"gö" kelimesini diğer meallerde de aramak için; lütfen kutudan meal seçin.

Bu mealde "gö" kelimesinin geçtiği ayet sayısı: 1230

SURE ADI AYET
Şura (53) İşte sana da, emrimizle, bir ruh (kalpleri dirilten bir kitap) vahyettik. Sen kitap nedir, iman nedir bilmezdin. Fakat biz onu, kullarımızdan dilediğimizi, kendisiyle doğru yola eriştireceğimiz bir nur yaptık. Şüphesiz ki sen doğru bir yola iletiyorsun; klerdeki ve yerdeki her şeyin sahibi olan Allah'ın yoluna. İyi bilin ki, bütün işler sonunda Allah'a döner.
Zuhruf (6) Halbuki daha önceki toplumlara da nice peygamberler ndermiştik.
Zuhruf (11) O kten bir ölçüye re yağmur indirendir. Biz onunla ölü araziyi canlandırdık. İşte siz de, böyle diriltileceksiniz.
Zuhruf (23) İşte böyle, biz senden önce hiçbir memlekete bir uyarıcı ndermedik ki, oranın şımarık zenginleri, "Şüphe yok ki biz babalarımızı bir din üzerinde bulduk. Biz de elbette onların izlerinden gitmekteyiz" demiş olmasınlar.
Zuhruf (24) (nderilen uyarıcı,) "Ben size, babalarınızı üzerinde bulduğunuz dinden daha doğrusunu getirmiş olsam da mı?" dedi. Onlar, "Biz kesinlikle sizinle nderilen şeyi inkar ediyoruz" dediler.
Zuhruf (32) Rabbinin rahmetini onlar mı bölüştürüyorlar? Dünya hayatında onların geçimliklerini aralarında biz paylaştırdık. Birbirlerine iş rdürmeleri için, (çeşitli alanlarda) kimini kimine, derece derece üstün kıldık. Rabbinin rahmeti, onların biriktirdikleri (dünyalık) şeylerden daha hayırlıdır.
Zuhruf (36) Kim, Rahmân'ın Zikri'ni rmezlikten gelirse biz onun başına bir şeytan sararız. Artık o, onun ayrılmaz dostudur.
Zuhruf (41) Ya biz seni (bu dünyadan) alır türürüz de, onlardan intikam alırız.
Zuhruf (42) Yahut da, onlara yaptığımız tehdidi sana steririz ki, bizim onlara gücümüz yeter.
Zuhruf (45) Senden önce nderdiğimiz elçilerimize sor: Rahmân'dan başka kulluk edilecek ilahlar var etmiş miyiz?
Zuhruf (46) Andolsun, biz Mûsâ'yı mucizelerimizle Firavun'a ve ileri gelen adamlarına ndermiştik de o, "Şüphesiz ben âlemlerin Rabbinin elçisiyim" demişti.
Zuhruf (48) Onlara sterdiğimiz her bir mucize önceki benzerinden daha büyüktü. Doğru yola dönsünler diye, onları azaba uğrattık.
Zuhruf (49) (Onlar azabı rünce) "Ey büyücü! Sana verdiği söze dayanarak, bizim için Rabbine dua et. Çünkü biz artık doğru yola gireceğiz" dediler.
Zuhruf (51) Firavun kavmine seslenerek dedi ki: "Ey kavmim! Mısır hükümdarlığı benim değil mi? Şu nehirler de benim altımdan akıyor (değil mi?) Hâlâ rmüyor musunuz?"
Zuhruf (57) Meryem oğlu İsa bir örnek olarak anlatılınca bir de ne resin senin kavmin (seni susturacak bir delil buldukları zannıyla) hemen şamata etmeye başlar.
Zuhruf (71) Onlar için altın tepsiler ve kadehler dolaştırılır. Canlarının istediği ve zlerinin hoşlandığı her şey oradadır. Siz orada ebedî olarak kalacaksınız.
Zuhruf (82) klerin ve yerin Rabbi, Arş'ın da Rabbi olan Allah, onların nitelendirmelerinden uzaktır.
Zuhruf (84) O, kte de ilâh olandır, yerde de ilah olandır. O hüküm ve hikmet sahibidir, hakkıyla bilendir.
Zuhruf (85) klerin, yerin ve ikisi arasındaki her şeyin hükümranlığı kendisine ait olan Allah yücedir! Kıyametin bilgisi de yalnız O'nun katındadır ve yalnızca O'na döndürüleceksiniz.
Zuhruf (89) Şimdilik sen onları hoş r ve "size selam olsun" de. Yakında bilecekler.
< Önceki Sayfa 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 Sonraki Sayfa >