"ne" kelimesini diğer meallerde de aramak için; lütfen kutudan meal seçin.

Bu mealde "ne" kelimesinin geçtiği ayet sayısı: 538

SURE ADI AYET
Kaf (36) Biz onlardan önce, kendilerinden daha zorlu nice nesilleri helak ettik de ülke ülke dolaşıp kaçacak delik aradılar. Kaçacak bir yer mi var?
Kaf (45) Biz onların ne dediklerini çok iyi biliyoruz. Sen, onlara karşı bir zorba değilsin. O halde sen, benim uyarımdan korkan kimselere Kur'an ile öğüt ver.
Zariyat (12) "Ceza günü ne zaman?" diye sorarlar.
Zariyat (21) Kesin olarak inananlar için yeryüzünde ve kendi nefislerinizde birçok alametler vardır. Hâlâ görmüyor musunuz?
Zariyat (31) İbrahim onlara: "O halde asıl işiniz nedir ey elçiler?" dedi.
Zariyat (45) Artık, ne yerlerinden kalkmaya güçleri yetti ne de başkasından yardım görebildiler.
Zariyat (48) Yeri de biz döşedik. Biz ne güzel döşeyiciyiz.
Tur (21) İman eden ve nesilleri de iman konusunda kendilerinin yoluna uyanlar var ya, biz onların nesillerini kendilerine kattık. Bununla beraber onların amellerinden hiçbir şey eksiltmeyiz. Herkes kazandığı karşılığında rehindir.
Tur (29) (Ey Muhammed!) O halde, sen öğüt ver. Rabbinin nimeti sayesinde, sen ne bir kâhinsin, ne de bir deli.
Necm (3) O, nefis arzusu ile konuşmaz.
Necm (20) Lât ve Uzza'ya ve diğer üçüncüsü Menat'a ne dersiniz?
Necm (23) Onlar ancak sizin ve atalarınızın (ilah edindiğiniz şeylere) taktığınız isimlerdir. Allah, onlar hakkında hiçbir delil indirmemiştir. Onlar (putperestler)yalnız zanna ve nefislerin arzusuna tâbi oluyorlar. Andolsun ki, kendilerine, Rableri katından yol gösterici gelmiştir.
Kamer (3) Peygamberi yalanladılar, nefislerinin arzularına uydular. Halbuki her iş, (Allah nasıl takdir ettiyse öylece) gerçekleşecek (değişmeyecek)tir.
Kamer (37) Andolsun, onlar onun (meleklerden olan) misafirlerinden nefislerindeki kötü arzuları tatmin etmek istediler. Biz de onların gözlerini silme kör ettik. "Haydi azabımı ve uyarılarımı tadın!" dedik.
Rahman (37) Gök yarılıp da, yanıp kızaran yağ gibi kırmızı gül haline geldiği zaman (haliniz ne olur?)
Rahman (39) İşte o gün ne insana, ne cine günahı sorulmayacak.
Rahman (56) Oralarda bakışlarını sadece eşlerine çevirmiş dilberler vardır. Onlara eşlerinden önce ne bir insan, ne bir cin dokunmuştur.
Rahman (74) Onlara, eşlerinden önce ne bir insan ne bir cin dokunmuştur.
Vakıa (8) Ahiret mutluluğuna erenler var ya; ne mutlu kimselerdir!
Vakıa (9) Kötülüğe batanlara gelince; ne mutsuz kimselerdir!
< Önceki Sayfa 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 Sonraki Sayfa >