"ra" kelimesini diğer meallerde de aramak için; lütfen kutudan meal seçin.

Bu mealde "ra" kelimesinin geçtiği ayet sayısı: 1097

SURE ADI AYET
Kasas (63) Haklarında azap hükmü gerçekleşenler, "Ey rabbimiz! İşte şunlar bizim azdırdıklarımızdır. Kendimiz azdığımız gibi onları da azdırdık. Şimdi de onlardan uzaklaşıp sana döndük. Zaten (gerçekte) onlar bize tapmıyorlardı" diyeceklerdir.
Kasas (68) rabbin dilediğini yaratır ve seçer. Onların ise seçim hakkı yoktur. Allah, onların ortak koştuklarından uzaktır ve yücedir.
Kasas (69) rabbin, onların sinelerinin gizlediğini de açığa vurduklarını da bilir.
Kasas (73) Allah, rahmetinden ötürü geceyi içinde dinlenesiniz; gündüzü de, lütfundan isteyesiniz ve şükredesiniz diye sizin için yarattı.
Kasas (82) Daha dün onun yerinde olmayı arzu edenler, "Vay! Demek ki Allah, kullarından dilediği kimselere rızkı bol verir ve (dilediğine) kısarmış. Allah bize lütfetmiş olmasaydı, bizi de yerin dibine geçirirdi. Demek ki kafirler iflah olmayacak" demeye başladılar.
Kasas (86) Sen, bu kitabın sana verileceğini ummuyordun. Ancak o rabbinden bir rahmet olarak sana verildi. Öyle ise kafirlere sakın arka çıkma.
Kasas (87) Allah'ın âyetleri sana indirildikten sonra, sakın seni onlardan çevirmesinler. rabbin'e çağır ve sakın Allah'a ortak koşanlardan olma!
Ankebut (10) İnsanlardan öyleleri vardır ki, "Allah'a inandık" derler. Ama Allah uğrunda bir ezaya uğratılınca insanlardan gördükleri baskı ve işkenceyi Allah'ın azabı gibi tutar. Andolsun, rabbinden bir yardım gelecek olsa mutlaka, "Biz de sizinle beraberdik" derler. Allah, herkesin kalbinde olanı en iyi bilen değil midir?
Ankebut (17) "Siz Allah'ı bırakarak ancak putlara tapıyorsunuz ve yalan uyduruyorsunuz. Allah'ı bırakarak taptıklarınızın size hiçbir rızık vermeye güçleri yetmez. Öyle ise rızkı Allah'ın katında arayın. O'na kulluk edin ve O'na şükredin. Siz yalnız O'na döndürüleceksiniz."
Ankebut (23) Allah'ın âyetlerini ve O'na kavuşmayı inkar edenler var ya; işte onlar benim rahmetimden ümit kesmişlerdir. İşte onlar için elem dolu bir azap vardır.
Ankebut (26) Bunun üzerine Lût, ona (İbrahim'e) iman etti. İbrahim, "Ben, rabbime (gitmemi emrettiği yere) hicret edeceğim. Şüphesiz o mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir" dedi.
Ankebut (30) (Lût) "Ey rabbim! Şu bozguncu kavme karşı bana yardım et" dedi.
Ankebut (50) Dediler ki: "Ona rabbinden mucizeler indirilseydi ya!" De ki: "Mucizeler ancak Allah katındadır ve ben ancak apaçık bir uyarıcıyım."
Ankebut (51) Kendilerine okunan kitabı sana indirmiş olmamız onlara yetmedi mi?3 Şüphesiz bunda inanan bir kavim için bir rahmet ve bir öğüt vardır.
Ankebut (59) Onlar, sabreden ve yalnız rablerine tevekkül eden kimselerdir.
Ankebut (60) Nice canlılar vardır ki, rızıklarını taşımazlar (yiyecek biriktirmezler). Onları da sizi de Allah rızıklandırır. O hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir.
Rum (8) Onlar, kendi nefisleri(nin yaratılış incelikleri) hakkında hiç düşünmediler mi? Hem Allah gökler ile yeri ve ikisi arasındakileri ancak hak ve hikmete uygun olarak ve belirli bir süre için yaratmıştır. Şüphesiz insanların birçoğu rablerine kavuşacaklarını inkar ediyorlar.
Rum (28) Allah size kendinizden şöyle bir örnek getirdi: Kölelerinizden, verdiğimiz rızıklarda sizinle eşit haklara sahip olan ve birbirinizden çekindiğiniz gibi kendilerinden çekindiğiniz ortaklarınız var mı? Düşünen bir topluluk için âyetleri böyle ayrı ayrı açıklıyoruz.
Rum (33) İnsanlara bir zarar dokunduğu zaman, rablerine yönelerek ona dua ederler. Sonra Allah onlara kendinden bir rahmet tattırınca da, bir bakarsın ki içlerinden bir grup, rablerine ortak koşuyorlar.
Rum (36) İnsanlara bir rahmet tattırdığımız zaman ona sevinirler. Eğer kendi işledikleri şeyler sebebiyle başlarına bir kötülük gelirse, bir de bakarsın ki ümitsizliğe düşerler.
< Önceki Sayfa 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 Sonraki Sayfa >