"iç" kelimesini diğer meallerde de aramak için; lütfen kutudan meal seçin.

Bu mealde "iç" kelimesinin geçtiği ayet sayısı: 1179

SURE ADI AYET
Yunus (2) İçlerinden bir adama, insanları uyar ve iman edenlere, Rableri katında kendileri in bir doğruluk makamı bulunduğunu müjdele diye vahyetmemiz, insanlar in şaşılacak bir şey mi oldu ki o kâfirler, "Bu elbette apaçık bir sihirbazdır" dediler?
Yunus (108) De ki: "Ey insanlar, size Rabbinizden gerçek (Kur'an) gelmiştir. Artık kim doğru yola girerse ancak kendisi in girer. Kim de saparsa ancak kendi aleyhine sapar. Ben sizden sorumlu değilim."
Hud (5) İyi bilin ki onlar, O'ndan gizlenmek in, kalplerindeki düşmanlığı gizliyorlar. Yine iyi bilin ki, elbiselerine büründükleri zaman bile, Allah onların gizlediklerini de, açığa vurduklarını da bilir. Çünkü O, göğüslerin özünü (kalplerde olanı) hakkıyla bilendir.
Hud (7) O, hanginizin amelinin daha güzel olacağı konusunda sizi imtihan in, henüz Arş'ı su üstünde iken gökleri ve yeri altı gün inde (altı evrede) yaratandır. Böyle iken "Ölümden sonra şüphesiz diriltileceksiniz" desen, inkarcılar "Mutlaka bu apaçık bir büyüdür" derler.
Hud (11) Ancak sabredip salih amel işleyenler böyle değildir. İşte onlar in bağışlanma ve büyük bir mükâfat vardır.
Hud (16) İşte onlar, kendileri in âhirette ateşten başka bir şey olmayan kimselerdir. (Dünyada) yaptıkları şeyler, orada boşa gitmiştir. Zaten bütün yapmakta oldukları da boş şeylerdir.
Hud (20) Onlar yeryüzünde (Allah'ı) âciz bırakabilecek değillerdir. Onların Allah'tan başka sığınabilecekleri bir yardımcıları da yoktur. Azap onlar in kat kat artırılacaktır. Çünkü onlar (gerçekleri) işitmeğe tahammül edemiyorlar, hem de görmüyorlardı.
Hud (25) Andolsun, biz Nûh'u kavmine peygamber olarak gönderdik. Onlara şöyle dedi: "Ben sizin in apaçık bir uyarıcıyım."
Hud (31) Size ben, "Allah'ın hazineleri yanımdadır", demiyorum; gaybı da bilmem. "Ben bir meleğim" de demiyorum. Sizin hor gördüğünüz kimseler in, "Allah onlara asla hbir hayır vermez" de diyemem. Allah onların lerindekini daha iyi bilir. Böyle bir şey söylersem o zaman ben gerçekten zâlimlerden olurum.
Hud (62) Onlar şöyle dediler: "Ey Salih! Bundan önce sen, aramızda ümit beslenen bir kimseydin. Şimdi babalarımızın taptıklarına tapmamızı bize yasaklıyor musun? Şüphesiz, biz senin bizi çağırdığın şeyden derin bir şüphe indeyiz."
Hud (70) Ellerini yemeğe uzatmadıklarını görünce, onları yadırgadı ve onlardan dolayı inde bir korku duydu. Dediler ki: "Korkma, çünkü biz Lût kavmine gönderildik."
Hud (75) Çünkü İbrahim çok li ve Allah'a yönelen bir kimseydi.
Hud (78) Kavmi, (konuklarıyla çirkin ilişkide bulunmak üzere) ona doğru koşa koşa geldiler. Zaten onlar önceden de bu tür çirkin işleri yapıyorlardı. Lût dedi ki: "Ey Kavmim! İşte kızlarım. Onlar(la nikahlanmanız) sizin in daha temizdir. Allah'a karşı gelmekten sakının ve konuklarıma karşı beni rezil etmeyin. İçinizde h aklı başında bir adam yok mu?"
Hud (84) Medyen halkına da kardeşleri Şu'ayb'ı peygamber gönderdik. O şöyle dedi: "Ey kavmim! Allah'a kulluk edin. Sizin ondan başka hbir ilahınız yoktur. Ölçüyü ve tartıyı eksik yapmayın. Ben sizi bolluk inde görüyorum. Ben sizin adınıza kuşatıcı bir günün azabından korkuyorum."
Hud (86) "Eğer inanan kimselerseniz Allah'ın bıraktığı helâl kazanç sizin in daha hayırlıdır. Ben sizin başınızda bir bekçi değilim."
Hud (103) Şüphesiz, ahiret azabından korkanlar in bunda bir ibret vardır. Bu, insanların (hesap ve ceza in) toplanacakları bir gündür. Bu, herkesin toplanıp bir araya geleceği bir gündür.
Hud (108) Mutlu olanlara gelince, gökler ve yerler durdukça inde ebedi kalmak üzere cennettedirler. Ancak Rabbinin dilemesi başka. Bu onlara ardı kesilmez bir lütuf olarak verilmiştir.
Hud (110) Andolsun, biz Mûsâ'ya Kitab'ı (Tevrat'ı) vermiştik de onun hakkında ayrılığa düşülmüştü. Eğer daha önce Rabbinin bir sözü geçmemiş olsaydı, elbette aralarında hüküm verilirdi. Onlar da (müşrikler de) o Kur'an hakkında derin bir şüphe indedirler.
Hud (114) (Ey Muhammed!) Gündüzün iki tarafında ve gecenin gündüze yakın vakitlerinde namaz kıl. Çünkü iyilikler kötülükleri giderir. Bu, öğüt alanlar in bir öğüttür.9
Hud (116) Sizden önceki nesillerden aklı başında kimseler (insanları) yeryüzünde bozgunculuk yapmaktan alıkoysalardı ya! Ancak lerinden kendilerini kurtardığımız pek az kimse bunu yapmıştı. Zulmedenler ise inde şımartıldıkları refahın ardına düştüler ve günahkâr kimseler oldular.
< Önceki Sayfa 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 Sonraki Sayfa >