) Allah kendisinden başka hiçbir ilah bulunmayandır. yük Arş’ın Rabbidir.
Neml (31) "Mektup Süleyman’dan gelmiştir. O, "Bismillahirrahmânirrahîm" diye başlamakta ve içinde ‘Bana karşı yüklük taslamayın ve teslimiyet göstererek bana gelin’ denilmektedir."
Neml (87) Sûr’a üfürüleceği ve Allah’ın dilediği kimselerden başka göklerdeki herkesin, yerdeki herkesin korkuya kapılacağı günü hatırla. Hepsi de boyunlarını kerek O’na gelirler.
Kasas (4) Şüphe yok ki, Firavun yeryüzünde (ülkesinde) yüklük taslamış ve ora halkını sınıflara ayırmıştı. Onlardan bir kesimi eziyor, oğullarını boğazlıyor, kadınlarını ise sağ bırakıyordu. Şüphesiz o bozgunculardandı.
Kasas (39) O ve askerleri yeryüzünde haksız yere yüklük tasladılar ve gerçekten bize döndürülmeyeceklerini sandılar.
Kasas (66) O gün onlara karşı tün haberler kapanmıştır. Artık birbirlerine de soramazlar.
Kasas (79) Kârûn, zineti ve görkemi içerisinde kavminin karşısına çıktı. Dünya hayatını arzu edenler, "Keşke Kârûn'a verilen (servet) gibi bizim de (servetimiz) olsaydı. Şüphesiz o yük bir servet sahibidir" dediler.
Kasas (83) İşte ahiret yurdu. Biz onu yeryüzünde yüklük taslamayan ve bozgunculuk çıkarmayanlara has kılarız. Sonuç, Allah'a karşı gelmekten sakınanlarındır.
Ankebut (39) Kârûn'u, Firavun'u ve Hâmân'ı da helak ettik. Andolsun, Mûsâ kendilerine apaçık mucizeler getirmişti de yeryüzünde yüklük taslamışlardı. Oysa bizi geçip (azabımızdan) kurtulamazlardı.
Ankebut (45) (Ey Muhammed!) Kitaptan sana vahyolunanı oku, namazı da dosdoğru kıl. Çünkü namaz, insanı hayasızlıktan ve kötülükten alıkor. Allah'ı anmak (olan namaz) elbette en yük ibadettir. Allah yaptıklarınızı biliyor.
< Önceki Sayfa 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 Sonraki Sayfa >