"o" kelimesini diğer meallerde de aramak için; lütfen kutudan meal seçin.

Bu mealde "o" kelimesinin geçtiği ayet sayısı: 4258

SURE ADI AYET
Zariyat (16) Şüphesiz Allah'a karşı gelmekten sakınanlar, Rablerinin kendilerine verdiği şeyleri alarak cennetlerde ve pınar başlarında bulunurlar. Şüphesiz onlar bundan önce iyilik yapan kimselerdi.
Zariyat (19) Mallarında (yardım) isteyen ve (iffetinden dolayı isteyemeyip) mahrum olanlar için bir hak vardır.
Zariyat (21) Kesin olarak inananlar için yeryüzünde ve kendi nefislerinizde birçok alametler vardır. Hâlâ görmüyor musunuz?
Zariyat (22) Gökte rızkınız ve size vaad olunan şeyler vardır.
Zariyat (23) Göğün ve yerin Rabbine andolsun ki o (size vadolunanlar), sizin konuşmanız gibi gerçektir.
Zariyat (25) Hani onlar, İbrahim'in yanına varmışlar ve "Selâm olsun sana!" demişlerdi. o da "Size de selâm olsun." demiş, "Bunlar tanınmamış (yabancı) kimseler" (diye düşünmüştü).
Zariyat (27) onu önlerine koydu. "Yemez misiniz?" dedi.
Zariyat (28) (Yemediklerini görünce) onlardan İbrahim'in içine bir korku düştü. onlar, "korkma" dediler ve onu bilgin bir oğul ile müjdelediler.
Zariyat (29) Bunun üzerine karısı bir çığlık kopararak yönelip elini yüzüne vurdu. "Ben kısır bir kocakarıyım (nasıl çocuğum olabilir?)" dedi.
Zariyat (30) onlar dediler ki: "Rabbin böyle buyurdu. Şüphesiz o, hüküm ve hikmet sahibidir, hakkıyla bilendir."
Zariyat (31) İbrahim onlara: "o halde asıl işiniz nedir ey elçiler?" dedi.
Zariyat (34) onlar şöyle dediler: "Biz suçlu bir kavme (Lût'un kavmine), üzerlerine çamurdan, pişirilmiş ve Rabbinin katında haddi aşanlar için belirlenmiş taşlar yağdırmak için gönderildik."
Zariyat (35) orada (Lût'un yöresinde) bulunan mü'minleri çıkardık.
Zariyat (36) Zâten orada bir ev halkında başka müslüman bulamadık.
Zariyat (37) orada, elem dolu azapdan korkacaklar için bir ibret bıraktık.
Zariyat (38) Mûsâ kıssasında da ibret vardır. Hani biz onu açık bir delil ile Firavun'a göndermiştik.
Zariyat (39) o ise kuvvetine güvenerek yüz çevirdi ve "Bu bir büyücü veya delidir" dedi.
Zariyat (40) Bunun üzerine biz de kendisini ve ordularını yakalayıp denize attık. o ise (pişman olmuş), kendini kınıyordu.
Zariyat (41) Ad kavminde de ibretler vardır. Hani onların üzerine köklerini kesen rüzgarı göndermiştik.
Zariyat (42) Üzerine uğradığı hiçbir şeyi bırakmıyor, mutlaka onu kül ediyordu.
< Önceki Sayfa 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 Sonraki Sayfa >