"sö" kelimesini diğer meallerde de aramak için; lütfen kutudan meal seçin.

Bu mealde "sö" kelimesinin geçtiği ayet sayısı: 382

SURE ADI AYET
Ahzab (22) Mü'minler düşman birliklerini görünce, "İşte bu Allah'ın ve Resülünün bize vaad ettiği şeydir. Allah ve Resülü doğru ylemişlerdir" dediler. Bu onların ancak imanlarını ve teslimiyetlerini artırmıştır.
Ahzab (23) Mü'minlerden öyle adamlar vardır ki, Allah'a verdikleri ze sâdık kaldılar. İçlerinden bir kısmı verdikleri zü yerine getirmiştir (şehit olmuştur). Bir kısmı da (şehit olmayı) beklemektedir. Verdikleri zü asla değiştirmemişlerdir.
Ahzab (32) Ey Peygamber'in hanımları! Siz, kadınlardan herhangi biri gibi değilsiniz. Eğer Allah'a karşı gelmekten sakınıyorsanız (erkeklerle konuşurken) zü yumuşak bir eda ile ylemeyin ki kalbinde hastalık (kötü niyet) olan kimse ümide kapılmasın. Güzel (ve doğru) z yleyin.
Ahzab (53) Ey iman edenler! Yemek için çağrılmaksızın ve yemeğin pişmesini beklemeksizin (vakitli vakitsiz) Peygamber'in evlerine girmeyin, çağrıldığınız zaman girin. Yemeği yiyince de hemen dağılın. Sohbet için beklemeyin. Çünkü bu davranışınız Peygamber'i rahatsız etmekte, fakat o sizden de çekinmektedir. Allah ise gerçeği ylemekten çekinmez. Peygamberin hanımlarından bir şey istediğiniz zaman perde arkasından isteyin. Böyle davranmanız hem sizin kalpleriniz ,hem de onların kalpleri için daha temizdir. Allah'ın Resûlüne rahatsızlık vermeniz ve kendisinden sonra hanımlarını nikahlamanız ebediyyen z konusu olamaz. Çünkü bu Allah katında büyük bir günahtır.
Ahzab (59) Ey Peygamber! Hanımlarına, kızlarına ve müminlerin kadınlarına yle, bedenlerini örtecek elbiselerini giysinler. Bu onların tanınıp incitilmemelerine de daha uygundur. Şüphesiz Allah çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir.
Ahzab (71) Ey iman edenler! Allah'a karşı gelmekten sakının ve doğru z yleyin ki Allah sizin işlerinizi düzeltsin ve günahlarınızı bağışlasın. Kim Allah'a ve Resülüne itaat ederse, muhakkak büyük bir başarıya ulaşmıştır.
Sebe (7) Yine inkar edenler şöyle dediler: "Çürüyüp ufalandıktan sonra sizin yeniden diriltileceğinizi yleyen bir adamı size gösterelim mi?
Sebe (23) Allah katında, onun izin verdiği kimseden başkasının şefaati yarar sağlamaz. (Şefaat için izin verilip de) kalplerinden korku giderilince birbirlerine, "Rabbiniz ne yledi?" diye sorarlar. Onlar da "Gerçeği" diye cevap verirler. O yücedir, büyüktür.
Sebe (29) "Eğer doğru yleyenler iseniz, bu tehdit ne zaman gerçekleşecek" diyorlar.
Fatır (10) Her kim şan ve şeref istiyorsa bilsin ki, şan ve şeref bütünüyle Allah'a aittir. Güzel zler ancak ona yükselir. Salih ameli de güzel zler yükseltir. Kötülükleri tuzak yapanlar var ya, onlar için çetin bir azap vardır. İşte onların tuzağı boşa çıkar.
Yasin (7) Andolsun, onların çoğu üzerine o z (azap) hak olmuştur. Artık onlar iman etmezler.
Yasin (15) Onlar şöyle dediler: "Siz de ancak bizim gibi insansınız. Rahmân hiçbir şey indirmemiştir. Siz sadece yalan ylüyorsunuz."
Yasin (29) Sadece korkunç bir ses oldu. Bir anda nüp gittiler.
Yasin (48) "Eğer doğru yleyenlerseniz bu tehdit ne zaman gelecek?" diyorlar.
Yasin (52) Şöyle derler: "Vay başımıza gelene! Kim bizi diriltip mezarımızdan çıkardı? Bu, Rahman'ın vaad ettiği şeydir. Peygamberler doğru ylemişler."
Yasin (58) Çok merhametli olan Rab'den bir z olarak (kendilerine) "Selam" (vardır).
Yasin (70) (Aklen ve fikren) diri olanları uyarması ve kafirler hakkındaki o zün (azabın) gerçekleşmesi için Kur'an'ı indirdik.
Yasin (76) (Ey Muhammed!) Artık onların zü seni üzmesin. Çünkü biz onların gizlediklerini de açığa vurduklarını da biliyoruz.
Saffat (10) Ancak onlardan z kapan olur. Onu da delip geçen bir alev izler (ve yok eder).
Saffat (31) "Artık Rabbimizin zü (azap) bizim hakkımızda gerçekleşti. Biz onu mutlaka tadacağız."
< Önceki Sayfa 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 Sonraki Sayfa >