"sö" kelimesini diğer meallerde de aramak için; lütfen kutudan meal seçin.

Bu mealde "sö" kelimesinin geçtiği ayet sayısı: 382

SURE ADI AYET
Kehf (15) Kalkıp da, "Rabbimiz, göklerin ve yerin Rabbidir. Ondan başkasına asla ilah demeyiz. Yoksa andolsun ki saçma bir z ylemiş oluruz. Şunlar, şu kavmimiz, ondan başka tanrılar edindiler. Onlar hakkında açık bir delil getirselerdi ya! Artık kim Allah'a karşı yalan uydurandan daha zalimdir?" dediklerinde onların kalplerine kuvvet vermiştik.
Kehf (63) Genç, "Gördün mü! Kayaya sığındığımız sırada balığı unutmuşum. –Doğrusu onu sana ylememi bana ancak şeytan unutturdu- Balık şaşılacak bir şekilde denizde yolunu tutup gitmişti" dedi.
Kehf (70) O da şöyle dedi: "O halde eğer bana tabi olacaksan, ben sana ylemedikçe hiçbir şey hakkında bana soru sormayacaksın."
Kehf (88) "Her kim de iman eder ve salih amel işlerse ona mükafat olarak daha güzeli var. (Üstelik) ona emrimizden kolay olanı yleyeceğiz."
Kehf (93) İki dağ arasına ulaşınca, bunların önünde, neredeyse hiçbir zü anlamayan bir halk buldu.
Kehf (109) De ki: "Rabbimin zlerini yazmak için denizler mürekkep olsa ve bir o kadar da ilave etsek (denizlere deniz katsak); Rabbimin zleri tükenmeden önce denizler tükenirdi."
Meryem (34) Hakkında şüpheye düştükleri hak ze göre Meryem oğlu İsa işte budur.
Meryem (50) Onlara rahmetimizden bağışta bulunduk. Onlar için yüce bir doğruluk dili var ettik (güzel bir z ile anılmalarını temin ettik).
Meryem (54) Kitap'ta İsmail'i de an. Şüphesiz o zünde duran bir kimse idi. Bir resül, bir nebi idi.
Meryem (56) Kitap'ta İdris'i de an. Şüphesiz o doğru zlü bir kimse, bir nebi idi.
Meryem (62) Orada boş z işitmezler. Yalnızca (meleklerin) "selam!" (deyişini) işitirler. Orada sabah akşam rızıkları da vardır.
Meryem (78) Gaybı mı görüp bilmiş, yoksa Rahmân'dan bir z mü almış?
Meryem (79) Hayır! (İş onun dediği gibi değil). Biz onun ylediklerini yazacağız ve azabını arttırdıkça arttıracağız!
Meryem (80) Onun (ahirette sahip olacağını) ylediği şeylere biz varis olacağız ve o bize tek başına gelecek.
Meryem (87) Rahmân'ın katında z almış olanlardan başkaları şefaat hakkına sahip olmayacaklardır.
Ta Ha (7) Sen zü açığa vursan da, gizlesen de Allah için birdir. Çünkü O, gizliyi de bilir, ondan daha gizli olanı da.
Ta Ha (15) "Kıyamet mutlaka gelecektir. Herkes işlediğinin karşılığını görsün diye, neredeyse onu gizleyecek (geleceğinden hiç z etmeyecek)tim."
Ta Ha (28) "Dilimdeki tutukluğu çöz ki zümü anlasınlar."
Ta Ha (44) "Ona yumuşak z yleyin. Belki öğüt alır, yahut korkar."
Ta Ha (86) Bunun üzerine Mûsâ öfke dolu ve üzgün bir halde halkına döndü. "Ey kavmim! Rabbiniz size güzel bir vaadde bulunmadı mı? (Ayrılışımdan sonra) çok zaman mı geçti, yoksa üzerinize Rabbinizden bir gazap inmesini mi istediniz de bana verdiğiniz ze uymadınız (ve buzağıya taptınız)?" dedi.
< Önceki Sayfa 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 Sonraki Sayfa >