"iç" kelimesini diğer meallerde de aramak için; lütfen kutudan meal seçin.

Bu mealde "iç" kelimesinin geçtiği ayet sayısı: 1179

SURE ADI AYET
Meryem (37) (Fakat hıristiyan) gruplar, aralarında ayrılığa düştüler. Büyük bir günü görüp yaşayacakları in vay kafirlerin haline!
Meryem (38) Bize gelecekleri gün (gerçekleri) ne iyi işitip ne iyi görecekler! Ama zalimler bugün apaçık bir sapıklık indedirler.
Meryem (39) Onları, gaflet inde bulunup iman etmezlerken işin bitirileceği o pişmanlık günüyle uyar.
Meryem (47) İbrahim şöyle dedi: "Esen kal! Senin in Rabbimden af dileyeceğim. Şüphesiz O, beni nimetleriyle kuşatmıştır."
Meryem (50) Onlara rahmetimizden bağışta bulunduk. Onlar in yüce bir doğruluk dili var ettik (güzel bir söz ile anılmalarını temin ettik).
Meryem (52) Ona, Tûr dağının sağ tarafından seslendik ve kendisi ile gizlice konuşmak in kendimize yaklaştırdık.
Meryem (71) (Ey insanlar!) Sizden cehenneme varmayacak h kimse yoktur. Rabbin in bu, kesin olarak hükme bağlanmış bir iştir.
Meryem (75) (Ey Muhammed!) De ki: "Kim sapıklık inde ise Rahmân onlara, istenildiği kadar süre versin! Nihayet kendilerine vaad olunan azabı, ya da kıyameti gördüklerinde kimin yeri daha kötüymüş, kimin taraftarları daha zayıfmış bilecekler.
Meryem (81) Onlar, kendileri in kuvvet ve şeref (kaynağı) olsunlar diye, Allah'tan başka ilahlar edindiler.
Meryem (84) Ey Muhammed! Şu halde onların azaba uğramalarını istemekte acele etme. Biz onlar in ancak (takdir ettiğimiz günleri) sayıp durmaktayız.
Meryem (96) İnanıp salih ameller işleyenler in Rahmân, (gönüllere) bir sevgi koyacaktır.
Ta Ha (7) Sen sözü açığa vursan da, gizlesen de Allah in birdir. Çünkü O, gizliyi de bilir, ondan daha gizli olanı da.
Ta Ha (14) "Şüphe yok ki ben Allah'ım. Benden başka hbir ilah yoktur. O halde bana ibadet et ve beni anmak in namaz kıl."
Ta Ha (23) "Sana büyük mucizelerimizden birini daha göstermemiz in elini koynuna sok ki bir başka mucize olarak, (alaca hastalığı gibi) bir hastalık sebebiyle olmaksızın bembeyaz bir halde çıksın."
Ta Ha (39) "Onu (bebek Mûsâ'yı) sandığın ine koy ve denize (Nil'e) bırak ki, deniz onu kıyıya atsın da kendisini, hem bana düşman, hem de ona düşman olan birisi (Firavun) alsın. Sana da, ey Mûsâ, sevilesin ve gözetimimizde yetiştirilesin diye tarafımızdan bir sevgi bırakmıştım."
Ta Ha (40) "Hani kız kardeşin (Firavun ailesine) gidiyor ve "size onun bakımını üstlenecek kimseyi göstereyim mi?" diyordu. Derken, gözü aydın olsun, üzülmesin diye seni annene döndürdük. (Sana baktı, büyüdün) ve (kazara) bir cana kıydın da biz seni kederden kurtardık seni sıkı bir denemeden geçirdik (ve kaçıp Medyen'e gittin). Medyen halkı inde yıllarca kaldın sonra (peygamber olman in) takdir edilmiş bir zamanda (Tûr'a) geldin ey Mûsâ!"
Ta Ha (41) "Ben seni kendim in seçtim."
Ta Ha (53) "Rabbim, yeryüzünü size beşik yapan, orada size yollar açan ve size gökten yağmur indirendir." Böylece onunla sizin in yerden türlü türlü bitkileri çift çift çıkardık.
Ta Ha (54) Yiyin, hayvanlarınızı yayın. Şüphesiz bunda akıl sahipleri in (Allah'ın varlığını ve birliğini gösteren) deliller vardır.
Ta Ha (57) Şöyle dedi: "Ey Mûsâ! Sihrin ile bizi yurdumuzdan çıkarmak in mi geldin?"
< Önceki Sayfa 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 Sonraki Sayfa >