"da" kelimesini diğer meallerde de aramak için; lütfen kutudan meal seçin.

Bu mealde "da" kelimesinin geçtiği ayet sayısı: 2046

SURE ADI AYET
Kalem (14) Yemin edip duran, aşağılık, daima kusur arayıp kınayan, durmadan söz taşıyan, iyiliği hep engelleyen, saldırgan, günaha dadanmış, kaba saba; bütün bunların ötesinde bir de soysuz olan kimseye mal ve oğulları vardır diye, sakın boyun eğme.
Kalem (16) Yakında biz onun burnunu damgalayacağız.
Kalem (17) Şüphesiz biz, vaktiyle "bahçe sahipleri"ne belâ verdiğimiz gibi, onlara (Mekkeli inkarcılara) da belâ verdik. Hani o bahçe sahipleri, sabah erkenden (fakirler gelmeden) bahçenin ürünlerini devşirmeye yemin etmişlerdi.
Kalem (18) (Bunu tasarlarken) istisna da yapmıyorlardı. ("İnşaallah" demiyorlardı.)
Kalem (20) Böylece bahçe, (anızı) yakılmış toprağa döndü.
Kalem (27) (Gerçeği anlayınca da), "Hayır, meğer biz mahrum bırakılmışız!" dediler.
Kalem (32) "Umulur ki, Rabbimiz bize bunun yerine daha iyisini verir. Çünkü biz artık Rabbimizi arzulayanlarız."
Kalem (33) İşte böyledir azap! Ahiret azabı ise elbette daha büyüktür; ah bir bilselerdi!
Kalem (37) Yoksa size ait bir kitabınız var da (bu batıl hükümleri) ondan mı okuyorsunuz?
Kalem (39) Yahut bizden, her ne hükmederseniz mutlaka öyle olacağına dair Kıyamete kadar sürecek kesin sözler mi aldınız?
Kalem (43) Baldırların açılacağı (işlerin zorlaşacağı) ve kâfirlerin secdeye çağrılıp da gözleri düşmüş ve kendilerini zillet kaplamış bir halde buna güç yetiremeyecekleri günü (Kıyamet gününü) düşün. Halbuki onlar sağlıklarında secde etmeye çağrılıyorlar(ve buna yanaşmıyorlar)dı.
Kalem (46) Yoksa sen onlardan bir ücret istiyorsun da onlar bu yüzden ağır bir borç yükü altına mı girmişlerdir?
Kalem (47) Yahut gayb (levh-i mahfuz) kendi yanlarında da onlar mı (bundan aktarıp) yazıyorlar?
Hakka (6) Âd kavmine gelince onlar da uğultulu ve dondurucu şiddetli bir rüzgarla helak edildi.
Hakka (10) Öyle ki Rablerinin elçilerine karşı geldiler. Bunun üzerine Allah da onları gittikçe artan bir azap ile yakaladı.
Hakka (12) Şüphesiz, (Nûh zamanında) su bastığı vakit, sizi gemide biz taşıdık ki, bu olayı sizin için bir uyarı yapalım ve belleyecek kulaklar da onu bellesin.
Hakka (15) Sûr'a bir defa üfürülünce, yeryüzü ve dağlar kaldırılıp birbirine bir çarptırılınca, işte o gün olacak olmuş(kıyamet kopmuş)tur.
Hakka (16) Gök de yarılmış ve artık o gün o da çökmeye yüz tutmuştur.
Hakka (17) Melekler onun kıyılarındadır. O gün Rabbinin arşını, bunların da üstünde sekiz taşıyıcı taşır.
Hakka (26) "Hesabımın ne olduğunu da bilmeseydim."
< Önceki Sayfa 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 Sonraki Sayfa >