"fak" kelimesini diğer meallerde de aramak için; lütfen kutudan meal seçin.

Bu mealde "fak" kelimesinin geçtiği ayet sayısı: 229

SURE ADI AYET
Kehf (54) Andolsun, biz bu Kur'an'da insanlar için her türlü misali değişik şekillerde açıkladık. fakat insan tartışmaya her şeyden daha çok düşkündür.
Ta Ha (87) Şöyle dediler: "Sana verdiğimiz sözden kendi isteğimizle caymış değiliz. fakat biz Mısır halkının mücevheratından yüklü miktarlarda takınmıştık. İşte onları ateşe attık. Samirî de aynı şekilde attı."
Enbiya (23) O, yaptığından dolayı sorgulanamaz fakat onlar sorgulanırlar.
Enbiya (70) Ona böyle bir tuzak kurmak istediler. fakat biz onları en çok zarar edenler durumuna düşürdük.
Hac (28) Gelsinler ki, kendilerine ait bir takım menfaatlere şahit olsunlar ve Allah'ın kendilerine rızık olarak verdiği (kurbanlık) hayvanlar üzerine belli günlerde5 (onları kurban ederken) Allah'ın adını ansınlar. Artık onlardan siz de yiyin, yoksula fakire de yedirin.
Hac (36) Kurbanlık büyük baş hayvanları da sizin için Allah'ın dininin nişanelerinden kıldık. Sizin için onlarda hayır vardır. Onlar saf saf sıralanmış dururken (kurban edeceğinizde) üzerlerine Allah'ın adını anın. Yanları üzerlerine düşüp canları çıkınca onlardan siz de yiyin, istemeyen fakire de istemek zorunda kalan fakire de yedirin. Şükredesiniz diye onları böylece sizin hizmetinize verdik.
Hac (37) Onların etleri ve kanları asla Allah'a ulaşmaz. fakat ona sizin takvanız (Allah'a karşı gelmekten sakınmanız) ulaşır. Böylece onları sizin hizmetinize verdi ki, size doğru yolu gösterdiğinden dolayı Allah'ı büyük tanıyasınız. İyilik edenleri müjdele.
Müminun (74) fakat ahirete inanmayanlar, ısrarla bu yoldan çıkmaktadırlar.
Müminun (90) Hayır, biz onlara gerçeği getirdik, fakat onlar kesinlikle yalancıdırlar.
Nur (21) Ey iman edenler! Şeytanın adımlarına uymayın. Kim şeytanın adımlarına uyarsa, bilsin ki o hayasızlığı ve kötülüğü emreder. Eğer Allah'ın size lütfu ve merhameti olmasaydı sizden hiçbiriniz asla temize çıkamazdı. fakat Allah, dilediği kimseyi tertemiz kılar. Allah hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir.
Furkan (18) Onlar, "Seni eksikliklerden uzak tutarız. Seni bırakıp da başka dostlar edinmek bize yaraşmaz. fakat sen onlara ve atalarına o kadar bol nimet verdin ki, sonunda seni anmayı unuttular ve helâke giden bir toplum oldular" derler.
Furkan (22) fakat melekleri görecekleri gün, işte o gün suçlulara hiçbir müjde yoktur. "Eyvah! Biz Allah'ın rahmetinden tamamen uzaklaştırılmışız" diyecekler.
Furkan (40) Andolsun, senin kavmin, bela yağmuruna tutularak yok edilen kente uğramışlardır. Yoksa onu görmüyorlar mıydı (ki ibret almadılar)? Hayır! (Görüyorlardı fakat) tekrar dirilmeyi ummuyorlardı.
Furkan (50) Andolsun, biz bunu insanlar arasında, düşünüp ibret alsınlar diye tekrar tekrar açıkladık. fakat insanların çoğu nankörlükte direttiler.
Şuara (6) Onlar (Allah'ın âyetlerini) yalanladılar, fakat alay edegeldikleri şeylerin haberleri başlarına gelecek.
Şuara (157) Derken onu kestiler, fakat pişman oldular.
Neml (36) (Elçilerin sözcüsü) Süleyman’ın huzuruna gelince, Süleyman ona şöyle dedi: "Siz beni mal ile desteklemek (ve böylece etkilemek) mi istiyorsunuz? Oysa Allah’ın bana verdiği size verdiğinden daha hayırlıdır. fakat hediyenizle ancak siz sevinirsiniz."
Neml (42) Belkıs gelince, "Senin tahtın böyle mi?" denildi. O da, "Sanki o! fakat zaten daha önce bize bilgi verilmişti ve biz teslimiyet göstermiştik" dedi.
Neml (66) Ahiret (gününün gerçekleşeceği) hakkında bilgi (peygamberler aracılığı ile)onlara peşpeşe gelmiştir. fakat onlar bu konuda şüphe içindedirler. Daha doğrusu onlar ahiretten yana kördürler.
Kasas (13) Böylece biz, anasının gözü aydın olsun ve üzülmesin, Allah'ın va'dinin hak olduğunu bilsin diye onu anasına geri döndürdük. fakat onların pek çoğu bunu bilmezler.
< Önceki Sayfa 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 Sonraki Sayfa >