"ELB" kelimesini diğer meallerde de aramak için; lütfen kutudan meal seçin.

Bu mealde "ELB" kelimesinin geçtiği ayet sayısı: 165

SURE ADI AYET
Araf (96) Eğer, o memleketlerin halkları iman etseler ve Allah'a karşı gelmekten sakınsalardı, ELBette onların üstüne gökten ve yerden nice bereketler (in kapılarını) açardık. Fakat onlar yalanladılar, biz de kendilerini işledikleri günahlarından dolayı yakalayıverdik.
Araf (27) Ey Âdemoğulları! Avret yerlerini kendilerine açmak için, ELBiselerini soyarak ana babanızı cennetten çıkardığı gibi, şeytan sizi de saptırmasın. Çünkü o ve kabilesi, onları göremeyeceğiniz yerden sizi görürler. Şüphesiz biz şeytanları, iman etmeyenlerin dostları kılmışızdır.
Araf (26) Ey Âdemoğulları! Size avret yerlerinizi örtecek giysi ve süslenecek ELBise verdik. Takva (Allah'a karşı gelmekten sakınma) ELBisesi var ya, işte o daha hayırlıdır. Bu (giysiler), Allah'ın rahmetinin alametlerindendir. Belki öğüt alırlar (diye onları insanlara verdik).
Araf (16) Şeytan dedi ki: "(Öyle ise) beni azdırmana karşılık, yemin ederim ki, ben de onları saptırmak için senin dosdoğru yolunun üzerinde ELBette oturacağım."
Araf (6) Kendilerine peygamber gönderilenlere mutlaka soracağız.Peygamberlere de ELBette soracağız.
Araf (189) Allah sizi bir tek nefisten yaratan ve kendisi ile huzur bulsun diye eşini de ondan var edendir. (İnsan) eşiyle birleşince eşi hafif bir yük yüklenir (gebe kalır) ve (bir müddet) onu taşır. Gebeliği ağırlaşınca her ikisi de Rableri Allah’a, “Eğer bize iyi ve sağlıklı bir çocuk verirsen, ELBette şükredenlerden olacağız” diye dua ederler.
Enfal (23) Allah onlarda bir hayır (hakka yöneliş) olduğunu bilseydi, ELBette onlara işittirirdi. Onlara işittirseydi dahi mutlaka yine yüz çevirerek dönüp giderlerdi.
Enfal (31) Onlara karşı âyetlerimiz okunduğu zaman, "Duyduk, istesek biz de bunun benzerini ELBette söyleriz. Bu, eskilerin masallarından başka bir şey değildir" dediler.
Enfal (42) Hani siz vadinin (Medine'ye) yakın tarafında; onlar uzak tarafında, kervansa sizin aşağınızdaydı. (Onlar sayıca sizden öylesine fazla idi ki), şâyet buluşmak üzere sözleşmiş olsaydınız (durumu fark edince) sözleşmenizde ayrılığa düşerdiniz (Savaşa yanaşmazdınız). Fakat Allah, olacak bir işi (mü'minlerin zaferini) gerçekleştirmek için böyle yaptı ki, ölen açık bir delille ölsün, yaşayan da açık bir delille yaşasın. Şüphesiz Allah, ELBette hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir.
Enfal (43) Hani Allah sana onları uykunda az gösteriyordu. Eğer sana onları çok gösterseydi ELBette gevşerdiniz ve o iş hakkında birbirinizle çekişirdiniz. Fakat Allah (sizi bunlardan) kurtardı. Çünkü o, göğüslerin özünü (kalplerde olanı) hakkıyla bilendir.
Tevbe (42) Eğer yakın bir dünya menfaati ve kolay bir yolculuk olsaydı, (sefere katılmayan münafıklar da) mutlaka sana uyarlardı. Fakat meşakkatli yol, onlara uzak geldi. Gerçi onlar, "Eğer gücümüz yetseydi, ELBette sizinle beraber çıkardık" diye Allah'a yemin edeceklerdir. Onlar kendilerini helâke sürüklüyorlar. Allah biliyor ki onlar kesinlikle yalancıdırlar.
Tevbe (46) Onlar eğer savaşa çıkmak isteselerdi, ELBette bunun için bir hazırlık yaparlardı. Fakat Allah onların harekete geçmelerini istemedi de onları geri bıraktı ve onlara, "Oturun oturan acizlerle beraber" denildi.
Tevbe (49) Onlardan "Bana izin ver, beni fitneye (isyana) sevketme" diyen de vardır. Bilesiniz ki onlar (böyle diyerek) fitnenin ta içine düştüler. Şüphesiz ki cehennem kâfirleri ELBette kuşatacaktır.
Tevbe (108) Onun içinde asla namaz kılma. İlk günden temeli takva (Allah'a karşı gelmekten sakınmak) üzerine kurulan mescit (Kuba mescidi), içinde namaz kılmana ELBette daha layıktır. Orada temizlenmeyi seven adamlar vardır. Allah da tertemiz onları sever.
Tevbe (120) Medine halkı ve onların çevresinde bulunan bedevîlere, Allah'ın Resûlünden geri kalmak, kendi canlarını onun canından üstün tutmak yaraşmaz. Çünkü onların, Allah yolunda çektikleri susuzluk, yorgunluk, açlık, kâfirleri öfkelendirmek üzere bir yere adım atmaları ve düşmana karşı herhangi bir başarı kazanmaları gibi hiçbir olay yoktur ki karşılığında kendilerine iyi bir amel (in sevabı) yazılmış olmasın. Şüphesiz Allah iyilik yapanların mükafatını ELBette zayi etmez.
Yunus (81) Sihirbazlar atacaklarını atınca Mûsâ dedi ki: "Sizin bu yaptığınız sihirdir. Allah onu ELBette boşa çıkaracaktır. Çünkü Allah bozguncuların işini düzeltmez.
Yunus (53) "O (azap) gerçek midir?" diye senden haber soruyorlar. De ki: "Evet, Rabbime andolsun ki o ELBette gerçektir. Siz (bu konuda Allah'ı) âciz kılacak değilsiniz."
Yunus (15) Âyetlerimiz kendilerine apaçık birer delil olarak okunduğunda, (öldükten sonra) bize kavuşmayı ummayanlar, "Ya (bize) bundan başka bir Kur'an getir veya onu değiştir" dediler. De ki: "Onu kendiliğimden değiştirmem benim için olacak şey değildir. Ben ancak bana vahyolunana uyarım. Eğer Rabbime isyan edecek olursam, ELBette büyük bir günün azabından korkarım."
Yunus (11) Eğer Allah insanlara, onların hemen hayra kavuşmayı istedikleri gibi, şerri de acele verseydi, ELBette onların ecellerine hükmolunurdu. İşte biz, bize kavuşmayı ummayanları, kendi azgınlıkları içinde bocalar halde bırakırız.
Yunus (2) İçlerinden bir adama, insanları uyar ve iman edenlere, Rableri katında kendileri için bir doğruluk makamı bulunduğunu müjdele diye vahyetmemiz, insanlar için şaşılacak bir şey mi oldu ki o kâfirler, "Bu ELBette apaçık bir sihirbazdır" dediler?
< Önceki Sayfa 1 2 3 4 5 6 7 8 9 Sonraki Sayfa >