"ER" kelimesini diğer meallerde de aramak için; lütfen kutudan meal seçin.

Bu mealde "ER" kelimesinin geçtiği ayet sayısı: 230

SURE ADI AYET
Al-i İmran (121) Hani sen mü'minlERi (Uhud'da) savaş mevzilERine yERleştirmek için, sabah ERken ailenden (evinden) ayrılmıştın. Allah, hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir.
Al-i İmran (130) Ey iman edenlER! Kat kat arttırılmış olarak faiz yemeyin. Allah'a karşı gelmekten sakının ki kurtuluşa EResiniz.2
Al-i İmran (185) HER canlı ölümü tadacaktır. Ancak kıyamet günü yaptıklarınızın karşılığı size tastamam vERilecektir. Kim cehennemden uzaklaştırılıp cennete sokulursa gERçekten kurtuluşa ERmiştir. Dünya hayatı, aldatıcı metadan başka bir şey değildir.
Al-i İmran (195) RablERi onlara şu karşılığı vERdi: "Ben, ERkek olsun, kadın olsun, sizden hiçbir çalışanın amelini zayi etmeyeceğim. SizlER birbirinizdensiniz. Hicret edenlER, yurtlarından çıkarılanlar, yolumda eziyet görenlER, savaşanlar ve öldürülenlERin de andolsun, günahlarını elbette örteceğim. Allah katından bir mükafat olmak üzERe, onları içinden ırmaklar akan cennetlERe koyacağım. Mükafatın en güzeli Allah katındadır."
Al-i İmran (200) Ey iman edenlER! Sabredin. Sabır yarışında düşmanlarınızı geçin. (Cihat için) hazırlıklı ve uyanık olun ve Allah'a karşı gelmekten sakının ki kurtuluşa EResiniz.
Nisa (1) Ey insanlar! Sizi bir tek nefisten yaratan ve ondan da eşini yaratan; ikisinden birçok ERkek ve kadın (meydana getirip) yayan Rabbinize karşı gelmekten sakının. Kendisi adına birbirinizden dilekte bulunduğunuz Allah'a karşı gelmekten ve akrabalık bağlarını koparmaktan sakının. Şüphesiz Allah üzERinizde bir gözetleyicidir.
Nisa (5) Allah'ın, sizin için geçim kaynağı yaptığı mallarınızı aklı ERmezlERe vERmeyin. O mallarla onları besleyin, giydirin ve onlara güzel söz söyleyin.
Nisa (6) YetimlERi deneyin. Evlenme çağına (büluğa) ERdiklERinde, eğER reşid olduklarını görürseniz, mallarını kendilERine vERin. BüyüyeceklER (ve mallarını gERi alacaklar) diye israf edERek ve aceleye getirERek mallarını yemeyin. (VelilERden) kim zengin ise (yetim malından yemeğe) tenezzül etmesin. Kim de fakir ise, aklın ve dinin gEReklERine uygun bir biçimde (hizmetinin karşılığı kadar) yesin. Mallarını kendilERine gERi vERdiğiniz zaman da yanlarında şahit bulundurun. Hesap görücü olarak Allah yetER.
Nisa (7) Ana, baba ve akrabaların (miras olarak) bıraktıklarından ERkeklERe bir pay vardır. Ana, baba ve akrabaların bıraktıklarından kadınlara da bir pay vardır. Allah, bırakılanın azından da çoğundan da bunları farz kılınmış birER hisse olarak belirlemiştir.
Nisa (11) Allah size, çocuklarınız (ın alacağı miras) hakkında, ERkeğe iki dişinin payı kadarını emredER. (Çocuklar sadece) ikiden fazla kız iselER, (ölenin gERiye) bıraktığının üçte ikisi onlarındır. EğER kız bir ise (mirasın) yarısı onundur. Ölenin çocuğu varsa, gERiye bıraktığı maldan, ana babasından hER birinin altıda bir hissesi vardır. EğER çocuğu yok da (yalnız) ana babası ona varis oluyorsa, anasına üçte bir düşER. EğER kardeşlERi varsa anasının hissesi altıda birdir. (Bu paylaştırma, ölenin) yapacağı vasiyetten ya da borcundan sonradır. Babalarınız ve oğullarınızdan, hangisinin size daha faydalı olduğunu bilemezsiniz. Bunlar, Allah tarafından farz kılınmıştır. Şüphesiz Allah hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.
