"iş" kelimesini diğer meallerde de aramak için; lütfen kutudan meal seçin.

Bu mealde "iş" kelimesinin geçtiği ayet sayısı: 519

SURE ADI AYET
Yunus (33) Rabbinin yoldan çıkanlar hakkındaki, "Onlar artık imana gelmezler" sözü, te böylece gerçekleşmtir.
Yunus (31) De ki: "Sizi gökten ve yerden kim rızıklandırıyor? Ya da itme ve görme yetisi üzerinde kim mutlak hakimdir? Ölüden diriyi, diriden ölüyü kim çıkarıyor? İşleri kim yürütüyor?" "Allah" diyecekler. De ki: "O halde Allah'a karşı gelmekten sakınmayacak mısınız?"
Yunus (27) Kötü ler yapmış olanlara gelince, bir kötülüğün cezası misliyledir ve onları bir zillet kaplayacaktır. Onları Allah(ın azabın)dan koruyacak hiçbir kimse de yoktur. Sanki yüzleri, karanlık geceden parçalarla örtülmüştür. İşte onlar cehennemliklerdir. Onlar orada ebedî kalacaklardır.
Yunus (26) Güzel yapanlara (karşılık olarak) daha güzeli ve bir de fazlası vardır. Onların yüzlerine ne bir kara bulaşır, ne de bir zillet. İşte onlar cennetliklerdir ve orada ebedî kalacaklardır.
Yunus (9) (Fakat) iman edip salih ameller leyenlere gelince, Rableri onları imanları sebebiyle, hidayete erdirir. Nimetlerle dolu cennetlerde altlarından ırmaklar akar.
Yunus (8) Şüphesiz bize kavuşacağını ummayan ve dünya hayatına razı olup onunla yetinerek tatmin olan kimseler ile âyetlerimizden gafil olanlar var ya te onların kazanmakta oldukları günahlar yüzünden, varacakları yer ateştir.
Yunus (4) Hepinizin dönüşü ancak onadır. Allah bunu bir gerçek olarak vadetmtir. Şüphesiz o başlangıçta yaratmayı yapar sonra, iman edip salih ameller leyenleri adaletle mükafatlandırmak için onu (yaratmayı) tekrar eder. Kafirlere gelince, inkar etmekte olduklarından dolayı, onlar için kaynar sudan bir içki ve elem dolu bir azap vardır.
Yunus (3) Şüphesiz ki Rabbiniz, gökleri ve yeri altı gün içinde (altı evrede) yaratan, sonra da Arş'a kurulup leri yerli yerince düzene koyan Allah'tır. O'nun izni olmaksızın, hiç kimse şefaatçı olamaz. İşte o, Rabbiniz Allah'tır. O halde O'na kulluk edin. Hâlâ düşünmüyor musunuz?
Hud (11) Ancak sabredip salih amel leyenler böyle değildir. İşte onlar için bağışlanma ve büyük bir mükâfat vardır.
Hud (18) Kim Allah'a karşı yalan uydurandan daha zalimdir? İşte bunlar, Rablerine arz edilecekler ve şâhitler de, "Rablerine karşı yalan söyleyenler te bunlardır" diyeceklerdir. Biliniz ki, Allah'ın lâneti zalimler üzerinedir.
Hud (20) Onlar yeryüzünde (Allah'ı) âciz bırakabilecek değillerdir. Onların Allah'tan başka sığınabilecekleri bir yardımcıları da yoktur. Azap onlar için kat kat artırılacaktır. Çünkü onlar (gerçekleri) itmeğe tahammül edemiyorlar, hem de görmüyorlardı.
Hud (23) İman edip, salih ameller leyen ve Rablerine gönülden bağlananlara gelince, te onlar cennetliklerdir. Onlar orada ebedi kalacaklardır.
Hud (24) Bu iki zümrenin durumu, kör ve sağır ile gören ve iten kimseler gibidir. Bunların durumları hiç birbirlerine denk olur mu? Hâlâ düşünmez misiniz?
Hud (35) (Ey Muhammed!) Yoksa "Onu (Kur'an'ı) kendisi uydurdu" mu diyorlar? De ki: "Eğer onu uydurmuşsam, suçum bana âittir. Ben de sizin lemekte olduğunuz suçlardan uzağım."
Hud (44) "Ey yeryüzü! Yut suyunu. Ey gök! Tut suyunu" denildi. Su çekildi, bitirildi. Gemi de Cûdî'ye oturdu ve "Zalimler topluluğu Allah'ın rahmetinden uzak olsun!" denildi.
Hud (46) Allah, "Ey Nûh! O asla senin âilenden değildir. Onun yaptığı, iyi olmayan bir tir. O halde hakkında hiçbir bilgin olmayan şeyi benden isteme. Ben sana cahillerden olmamanı öğütlerim" dedi.
Hud (78) Kavmi, (konuklarıyla çirkin ilkide bulunmak üzere) ona doğru koşa koşa geldiler. Zaten onlar önceden de bu tür çirkin leri yapıyorlardı. Lût dedi ki: "Ey Kavmim! İşte kızlarım. Onlar(la nikahlanmanız) sizin için daha temizdir. Allah'a karşı gelmekten sakının ve konuklarıma karşı beni rezil etmeyin. İçinizde hiç aklı başında bir adam yok mu?"
Hud (83) (Azap) emrimiz gelince oranın altını üstüne getirdik. Üzerine de Rabbinin katında aretlenm pirilm balçıktan taşlar yağdırdık. Bunlar zalimlerden uzak değildir.
Hud (102) Zulme sapmış memleketlerin halkını yakaladığında, Rabbinin yakalaması te böyledir! Şüphesiz onun yakalaması can yakıcı ve şiddetlidir.
Hud (123) Göklerin ve yerin gaybını bilmek Allah'a mahsustur. Bütün ler ona döndürülür. Öyle ise ona kulluk et ve ona tevekkül et. Rabbin yaptıklarınızdan habersiz değildir.
< Önceki Sayfa 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 Sonraki Sayfa >