"fi" kelimesini diğer meallerde de aramak için; lütfen kutudan meal seçin.

Bu mealde "fi" kelimesinin geçtiği ayet sayısı: 106

SURE ADI AYET
Yusuf (20) O'nu ucuz bir fiyata, birkaç dirheme sattılar. Zaten ona değer vermiyorlardı.
Rad (18) Rablerinin emrine uyanlar için mükâfâtın en güzeli vardır. Ona uymayanlar ise, yeryüzünde olan her şey ve onun yanında bir katı daha kendilerinin olsa, kurtulmak için hepsini kurtuluş fidyesi olarak verirlerdi. İşte hesabın kötüsü bunlar içindir. Varacakları yer de cehennemdir. O ne kötü yataktır!
İbrahim (6) Hani Mûsâ kavmine, "Allah'ın size olan nimetini anın. Hani O sizi, firavun ailesinden kurtarmıştı. Onlar sizi işkencenin en ağırına uğratıyorlar, oğullarınızı boğazlayıp kadınlarınızı sağ bırakıyorlardı. İşte bunda size Rabbinizden büyük bir imtihan vardır" demişti.
İsra (101) Andolsun, biz Mûsâ'ya apaçık dokuz mucize verdik. İsrailoğullarına sor (sana anlatsınlar): Hani Mûsâ onlara gelmiş ve firavun da ona, "Ben senin kesinlikle büyülendiğini zannediyorum ey Mûsâ!" demişti.
İsra (102) Mûsâ ise, "İyi biliyorsun ki, bunları ancak, göklerin ve yerin Rabbi apaçık deliller olarak indirmiştir. Ey firavun, ben de seni kesinlikle helak olmuş bir kişi olarak görüyorum" demişti.
İsra (103) Bunun üzerine firavun (işkence etmek ve öldürmek suretiyle) o yerden onların kökünü kazımak istedi. Biz de onu ve beraberindekileri hep birden suda boğduk.
Kehf (108) Şüphesiz, inanıp yararlı işler yapanlara gelince onlar için, içlerinde ebedi kalacakları firdevs cennetleri bir konaktır. Oradan ayrılmak istemezler.
Ta Ha (49) firavun, "Sizin Rabbiniz kim, ey Mûsâ?" dedi.
Ta Ha (51) firavun, "Ya geçmiş nesillerin hali ne olacak?" dedi.
Ta Ha (60) Bunun üzerine firavun ayrılıp, hilesini kuracak sihirbazlarını topladı, sonra geldi.
Ta Ha (71) firavun, "Demek, ben size izin vermeden önce ona (Mûsâ'ya) inandınız ha! Şüphe yok, o size sihiri öğreten büyüğünüzdür. Şimdi andolsun sizin ellerinizi ve ayaklarınızı çaprazlama keseceğim ve mutlaka sizi hurma dallarına asacağım. Hangimizin azabı daha şiddetli ve daha kalıcıymış, mutlaka göreceksiniz."
Ta Ha (78) Bunun üzerine firavun askerleriyle birlikte onların peşine düştü de, deniz onları görülmedik bir şekilde kuşatıp yuttu.
Ta Ha (79) firavun halkını saptırdı, onlara doğru yolu göstermedi.
Müminun (11) Onlar firdevs cennetlerine varis olurlar. Onlar orada ebedî kalacaklardır.
Müminun (46) Sonra Mûsâ ve kardeşi Hârûn'u mucizelerimizle ve apaçık bir delille firavun ve ileri gelenlerine peygamber olarak gönderdik de (onlar) büyüklük tasladılar ve kendilerini büyük görüp böbürlenen bir topluluk oldular.
Şuara (11) Hani Rabbin Mûsâ'ya, "Zalimler topluluğuna, firavun'un kavmine git! Başlarına geleceklerden hâlâ korkmuyorlar mı?" diye seslenmişti.
Şuara (18) firavun şöyle dedi: "Seni biz küçük bir çocuk olarak alıp aramızda büyütmedik mi? Sen ömrünün nice yıllarını aramızda geçirdin."
Şuara (23) firavun, "Âlemlerin Rabbi de nedir?" dedi.
Şuara (25) firavun, etrafındakilere (alaycı bir ifade ile) "dinlemez misiniz?" dedi.
Şuara (27) firavun, "Bu size gönderilen peygamberiniz, şüphesiz delidir" dedi.
< Önceki Sayfa 1 2 3 4 5 6 Sonraki Sayfa >