"bü" kelimesini diğer meallerde de aramak için; lütfen kutudan meal seçin.

Bu mealde "bü" kelimesinin geçtiği ayet sayısı: 396

SURE ADI AYET
Enfal (12) Hani Rabbin meleklere, "Ben sizinle beraberim. İman edenlere sebat verin. Ben kafirlerin kalplerine korku salacağım. Şimdi vurun boyunlarının üstüne. Vurun, onların tün parmaklarına" diye vahyediyordu.
Enfal (28) Bilin ki mallarınız ve çoluk çocuğunuz birer deneme aracıdır. Allah katında ise yük bir mükafat vardır.
Enfal (29) Ey iman edenler! Eğer Allah'a karşı gelmekten sakınırsanız o size iyiyi kötüden ayırt edecek bir anlayış verir ve sizin kötülüklerinizi örter, sizi bağışlar. Allah yük lütuf sahibidir.
Enfal (44) Hani karşılaştığınız zaman onları gözlerinize az gösteriyor, sizi de onların gözlerinde azaltıyordu ki Allah, olacak bir işi gerçekleştirsin. tün işler Allah'a döndürülür.
Enfal (68) Eğer Allah'ın daha önce verilmiş bir hükmü olmasaydı, aldığınız şey (fidye) den dolayı size yük bir azap dokunurdu.
Enfal (73) İnkar edenler de birbirlerinin velileridir. Eğer siz bunların gereğini yapmazsanız yeryüzünde bir karışıklık ve yük bir bozulma olur.
Tevbe (3) Hacc-ı ekber gününde1, Allah ve Resûlünden tün insanlara bir bildiridir: Allah ve Resûlü, Allah'a ortak koşanlardan uzaktır. Eğer tövbe ederseniz, bu sizin için hayırlıdır. Ama yüz çevirirseniz, şunu iyi bilin ki, siz Allah'ı âciz bırakabilecek değilsiniz. İnkârcılara, elem dolu bir azabı müjdele!
Tevbe (17) Allah'a ortak koşanların, inkârlarına bizzat kendileri şahitlik edip dururken, Allah'ın mescitlerini imar etmeleri düşünülemez. Onların tün amelleri boşa gitmiştir. Onlar ateşte ebedî kalacaklardır.
Tevbe (22) Onlar orada ebedi kalacaklardır. Şüphesiz, Allah katında yük bir mükafat vardır.
Tevbe (25) Andolsun, Allah birçok yerde ve Huneyn savaşı gününde size yardım etmiştir. Hani, çokluğunuz size kendinizi beğendirmiş, fakat (bu çokluk) size hiçbir yarar sağlamamış, yeryüzü tün genişliğine rağmen size dar gelmişti. Nihayet (bozularak) gerisin geriye dönüp kaçmıştınız.
Tevbe (33) O, Allah'a ortak koşanlar hoşlanmasalar bile dinini, tün dinlere üstün kılmak için, peygamberini hidayetle ve hak dinle gönderendir.
Tevbe (63) Allah'a ve Resûlüne karşı gelen kimseye, içinde ebedî kalacağı cehennem ateşinin olduğunu bilmediler mi? İşte bu, yük bir rezilliktir.
Tevbe (72) Allah mü'min erkeklere ve mü'min kadınlara, ebedi olarak kalacakları, içinden ırmaklar akan cennetler ve Adn cennetlerinde çok güzel köşkler vadetti. Allah'ın rızası ise, bunların hepsinden daha yüktür. İşte bu yük başarıdır.
Tevbe (88) Fakat peygamber ve beraberindeki mü'minler, mallarıyla, canlarıyla cihat ettiler. tün hayırlar işte bunlarındır. İşte bunlar kurtuluşa erenlerin ta kendileridir.
Tevbe (89) Allah onlara, içinde ebedî kalacakları, içinden ırmaklar akan cennetler hazırlamıştır. İşte bu yük başarıdır.
Tevbe (100) İslâm'ı ilk önce kabul eden muhâcirler ve ensar ile, iyilikle onlara uyanlar var ya, Allah onlardan razı olmuş; onlar da O'ndan razı olmuşlardır. Allah onlara içinden ırmaklar akan, içinde ebedî kalacakları cennetler hazırlamıştır. İşte bu yük başarıdır.
Tevbe (101) Çevrenizdeki bedevîlerden birtakım münafıklar vardır. Medine halkından da münafıklıkta direnenler var ki sen onları bilmezsin. Biz onları biliriz. Onlara iki defa azap edeceğiz. Sonra da yük bir azaba itileceklerdir.
Tevbe (105) De ki: "Çalışın, yapın. Yaptıklarınızı Allah da, Rasûlü de, mü'minler de göreceklerdir. Sonra gaybı da, görülen âlemi de bilen Allah'ın huzuruna döndürüleceksiniz. O da size tün yapmakta olduğunuz şeyleri haber verecektir."
Tevbe (111) Şüphesiz Allah, mü'minlerden canlarını ve mallarını, kendilerine vereceği cennet karşılığında satın almıştır. Artık, onlar Allah yolunda savaşırlar, öldürürler ve ölürler. Allah bunu Tevrat'ta, İncil'de ve Kur'an'da kesin olarak va'detmiştir. Kimdir sözünü Allah'tan daha iyi yerine getiren? O halde, yapmış olduğunuz bu alışverişten dolayı sevinin. İşte asıl bu yük başarıdır.
Tevbe (118) Savaştan geri kalan üç kişinin de tövbelerini kabul etti. Yeryüzü tün genişliğine rağmen onlara dar gelmiş, vicdanları da kendilerini sıktıkça sıkmış, böylece Allah(ın azabın)dan yine ona sığınmaktan başka çare olmadığını anlamışlardı. Sonra (eski hallerine) dönsünler diye, onların tövbelerini de kabul etti. Şüphesiz Allah, tövbeyi çok kabul eden ve çok merhamet edendir.
< Önceki Sayfa 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 Sonraki Sayfa >