"ne" kelimesini diğer meallerde de aramak için; lütfen kutudan meal seçin.

Bu mealde "ne" kelimesinin geçtiği ayet sayısı: 538

SURE ADI AYET
Saffat (54) Konuşan o kimse yanındakilere, "Bakar mısınız, hali ne oldu?" der.
Saffat (56) Ona şöyle der: "Allah'a andolsun, neredeyse beni de helak edecektin."
Saffat (75) Andolsun, Nûh bize dua edip seslenmişti. Biz ne güzel cevap vereniz!
Saffat (77) Onun neslini yeryüzünde kalanlar kıldık.
Saffat (85) Hani babasına ve kavmine şöyle demişti: "Siz neye tapıyorsunuz?"
Saffat (87) "O halde Âlemlerin Rabbi hakkında görüşünüz nedir?"
Saffat (102) Çocuk kendisiyle birlikte koşup yürüyecek yaşa gelince İbrahim ona, "Yavrum, ben rüyamda seni boğazladığımı gördüm. Düşün bakalım, ne dersin?" dedi. O da, "Babacığım, emrolunduğun şeyi yap. İnşaallah beni sabredenlerden bulacaksın" dedi.
Saffat (113) Onu da İshak'ı da uğurlu kıldık. Her ikisinin nesillerinden iyilik yapanlar da vardı, kendine apaçık zulmedenler de.
Saffat (154) neyiniz var? Nasıl hüküm veriyorsunuz!
Saffat (158) Allah ile cinler arasında da nesep bağı kurdular. Oysa cinler de kendilerinin Allah'ın huzuruna getirileceklerini bilirler.
Saffat (163) (Ey müşrikler!) ne siz ve ne de taptıklarınız cehenneme gireceklerden başkasını kandırıp Allah'ın yolundan saptırabilirsiniz.
Saffat (170) Fakat (kitap gelince) onu inkar ettiler. Yakında (sonlarının ne olacağını) bilecekler.
Saffat (177) Fakat azabımız onların yurtlarına indiğinde o uyarılmış olanların sabahı ne kötü olur!
Sad (3) Biz onlardan önce nice nesilleri helak ettik. Onlar da feryat ettiler, ama artık kurtuluş zamanı değildi.
Sad (26) Ona dedik ki: "Ey Dâvûd! Gerçekten biz seni yeryüzünde halife yaptık. İnsanlar arasında hak ile hüküm ver. nefis arzusuna uyma, yoksa seni Allah'ın yolundan saptırır. Allah'ın yolundan sapanlar için hesap gününü unutmaları sebebiyle şiddetli bir azap vardır."
Sad (30) Dâvûd'a Süleyman'ı bağışladık. O ne güzel kuldu! Şüphesiz o, Allah'a çok yönelen bir kimse idi.
Sad (44) Şöyle dedik: "Eline bir demet sap al ve onunla vur, yeminini bozma." Gerçekten biz Eyyûb'u sabreden bir kimse olarak bulduk. O ne güzel bir kuldu! O, Allah'a çok yönelen bir kimse idi.
Sad (56) İşte böyle! Şüphesiz azgınlar için elbette kötü bir dönüş yeri, cehennem vardır. Onlar oraya girerler. Orası ne kötü bir yataktır!
Sad (60) O grup da, "Hayır, size rahat ve huzur olmasın. Bu cehennemi bizim önümüze siz sürdünüz. Orası ne kötü durak yeridir!" der.
Sad (62) Yine şöyle derler: "Dünyada kendilerini kötü saydığımız adamları acaba neden göremiyoruz?"
< Önceki Sayfa 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 Sonraki Sayfa >