"dü" kelimesini diğer meallerde de aramak için; lütfen kutudan meal seçin.

Bu mealde "dü" kelimesinin geçtiği ayet sayısı: 508

SURE ADI AYET
Casiye (17) Onlara din işi konusunda açık deliller verdik. Ama onlar ancak kendilerine bilgi geldikten sonra, aralarındaki hasetten dolayı ayrılığa ştüler. Şüphesiz Rabbin, hakkında ayrılığa ştükleri şeyler konusunda kıyamet günü, aralarında hüküm verecektir.
Casiye (23) Nefsinin arzusunu ilah edinen, Allah'ın; (halini) bildiği için saptırdığı ve kulağını ve kalbini mühürlediği, gözüne de perde çektiği kimseyi görn mü? Şimdi onu Allah'tan başka kim doğru yola eriştirebilir? Hâlâ şünüp ibret almayacak mısınız?
Casiye (35) "Bunun sebebi, Allah'ın âyetlerini alaya almanız ve nya hayatının sizi aldatmasıdır." Artık bugün ateşten çıkarılmazlar ve Allah'ın rızasını kazandıracak amelleri işleme istekleri kabul edilmez.
Ahkaf (6) İnsanlar (kıyamet günü) toplandığında, o taptıkları kendilerine şman oluverir, onların ibâdetlerini de inkâr ederler.
Ahkaf (7) Âyetlerimiz onlara açıkça okunduğu zaman, o küfredenler kendilerine geldiğinde Hak (kitap Kur'an) için, şünmeden "Bu, apaçık bir büyür" dediler.
Ahkaf (35) (Ey Muhammed!) O halde yüksek azim sahibi peygamberlerin sabretmesi gibi sabret. Onlar için acele etme. Onlar tehdit edildikleri azabı görkleri gün, sanki nyada günzün bir anından başka kalmadıklarını sanırlar. Bu bir duyurudur. Ancak yoldan çıkmış olan topluluk helak edilir.
Muhammed (2) İnanıp salih ameller işleyenlerin ve Muhammed'e indirilene -ki o Rablerinden gelen haktır- inananların ise Allah günahlarını örtmüş ve hallerini zeltmiştir.
Muhammed (5) Onları doğruya ve güzele erdirecek ve durumlarını zeltecektir.
Muhammed (24) Onlar Kur'an'ı şünmüyorlar mı? Yoksa kalplerin üzerinde kilitleri mi var?
Muhammed (25) Kendileri için hidayet yolu belli olduktan sonra gerisin geri dönenleri, şeytan aldatıp peşinden sürüklemiş, ve kendilerini boş ümitlere şürmüştür.
Muhammed (36) Şüphesiz nya hayatı ancak bir oyun ve eğlencedir. Eğer inanır ve Allah'a karşı gelmekten sakınırsanız, size mükafatınızı verir ve sizden mallarınızı (tamamen sarf etmenizi) istemez.
Hucurat (7) Bilin ki, aranızda Allah'ın elçisi bulunmaktadır. Eğer o, birçok işlerde size uysaydı, sıkıntıya şerdiniz. Fakat Allah, size imanı sevdirmiş ve onu gönüllerinize güzel göstermiş; inkârı, fasıklığı ve (İslam'ın emirlerine) karşı çıkmayı da çirkin göstermiştir. İşte bunlar doğru yolda olanların ta kendileridir.
Hucurat (9) Eğer inananlardan iki grup birbirleriyle savaşırlarsa aralarını zeltin. Eğer biri ötekine karşı haddi aşarsa, Allah'ın buyruğuna dönünceye kadar haddi aşan tarafa karşı savaşın. Eğer (Allah'ın emrine) dönerse, artık aralarını adaletle zeltin ve (onlara) adaletli davranın. Çünkü Allah, âdaletli davrananları sever.
Hucurat (10) Mü'minler ancak kardeştirler. Öyleyse kardeşlerinizin arasını zeltin. Allah'a karşı gelmekten sakının ki size merhamet edilsin.
Hucurat (15) İman edenler ancak, Allah'a ve Peygamberine inanan, sonra şüpheye şmeyen, Allah yolunda mallarıyla ve canlarıyla cihad edenlerdir. İşte onlar doğru kimselerin ta kendileridir.
Kaf (6) Üstlerindeki göğe bakmazlar mı? Onu nasıl bina ettik, nasıl donattık! Onda hiçbir zensizlik ve eksiklik yoktur.
Zariyat (25) Hani onlar, İbrahim'in yanına varmışlar ve "Selâm olsun sana!" demişlerdi. O da "Size de selâm olsun." demiş, "Bunlar tanınmamış (yabancı) kimseler" (diye şünmüştü).
Zariyat (28) (Yemediklerini görünce) onlardan İbrahim'in içine bir korku ştü. Onlar, "korkma" dediler ve onu bilgin bir oğul ile müjdelediler.
Zariyat (49) şünüp ibret alasınız diye her şeyden (erkekli dişili) iki eş yarattık.
Tur (7) Tûr'a, yayılmış ince deri sayfalara zenle yazılmış kitaba, "Beyt-i Ma'mur"a1, yükseltilmiş tavana (göğe), kabaran denize andolsun ki, şüphesiz Rabbinin azabı mutlaka gerçekleşecektir.
< Önceki Sayfa 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 Sonraki Sayfa >