"bü" kelimesini diğer meallerde de aramak için; lütfen kutudan meal seçin.

Bu mealde "bü" kelimesinin geçtiği ayet sayısı: 396

SURE ADI AYET
Sad (74) Ancak İblis eğilmedi. O yüklük tasladı ve kafirlerden oldu.
Sad (75) Allah, "Ey İblis! "Ellerimle yarattığıma saygı ile eğilmekten seni ne alıkoydu? yüklük mü tasladın, yoksa üstünlerden mi oldun?" dedi.
Zümer (67) Allah'ın kadrini gereği gibi bilemediler. Yeryüzü kıyamet gününde tünüyle O'nun elindedir. Gökler de O'nun kudretiyle dürülmüştür. O, onların ortak koştuklarından uzaktır, yücedir.
Zümer (59) (Allah şöyle diyecek:) "Hayır, öyle değil! Âyetlerim sana geldi de sen onları yalanladın, yüklük tasladın ve inkarcılardan oldun."
Zümer (60) Kıyamet günü Allah'a karşı yalan söyleyenleri görürsün, yüzleri kapkara kesilmiştir. yüklük taslayanlar için cehennemde bir yer mi yok!?
Zümer (53) De ki: "Ey kendilerinin aleyhine aşırı giden kullarım! Allah'ın rahmetinden ümidinizi kesmeyin. Şüphesiz Allah tün günahları affeder. Çünkü O, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir."
Zümer (26) Böylece Allah dünya hayatında onlara zilleti tattırdı. Elbette ki ahiret azabı daha yüktür. Keşke bilselerdi!
Zümer (13) De ki: "Eğer ben Rabbime isyan edersem, şüphesiz yük bir günün azabından korkarım."
Zümer (72) Onlara şöyle denir: "İçinde ebedi kalmak üzere cehennemin kapılarından girin. yüklük taslayanların kalacağı yer ne kötüdür!"
Mümin (9) "Onları kötülüklerden koru. Sen o gün kimi kötülüklerden korursan, ona rahmet etmiş olursun. İşte bu yük başarıdır."
Mümin (10) İnkar edenler var ya, muhakkak onlara: "Allah'ın (size) gazabı, sizin kendinize olan gazabınızdan daha yüktür. Çünkü siz imana çağırılırdınız da inkar ederdiniz" diye seslenilir.
Mümin (12) "Bu, sizin tevhid çerçevesinde Allah'a çağrıldığında inkar etmeniz, O'na ortak koşulduğunda ise inanmanız sebebiyledir. Artık hüküm yüce ve yük Allah'a aittir."
Mümin (35) Onlar kendilerine gelmiş hiçbir delil olmaksızın, Allah'ın âyetleri hakkında tartışan kimselerdir. Bu ise Allah katında ve iman edenler katında yük öfke ve gazap gerektiren bir iştir. Allah, her kibirli zorbanın kalbini işte böyle mühürler.
Mümin (47) Ateşin içinde birbirleriyle tartışırlarken, zayıf olanlar, yüklük taslayanlara, "Biz size uymuş kimselerdik. Şimdi şu ateşin bir kısmını üzerimizden kaldırabilir misiniz?" derler.
Mümin (48) yüklük taslayanlar ise şöyle derler: "Biz hepimiz ateşin içindeyiz. Şüphesiz Allah kullar arasında (böyle) hüküm vermiştir."
Mümin (56) Allah'ın âyetleri hakkında, kendilerine gelmiş bir delilleri olmaksızın tartışanlar var ya, onların kalplerinde ancak bir yüklük taslama vardır. Onlar, tasladıkları yüklüğe asla ulaşmazlar. Sen Allah'a sığın. Şüphesiz O hakkıyla işitendir, hakkıyla görendir.
Mümin (57) Elbette göklerin ve yerin yaratılması, insanların yaratılmasından daha yük bir şeydir. Fakat insanların çoğu bilmezler.
Mümin (76) Onlara, "Ebedî kalmak üzere cehennem kapılarından girin. yüklük taslayanların yeri ne kötüdür!" (denir).
Fussilet (15) Âd kavmi ise yeryüzünde haksız olarak yüklük taslamış, "Bizden daha güçlü kim var?" demişlerdi. Onlar, kendilerini yaratan Allah'ın onlardan daha güçlü olduğunu görmediler mi? Onlar bizim âyetlerimizi inkâr ediyorlardı.
Fussilet (35) Bu güzel davranışa ancak sabredenler kavuşturulur. Buna ancak (hayırdan ve olgunluktan) yük payı olanlar kavuşturulur.
< Önceki Sayfa 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 Sonraki Sayfa >