"gö" kelimesini diğer meallerde de aramak için; lütfen kutudan meal seçin.

Bu mealde "gö" kelimesinin geçtiği ayet sayısı: 1230

SURE ADI AYET
Hakka (16) k de yarılmış ve artık o gün o da çökmeye yüz tutmuştur.
Hakka (40) rebildiklerinize ve remediklerinize yemin ederim ki, o (Kur'an), hiç şüphesiz çok şerefli bir elçinin (Allah'dan alıp tebliğ ettiği) sözüdür.
Mearic (6) Şüphesiz onlar o azabı uzak rüyorlar.
Mearic (7) Biz ise onu yakın rüyoruz.
Mearic (9) ğün, erimiş maden gibi ve dağların atılmış renkli yün gibi olacağı günü hatırla.
Mearic (14) Birbirlerine sterilirler. Günahkâr kimse ister ki, o günün azabından kurtulmak için oğullarını, karısını, kardeşini, kendisini koruyup barındıran tüm ailesini ve yeryüzünde bulunanların hepsini fidye olarak versin de, kendisini kurtarsın.
Mearic (32) Onlar, emanetlerini ve verdikleri sözü zeten kimselerdir.
Mearic (35) İşte onlar cennetlerde ikram receklerdir.
Mearic (44) Dikili putlara akın akın gidercesine, zleri inmiş, kendilerini zillet kaplamış bir halde mezarlarından süratle çıkacakları o günü hatırla! İşte o, uyarıldıkları gündür.
Nuh (1) Şüphesiz biz Nûh'u, kavmine, "Kendilerine elem dolu bir azap gelmeden önce kavmini uyar" diye peygamber olarak nderdik.
Nuh (7) "Kuşkusuz sen onları bağışlayasın diye kendilerini her davet edişimde parmaklarını kulaklarına tıkadılar, elbiselerine büründüler, inanmamakta direndiler ve büyük bir kibir sterdiler."
Nuh (11) ‘(Bağışlama dileyin ki,) üzerinize kten bol bol yağmur indirsin.'
Nuh (15) ‘rmediniz mi Allah yedi ğü, tabaka tabaka nasıl yaratmıştır?'
Cin (8) "Kuşkusuz biz ğe ulaşmak istedik, fakat onu çetin bekçilerle ve yakıcı ışıklarla dolu bulduk."
Cin (9) "Halbuki biz, (daha önce) ğün bazı yerlerinde gayb haberlerini dinlemek için otururduk. Fakat şimdi her kim dinlemeye kalkacak olursa, kendini zetleyen yakıcı bir ışık bulur."
Cin (24) Nihayet uyarıldıkları şeyi rdüklerinde kimin yardımcısı daha zayıf, kimin sayısı daha azmış, bilecekler.
Cin (28) Ancak seçtiği resüller başka. (Onlara bildirir.) Fakat O, Resülün önünde ve arkasında zetleyici (melek)ler yürütür ki resüllerin, Rablerinin vahiylerini tebliğ ettiklerini bilsin. Allah onların her halini kuşatmış ve her şeyi inceden inceye sayıp dökmüştür.
Müzzemmil (15) (Ey Mekkeliler!) Şüphesiz biz size üzerinize şahitlik edecek bir peygamber nderdik. Nitekim, Firavun'a da bir peygamber ndermiştik.
Müzzemmil (18) O günle k (bile) yarılır, Allah'ın vadi gerçekleşir.
Müzzemmil (20) (Ey Muhammed!) Şüphesiz Rabbin, senin, gecenin üçte ikisine yakın kısmını, yarısını ve üçte birini ibadetle geçirdiğini biliyor. Beraberinde bulunanlardan bir topluluk da böyle yapıyor. Allah gece ve gündüzü düzenleyip takdir eder. Sizin buna (gecenin tümünde yahut çoğunda ibadete) gücünüzün yetmeyeceğini bildi de sizi bağışladı (yükünüzü hafifletti.) Artık Kur'an'dan kolayınıza geleni okuyun. Allah, içinizde hastaların bulunacağını, bir kısmınızın Allah'ın lütfundan rızık aramak üzere yeryüzünde dolaşacağını, diğer bir kısmınızın ise Allah yolunda çarpışacağını bilmektedir. O halde, Kur'an'dan kolayınıza geleni okuyun. Namazı dosdoğru kılın, zekatı verin, Allah'a güzel bir borç verin. Kendiniz için önceden ne iyilik nderirseniz onu Allah katında daha üstün bir iyilik ve daha büyük mükafat olarak bulursunuz. Allah'tan bağışlama dileyin. Şüphesiz Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.
< Önceki Sayfa 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 Sonraki Sayfa >