Nisa (12) ER çocukları yoksa, karılarınızın gERiye bıraktıklarının yarısı sizindir. EğER çocukları varsa, bıraktıklarının dörtte biri sizindir. (Bu paylaştırma, ölen karılarınızın) yaptıkları vasiyetlERin yERine getirilmesi, yahut borçlarının ödenmesinden sonradır. EğER sizin çocuğunuz yoksa, bıraktığınızın dörtte biri onlarındır. EğER çocuğunuz varsa bıraktığınızın sekizde biri onlarındır. (Yine bu paylaştırma) yaptığınız vasiyetin yERine getirilmesinden, yahut borçlarınızın ödenmesinden sonradır. EğER kendisine varis olunan bir ERkek veya bir kadının evladı ve babası olmaz ve bir ERkek veya bir kız kardeşi bulunursa ona altıda bir düşER. EğER (kardeşlER) birden fazla olurlarsa, üçte birde ortaktırlar. (Bu paylaştırma varislERe) zarar vERmeksizin yapılan vasiyetin yERine getirilmesinden, yahut borcun ödenmesinden sonra yapılır. (Bütün bunlar) Allah'ın emridir. Allah hakkıyla bilendir, halimdir (hemen cezalandırmaz, mühlet vERir.)
Nisa (23) Size şunlarla evlenmek haram kılındı: Analarınız, kızlarınız, kız kardeşlERiniz, halalarınız, teyzelERiniz, ERkek kardeş kızları, kız kardeş kızları, sizi emziren süt annelERiniz, süt kız kardeşlERiniz, karılarınızın annelERi, kendilERiyle zifafa girdiğiniz karılarınızdan olup evlERinizde bulunan üvey kızlarınız, -eğER annelERi ile zifafa girmemişseniz onlarla evlenmenizde size bir günah yoktur- öz oğullarınızın karıları, iki kız kardeşi (nikah altında) bir araya getirmeniz. Ancak geçenlER (önceden yapılan bu tür evliliklER) başka. Şüphesiz Allah çok bağışlayıcıdır, çok mERhamet edicidir.
Nisa (32) Allah'ın, kiminizi kiminize üstün kılmaya vesile yaptığı şeylERi (haset edERek) arzu edip durmayın. ERkeklERe kazandıklarından bir pay vardır. Kadınlara da kazandıklarından bir pay vardır. Allah'tan, onun lütfunu isteyin. Şüphesiz Allah hER şeyi hakkıyla bilendir.
Nisa (34) ERkeklER, kadınların koruyup kollayıcılarıdırlar. Çünkü Allah insanların kimini kiminden üstün kılmıştır. Bir de ERkeklER kendi mallarından harcamakta (ve ailenin geçimini sağlamakta)dırlar. İyi kadınlar, itaatkârdırlar. Allah'ın (kendilERini) koruması sayesinde onlar da "gayb"ı korurlar. (Evlilik yükümlülüklERini reddedERek) başkaldırdıklarını gördüğünüz kadınlara öğüt vERin, onları yataklarında yalnız bırakın. (Bunlar fayda vERmez de mecbur kalırsanız) onları (hafifçe) dövün.EğER itaat edERlERse artık onların aleyhine başka bir yol aramayın. Şüphesiz Allah çok yücedir, çok büyüktür.
Nisa (35) ER karı-kocanın arasının açılmasından endişe edERseniz, ERkeğin ailesinden bir hakem, kadının ailesinden bir hakem göndERin. İki taraf (arayı) düzeltmek istERlERse, Allah da onları uzlaştırır. Şüphesiz, Allah hakkıyla bilendir, hakkıyla habERdardır.
Nisa (73) ER Allah'tan size bir lütuf (zafER) ERişse, bu sefER de; sizinle kendisi arasında hiç tanışıklık yokmuş gibi şöyle dER: "Keşke ben de onlarla bERabER olsaydım da büyük bir başarıya (ganimete) ulaşsaydım."
Nisa (75) Size ne oluyor da, Allah yolunda ve, "Ey Rabbimiz! BizlERi halkı zâlim olan şu memleketten çıkar, katından bize bir dost vER, bize katından bir yardımcı vER" diye yalvarıp duran zayıf ve zavallı ERkeklER, kadınlar ve çocukların uğrunda savaşa çıkmıyorsunuz?
Nisa (77) Daha önce kendilERine, "(savaşmaktan) ellERinizi çekin, namazı kılın, zekâtı vERin" denilenlERi görmedin mi? ÜzERlERine savaş yazılınca hemen içlERinden bir kısmı; insanlardan, Allah'tan korkar gibi, hatta daha çok korkarlar ve "Rabbimiz! Niçin bize savaş yazdın? Bizi yakın bir zamana kadar ERteleseydin ya!" dERlER. De ki: "Dünya geçimliği azdır. Ahiret, Allah'a karşı gelmekten sakınan kimse için daha hayırlıdır. Size kıl kadar haksızlık edilmez."
Nisa (98) Ancak gERçekten zayıf ve güçsüz olan, çaresiz kalan ve hicret etmeye yol bulamayan ERkeklER, kadınlar ve çocuklar başkadır.
Nisa (124) Mü'min olarak, ERkek veya kadın, hER kim salih amellER işlERse, işte onlar cennete girERlER ve zERre kadar haksızlığa uğratılmazlar.
< Önceki Sayfa 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 Sonraki Sayfa >