"gö" kelimesini diğer meallerde de aramak için; lütfen kutudan meal seçin.

Bu mealde "gö" kelimesinin geçtiği ayet sayısı: 1230

SURE ADI AYET
İbrahim (5) Andolsun, Mûsâ'yı da, "Kavmini karanlıklardan aydınlığa çıkar ve onlara Allah'ın (geçmiş milletleri cezalandırdığı) günlerini hatırlat" diye âyetlerimizle nderdik. Şüphesiz bunda çok sabreden, çok şükreden herkes için ibretler vardır.
İbrahim (9) Sizden önceki Nûh, Âd, ve Semûd kavimlerinin ve onlardan sonrakilerin –ki onları Allah'tan başkası bilmez- haberi size gelmedi mi? Onlara peygamberleri mucizeler getirdiler de onlar (öfkeden parmaklarını ısırmak için) ellerini ağızlarına türüp, "Biz sizinle nderileni inkar ediyoruz. Bizi çağırdığınız şeyden de derin bir şüphe içindeyiz" dediler.
İbrahim (12) "Allah bize yollarımızı dosdoğru stermişken, biz ne diye ona tevekkül etmeyelim? Bize yaptığınız eziyete elbette katlanacağız. Tevekkül edenler yalnız Allah'a tevekkül etsinler."
İbrahim (18) Rablerini inkar edenlerin durumu şudur: Onların işleri, fırtınalı bir günde rüzgarın şiddetle savurduğu küle benzer. (Dünyada) kazandıkları hiçbir şeyin (ahirette) yararını rmezler. İşte bu derin sapıklıktır.
İbrahim (19) Allah'ın kleri ve yeri hak ve hikmete uygun olarak yarattığını rmedin mi? Dilerse sizi giderir ve yeni bir halk getirir.
İbrahim (24) rmedin mi Allah güzel bir sözü nasıl misal getirdi? (Güzel bir söz), kökü sağlam, dalları ğe yükselen bir ağaç gibidir.
İbrahim (29) Allah'ın nimetini küfre değişenleri ve kavimlerini helak yurduna, yaslanacakları cehenneme sürükleyenleri rmedin mi? O ne kötü duraktır!
İbrahim (32) Allah, kleri ve yeri yaratan, kten yağmur indiren ve onunla size rızık olarak türlü meyveler çıkaran, emri gereğince denizde yüzmek üzere gemileri emrinize veren, nehirleri de hizmetinize sunandır.
İbrahim (37) "Rabbimiz! Ben çocuklarımdan bazısını, senin kutsal evinin (Kâbe'nin) yanında ekin bitmez bir vadiye yerleştirdim. Rabbimiz! Namazı dosdoğru kılmaları için (böyle yaptım). Sen de insanlardan bir kısmının nüllerini onlara meylettir, onları ürünlerden rızıklandır, umulur ki şükrederler."
İbrahim (38) "Rabbimiz! Şüphesiz sen, gizlediğimizi de, açığa vurduğumuzu da bilirsin. Yerde ve kte hiçbir şey Allah'a gizli kalmaz."
İbrahim (41) "Rabbimiz! Hesap rülecek günde, beni, ana-babamı ve inananları bağışla."
İbrahim (42) Sakın, Allah'ı zalimlerin yaptıklarından habersiz sanma! Allah onları ancak, zlerin dehşetle bakakalacağı bir güne erteliyor.
İbrahim (43) O gün başlarını dikerek (çağırıldıkları yere doğru) koşarlar. zleri kendilerine bile dönmez, kalpleri de bomboştur.
İbrahim (48) O gün yer, başka bir yere, kler de başka klere dönüştürülür ve insanlar bir ve kahhar (her şeyin üzerinde yegâne hakim) olan Allah'ın huzuruna çıkarlar.
İbrahim (49) O gün, suçluları zincirlere vurulmuş olarak rürsün.
İbrahim (50) mlekleri katrandandır. Yüzlerini de ateş bürüyecektir.
İbrahim (51) Allah herkese kazandığının karşılığını vermek için böyle yapar. Şüphesiz Allah, hesabı çabuk rendir.
Hicr (85) Biz kleri, yeri ve her ikisi arasında bulunanları ancak hakka ve hikmete uygun olarak yarattık. Kıyamet günü mutlaka gelecektir. Sen şimdi güzel bir şekilde hoşrü ile muamele et.
Hicr (88) Kafirlerden bir kısmını faydalandırdığımız şeylerde sakın zün kalmasın. Onlara karşı mahzun olma ve mü'minlere (şefkat) kanadını indir.
Hicr (97) Andolsun, onların söyledikleri şeylerden dolayı ğsünün daraldığını biliyoruz.
< Önceki Sayfa 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 Sonraki Sayfa >