"mu" kelimesini diğer meallerde de aramak için; lütfen kutudan meal seçin.

Bu mealde "mu" kelimesinin geçtiği ayet sayısı: 616

SURE ADI AYET
Hakka (45) Eğer (Peygamber) bize isnat ederek bazı sözler uydurmuş olsaydı mutlaka onu kudretimizle yakalardık.
Hakka (46) Sonra da onun şah damarını mutlaka keserdik.
Hakka (50) Şüphesiz Kur'an, kâfirler için mutlaka bir pişmanlık sebebidir.
Mearic (5) (Ey muhammed!) Sen güzel bir şekilde sabret.
Cin (2) (Ey muhammed!) De ki: "Bana cinlerden bir topluluğun (Kur'an'ı) dinleyip şöyle dedikleri vahyedildi: "Şüphesiz biz doğruya ileten hayranlık verici bir Kur'an dinledik de ona inandık. Artık Rabbimize hiç kimseyi asla ortak koşmayacağız."
Cin (17) Yine de ki: "Bana şöyle de vahyedildi: ‘Eğer yolda dosdoğru olurlarsa mutlaka onlara bol yağmur yağdırırız ki bununla onları imtihan edelim. Kim Rabbinin zikrinden (Kur'an'dan) yüz çevirirse, Rabbi onu gittikçe yükselen bir azaba sokar."
Müzzemmil (20) (Ey muhammed!) Şüphesiz Rabbin, senin, gecenin üçte ikisine yakın kısmını, yarısını ve üçte birini ibadetle geçirdiğini biliyor. Beraberinde bulunanlardan bir topluluk da böyle yapıyor. Allah gece ve gündüzü düzenleyip takdir eder. Sizin buna (gecenin tümünde yahut çoğunda ibadete) gücünüzün yetmeyeceğini bildi de sizi bağışladı (yükünüzü hafifletti.) Artık Kur'an'dan kolayınıza geleni okuyun. Allah, içinizde hastaların bulunacağını, bir kısmınızın Allah'ın lütfundan rızık aramak üzere yeryüzünde dolaşacağını, diğer bir kısmınızın ise Allah yolunda çarpışacağını bilmektedir. O halde, Kur'an'dan kolayınıza geleni okuyun. Namazı dosdoğru kılın, zekatı verin, Allah'a güzel bir borç verin. Kendiniz için önceden ne iyilik gönderirseniz onu Allah katında daha üstün bir iyilik ve daha büyük mükafat olarak bulursunuz. Allah'tan bağışlama dileyin. Şüphesiz Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.
Müddessir (39) Ancak ahiret mutluluğuna eren kimseler başka.
Kıyame (16) (Ey muhammed!) Onu (vahyi) çarçabuk almak için dilini kımıldatma.
Mürselat (7) Ard arda gönderilenlere, kasırga gibi esenlere, hakkıyla yayanlara, hakkıyla ayıranlara, özür ya da uyarı olmak üzere öğüt bırakanlara andolsun ki, uyarıldığınız (Kıyamet) mutlaka gerçekleşecektir.
Naziat (5) Nihayet işi çekip çevirenlere (ki, mutlaka tekrar diriltileceksiniz).
Naziat (15) (Ey muhammed!) Mûsâ'nın haberi sana geldi mi?
Naziat (16) Hani, Rabbi ona mukaddes Tuvâ vadisinde şöyle seslenmişti:
Naziat (20) Derken Mûsâ O'na en büyük mucizeyi gösterdi.
Abese (5) Kendini muhtaç hissetmeyene gelince;
Abese (3) (Ey muhammed!) Ne bilirsin, belki de o arınacak,
İnfitar (11) Halbuki üzerinizde muhakkak bekçiler, değerli yazıcılar vardır.
Mutaffifın (7) Hayır, günahkârların yazısı, muhakkak "Siccîn"dedir.
Mutaffifın (16) Sonra onlar muhakkak cehenneme gireceklerdir.
Büruc (9) Onlar mü'minlere ancak; göklerin ve yerin hükümranlığı kendisine ait olan mutlak güç sahibi ve övülmeye layık Allah'a iman ettikleri için kızıyorlardı. Allah her şeye şahittir.
< Önceki Sayfa 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 Sonraki Sayfa >