"lâ" kelimesini diğer meallerde de aramak için; lütfen kutudan meal seçin.

Bu mealde "lâ" kelimesinin geçtiği ayet sayısı: 33

SURE ADI AYET
Bakara (1) Elif m Mîm.
Bakara (88) "Kalplerimiz muhafazalıdır" dediler. Öyle değil. İnkarları sebebiyle Allah onları netlemiştir. Bu yüzden pek az iman ederler.
Bakara (89) Kendilerine ellerindekini (Tevrat'ı) tasdik eden bir kitap (Kur'an) gelince onu inkar ettiler. Oysa, daha önce (bu kitabı getirecek peygamber ile) inkarcılara (Arap müşriklerine) karşı yardım istiyorlardı. (Tevrat'tan) tanıyıp bildikleri (bu peygamber) kendilerine gelince ise onu inkar ettiler. Allah'ın neti inkarcıların üzerine olsun.
Bakara (161) Fakat âyetlerimizi inkar etmiş ve kafir olarak ölmüşlere gelince, işte Allah'ın, meleklerin ve bütün insanların neti onların üstünedir.
Bakara (162) Onlar ebedî olarak net içinde kalırlar. Artık ne kendilerinden azap hafifletilir, ne de yüzlerine bakılır.
Bakara (247) Peygamberleri onlara, "Allah size Tâlût'u hükümdar olarak gönderdi" dedi. Onlar, "O bizim üzerimize nasıl hükümdar olabilir? Biz hükümdarlığa ondan daha yığız. Ona zenginlik de verilmemiştir" dediler. Peygamberleri şöyle dedi: "Şüphesiz Allah onu sizin üzerinize (hükümdar) seçti, onun bilgisini ve gücünü artırdı." Allah mülkünü dilediğine verir. Allah lütfu geniş olandır, hakkıyla bilendir.
Al-i İmran (1) Elif m Mîm.
Nisa (46) Yahudilerden öyleleri var ki, (kelimeleri yerlerinden kaydırıp) tahrif ederek onları anlamlarından uzaklaştırırlar. Dillerini eğip bükerek ve dine saldırarak "İşittik, karşı geldik", "İşit, işitmez olası!" "Râ'inâ" derler. Halbuki onlar, "İşittik ve itaat ettik; dinle ve bize bak" deselerdi bu kendileri için daha hayırlı olurdu. Fakat Allah, küfürleri yüzünden kendilerini netlemiştir. Bu yüzden pek az iman ederler.
Nisa (93) Kim bir mümini kasten öldürürse, cezası, içinde ebedi kalacağı cehennemdir. Allah ona gazap etmiş, net etmiş ve onun için büyük bir azap hazırlamıştır.
Nisa (118) Allah o şeytana net etti ve o da, "Andolsun ki senin kullarından elbette belirli bir pay alacağım" dedi.
Araf (1) Elif m Mîm Sâd.
Tevbe (13) Yeminlerini bozan, peygamberi yurdundan çıkarmaya kalkışan ve üstelik size tecavüzü ilk defa kendileri başlatan bir kavimle savaşmaz mısınız? Yoksa onlardan korkuyor musunuz? Oysa Allah, -eğer siz gerçek mü'minler iseniz- kendisinden korkmanıza daha yıktır.
Tevbe (65) Şâyet kendilerine (niçin alay ettiklerini) sorsan, "Biz sadece fa dalmıştık ve aramızda eğleniyorduk", derler. De ki: "Allah'la, onun âyetleriyle ve peygamberiyle mi eğleniyordunuz?"
Yunus (1) Elif, m, Râ. Bunlar hikmet dolu Kitab'ın âyetleridir.
Hud (2) Elif m Râ. Bu Kur'an; âyetleri, hüküm ve hikmet sahibi (bulunan ve her şeyden) hakkıyla haberdar olan Allah tarafından muhkem (eksiksiz, sağlam ve açık) kılınmış, sonra da Allah'tan başkasına kulluk etmeyesiniz diye ayrı ayrı açıklanmış bir kitaptır. (De ki:) "Şüphesiz ben size O'nun tarafından gönderilmiş bir uyarıcı ve müjdeleyiciyim."
Hud (18) Kim Allah'a karşı yalan uydurandan daha zalimdir? İşte bunlar, Rablerine arz edilecekler ve şâhitler de, "Rablerine karşı yalan söyleyenler işte bunlardır" diyeceklerdir. Biliniz ki, Allah'ın neti zalimler üzerinedir.
Yusuf (1) Elif m Râ. Bunlar, apaçık Kitabın âyetleridir.
Rad (1) Elif m Mîm Râ. İşte bunlar Kitabın âyetleridir. Sana Rabbinden indirilen gerçektir, fakat insanların çoğu inanmazlar.
Rad (25) Allah'a verdikleri sözü, pekiştirilmesinden sonra bozanlar, Allah'ın korunmasını emrettiği şeyleri (akrabalık bağlarını) koparanlar ve yeryüzünde fesat çıkaranlar var ya; işte net onlara, yurdun kötüsü (cehennem) de onlaradır.
Hicr (35) Allah, "Öyleyse çık oradan, çünkü sen kovuldun. Şüphesiz hesap gününe kadar net senin üzerinedir" dedi.
1 2 Sonraki Sayfa >