"dü" kelimesini diğer meallerde de aramak için; lütfen kutudan meal seçin.

Bu mealde "dü" kelimesinin geçtiği ayet sayısı: 508

SURE ADI AYET
Müminun (100) Nihayet onlardan birine ölüm gelince, "Rabbim! Beni nyaya geri gönderiniz ki, terk ettiğim nyada salih bir amel yapayım" der. Hayır! Bu sadece onun söylediği (boş) bir sözden ibarettir. Onların arkasında, tekrar dirilecekleri güne kadar (devam edecek, dönmelerine engel) bir perde (berzah) vardır.
Müminun (106) Onlar da şöyle derler: "Ey Rabbimiz! Biz azgınlığımıza yenik ştük ve sapık bir toplum olduk."
Nur (1) Bu, bizim indirdiğimiz ve (hükümlerini) farz kıldığımız bir sûredir. şünüp öğüt almanız için onda apaçık âyetler indirdik.
Nur (14) Eğer size nya ve ahirette Allah'ın lütfu ve rahmeti olmasaydı, içine daldığınız bu iftiradan dolayı size mutlaka büyük bir azap dokunurdu!
Nur (19) İnananlar arasında hayasızlığın yayılmasını arzu eden kimseler var ya; onlar için nya ve ahirette elem dolu bir azap vardır. Allah bilir, siz bilmezsiniz.
Nur (22) İçinizden varlık ve servet sahibi kimseler yakınlarına, şkünlere ve Allah yolunda hicret edenlere (kendi mallarından bir şey) vermeyeceklerine yemin etmesinler. Onlar affetsinler, vazgeçip iyi muamelede bulunsunlar. Allah'ın sizi bağışlamasını arzu etmez misiniz? Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.
Nur (24) İffetli ve (haklarında uydurulan kötülüklerden) habersiz mü'min kadınlara zina isnat edenler, gerçekten nya ve ahirette lanetlenmişlerdir. İşlemiş oldukları günahtan dolayı dillerinin, ellerinin ve ayaklarının kendi aleyhlerine şahitlik edecekleri günde onlara çok büyük bir azap vardır.
Nur (27) Ey iman edenler! Kendi evlerinizden başka evlere, geldiğinizi hissettirip (izin alıp) ev sahiplerine selam vermeden girmeyin. Bu davranış sizin için daha hayırlıdır. şünüp anlayasınız diye size böyle öğüt veriliyor.
Nur (33) Evlenmeye güçleri yetmeyenler de, Allah kendilerini lütfuyla zengin edinceye kadar iffetlerini korusunlar. Sahip olduğunuz kölelerden "mükâtebe" yapmak isteyenlere gelince, eğer onlarda bir hayır görürseniz onlarla mükâtebe yapın. Allah'ın size verdiği maldan onlara verin. nya hayatının geçici menfaatlerini elde etmek için iffetli olmak isteyen cariyelerinizi fuhşa zorlamayın. Kim onları buna zorlarsa bilinmelidir ki hiç şüphesiz onların zorlanmasından sonra Allah (onları) çok bağışlayıcıdır, çok merhametlidir.
Nur (50) Kalplerinde bir hastalık mı var, yoksa şüphe ve teredde mi ştüler? Yoksa Allah ve Resûlünün kendilerine karşı zulüm ve haksızlık edeceğinden mi korkuyorlar? Hayır, işte onlar asıl zalimlerdir.
Nur (54) "Allah'a itaat edin, peygambere itaat edin" de. Eğer yüz çevirirseniz bilin ki ona yüklenen sorumluluğu ancak ona ait; size yüklenen görevin sorumluluğu da yalnızca size aittir. Eğer ona itaat ederseniz doğru yola erersiniz. Peygambere şen ancak apaçık bir tebliğdir.
Nur (61) Köre güçlük yoktur, topala güçlük yoktur, hastaya da güçlük yoktur. Kendi evlerinizde veya babalarınızın evlerinde veya annelerinizin evlerinde veya erkek kardeşlerinizin evlerinde veya kız kardeşlerinizin evlerinde veya amcalarınızın evlerinde veya halalarınızın evlerinde veya dayılarınızın evlerinde veya teyzelerinizin evlerinde veya anahtarlarına sahip olduğunuz evlerde ya da dostlarınızın evlerinde yemek yemenizde de bir sakınca yoktur. Bir arada veya ayrı ayrı olarak yemek yemenizde de bir sakınca yoktur. Evlere girdiğiniz zaman birbirinize, Allah katından mübarek ve hoş bir esenlik dileği olarak, selam verin. İşte Allah, şünesiniz diye âyetleri size böyle açıklar.
Furkan (31) Biz, işte böyle, her peygamber için suçlulardan bir şman yarattık. Yol gösterici ve yardım edici olarak Rabbin yeter.
Furkan (50) Andolsun, biz bunu insanlar arasında, şünüp ibret alsınlar diye tekrar tekrar açıkladık. Fakat insanların çoğu nankörlükte direttiler.
Şuara (28) Mûsâ, "O, doğunun da batının da ve ikisi arasındaki her şeyin de Rabbidir. Eğer şünüyorsanız bu, böyledir" dedi.
Şuara (45) Mûsâ da asasını attı. Bir de ne görsünler, asâ onların zkleri sihir takımlarını yutuyor.
Şuara (77) "Şüphesiz onlar benim şmanımdır. Ancak âlemlerin Rabbi olan Allah dostumdur."
Şuara (187) "Eğer doğru söyleyenlerden isen, haydi gökten üzerimize bir parça şür."
Neml (17) Süleyman’ın, cinlerden, insanlardan ve kuşlardan meydana gelen orduları onun önünde toplandı. Hep birlikte zenli olarak sevk ediliyorlardı.
Neml (33) Dediler ki: "Biz güçlü kimseleriz ve çetin savaşçılarız. Emir senin. Ne emredeceğini şün."
< Önceki Sayfa 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 Sonraki Sayfa >