"ha" kelimesini diğer meallerde de aramak için; lütfen kutudan meal seçin.

Bu mealde "ha" kelimesinin geçtiği ayet sayısı: 2082

SURE ADI AYET
Kalem (26) Fakat bahçeyi o halde gördüklerinde, "Biz mutlaka yolumuzu şaşırmış olmalıyız!" dediler.
Kalem (36) Size ne oluyor, nasıl hüküm veriyorsunuz?
Kalem (37) Yoksa size ait bir kitabınız var da (bu batıl hükümleri) ondan mı okuyorsunuz?
Kalem (39) Yahut bizden, her ne hükmederseniz mutlaka öyle olacağına dair Kıyamete kadar sürecek kesin sözler mi aldınız?
Kalem (40) Sor onlara: "Onların hangisi bu (iddianın doğruluğu)na kefildir?"
Kalem (41) Yoksa onların ortakları mı var? Doğru söyleyenler iseler, haydi getirsinler ortaklarını!
Kalem (43) Baldırların açılacağı (işlerin zorlaşacağı) ve kâfirlerin secdeye çağrılıp da gözleri düşmüş ve kendilerini zillet kaplamış bir halde buna güç yetiremeyecekleri günü (Kıyamet gününü) düşün. halbuki onlar sağlıklarında secde etmeye çağrılıyorlar(ve buna yanaşmıyorlar)dı.
Kalem (48) Sen, Rabbinin hükmüne sabret. Balık sahibi (Yûnus) gibi olma. hani o, (balığın karnında) kederli bir halde Rabbine yakarmıştı.
Kalem (49) Şayet Rabbinden ona bir nimet yetişmemiş olsaydı, o mutlaka kınanmış bir halde ıssız bir yere atılacaktı.
Kalem (52) halbuki o (Kur'an), âlemler için ancak bir öğüttür.
Hakka (7) Allah onu kesintisiz olarak yedi gece, sekiz gün onların üzerine musallat etti. Öyle ki (eğer orada olsaydın), o kavmi, içi boş hurma kütükleri gibi oracıkta yere serilmiş halde görürdün.
Hakka (21) Artık o, hoşnut bir hayat içindedir.
Hakka (52) O halde sen, yüce Rabbinin adıyla tespih et.
Mearic (9) Göğün, erimiş maden gibi ve dağların atılmış renkli yün gibi olacağı günü hatırla.
Mearic (16) hayır (ne mümkün)! Şüphesiz, cehennem derileri kavurup çıkaran alevli ateştir.
Mearic (19) Şüphesiz insan çok hırslı ve sabırsız olarak yaratılmıştır.
Mearic (21) Ona bir hayır dokunduğunda da eli sıkıdır.
Mearic (25) Onlar, mallarında; isteyenler ve (isteyemeyip) mahrum kalanlar için belli bir hak bulunan kimselerdir.
Mearic (37) Şimdi, inkar edenlere ne oluyor ki, boyunlarını uzatarak (alay etmek için) sağdan soldan gruplar halinde sana doğru koşuyorlar?
Mearic (39) hayır (ne mümkün)! Şüphesiz biz onları kendilerinin de bildikleri şeyden (meniden) yarattık.
< Önceki Sayfa 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 Sonraki Sayfa >