"gü" kelimesini diğer meallerde de aramak için; lütfen kutudan meal seçin.

Bu mealde "gü" kelimesinin geçtiği ayet sayısı: 1086

SURE ADI AYET
İbrahim (22) İş bitirilince şeytan da diyecek ki: "Şüphesiz Allah size gerçek olanı söz verdi. Ben de size söz verdim ama yalancı çıktım. Zaten benim sizi zorlayacak bir cüm yoktu. Ben sadece sizi çağırdım, siz de hemen bana geliverdiniz. O halde beni kınamayın, kendinizi kınayın. Artık ben sizi kurtaramam, siz de beni kurtaramazsınız. Şüphesiz ben, daha önce sizin, beni Allah'a ortak koşmanızı kabul etmemiştim. Şüphesiz, zalimlere elem dolu bir azap vardır."
İbrahim (24) Görmedin mi Allah zel bir sözü nasıl misal getirdi? (zel bir söz), kökü sağlam, dalları göğe yükselen bir ağaç gibidir.
İbrahim (31) İnanan kullarıma söyle, namazı dosdoğru kılsınlar, hiçbir alışveriş ve dostluğun bulunmadığı bir n gelmeden önce kendilerine rızık olarak verdiğimiz şeylerden Allah yolunda gizlice ve açıktan harcasınlar.
İbrahim (33) O, âdetleri üzere hareket eden neşi ve ayı sizin hizmetinize sunan, geceyi ve ndüzü sizin emrinize verendir.
İbrahim (35) Hani İbrahim demişti ki: "Rabbim! Bu şehri venli kıl, beni ve oğullarımı putlara tapmaktan uzak tut."
İbrahim (41) "Rabbimiz! Hesap görülecek nde, beni, ana-babamı ve inananları bağışla."
İbrahim (42) Sakın, Allah'ı zalimlerin yaptıklarından habersiz sanma! Allah onları ancak, gözlerin dehşetle bakakalacağı bir ne erteliyor.
İbrahim (43) O n başlarını dikerek (çağırıldıkları yere doğru) koşarlar. Gözleri kendilerine bile dönmez, kalpleri de bomboştur.
İbrahim (44) (Ey Muhammed!) İnsanları, kendilerine azabın geleceği n ile uyar. Zira o n zalimler, "Ey Rabbimiz! Yakın bir süreye kadar bizi ertele de senin çağrına uyalım ve peygamberlerin izinden gidelim" diyecekler. Onlara şöyle denilecek: "Daha önce siz, sonunuzun gelmeyeceğine yemin etmemiş miydiniz?"
İbrahim (47) Sakın Allah'ın, peygamberlerine verdiği sözden cayacağını sanma! Şüphesiz Allah mutlak ç sahibidir, intikam sahibidir.
İbrahim (48) O n yer, başka bir yere, gökler de başka göklere dönüştürülür ve insanlar bir ve kahhar (her şeyin üzerinde yegâne hakim) olan Allah'ın huzuruna çıkarlar.
İbrahim (49) O n, suçluları zincirlere vurulmuş olarak görürsün.
Hicr (82) Onlar ven içinde dağlardan evler yontuyorlardı.
Hicr (85) Biz gökleri, yeri ve her ikisi arasında bulunanları ancak hakka ve hikmete uygun olarak yarattık. Kıyamet nü mutlaka gelecektir. Sen şimdi zel bir şekilde hoşgörü ile muamele et.
Nahl (6) Onları akşamleyin getirirken, sabahleyin salıverirken de sizin için bir zellik (ve zevk) vardır.
Nahl (12) O, geceyi, ndüzü, neşi ve ayı sizin hizmetinize verdi. Bütün yıldızlar da O'nun emri ile sizin hizmetinize verilmiştir. Şüphesiz bunlarda aklını kullanan bir millet için ibretler vardır.
Nahl (25) Böylece kıyamet nünde kendi nahlarını tam olarak, bilgisizce saptırdıkları kimselerin nahlarının da bir kısmını yüklenirler. Dikkat et, yüklendikleri ne kötüdür.
Nahl (27) Sonra kıyamet nü Allah onları rezil edecek ve diyecek ki: "Uğrunda mücadele ettiğiniz ortaklarım nerede?!" kendilerine ilim verilenler ise şöyle derler: "Şüphesiz bun rezillik, aşağılık ve kötülük kafirlerin üzerinedir."
Nahl (30) Allah'a karşı gelmekten sakınan kimselere, "Rabbiniz ne indirdi?" denildiğinde, "Hayır indirdi" derler. Bu dünyada iyilik yapanlara bir iyilik vardır. Ahiret yurdu ise daha hayırlıdır. Allah'a karşı gelmekten sakınanların yurdu ne zeldir.
Nahl (38) Onlar, "Allah ölen bir kimseyi diriltmez." diye var çleriyle Allah'a yemin ettiler. Hayır diriltecek! Bu, yerine getirilmesini Allah'ın üzerine aldığı bir vaaddir. Fakat insanların çoğu bilmezler.
< Önceki Sayfa 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 Sonraki Sayfa >