"ER" kelimesini diğer meallerde de aramak için; lütfen kutudan meal seçin.

Bu mealde "ER" kelimesinin geçtiği ayet sayısı: 230

SURE ADI AYET
Nur (31) Mü'min kadınlara da söyle, gözlERini haramdan sakınsınlar, ırzlarını korusunlar. (Yüz ve el gibi) görünen kısımlar müstesna, zînet (yER)lERini göstERmesinlER. BaşörtülERini ta yakalarının üzERine kadar salsınlar. ZinetlERini, kocalarından, yahut babalarından, yahut, kocalarının babalarından yahut oğullarından, yahut üvey oğullarından, yahut ERkek kardeşlERinden, yahut ERkek kardeşlERinin oğullarından, yahut kız kardeşlERinin oğullarından, yahut müslüman kadınlardan, yahut sahip oldukları kölelERden, yahut ERkekliği kalmamış hizmetçilERden, yahut da henüz kadınların mahrem yERlERine vakıf olmayan ERkek çocuklardan başkalarına göstERmesinlER. GizlediklERi zinetlER bilinsin diye ayaklarını yERe vurmasınlar. Ey mü'minlER, hep birlikte tövbe ediniz ki kurtuluşa EResiniz!
Nur (51) Aralarında hüküm vERmek için Allah'a (Kur'an'a) ve Resülüne davet edildiklERinde, mü'minlERin söyleyeceği söz ancak, "işittik ve iman ettik" demelERidir. İşte onlar kurtuluşa ERenlERin ta kendilERidir.
Nur (54) "Allah'a itaat edin, peygambERe itaat edin" de. EğER yüz çevirirseniz bilin ki ona yüklenen sorumluluğu ancak ona ait; size yüklenen görevin sorumluluğu da yalnızca size aittir. EğER ona itaat edERseniz doğru yola ERERsiniz. PeygambERe düşen ancak apaçık bir tebliğdir.
Nur (58) Ey iman edenlER! EllERinizin altında bulunanlar (kölelERiniz) ve sizden henüz büluğ çağına ERmemiş olanlar, günde üç defa; sabah namazından önce, öğleyin elbiselERinizi çıkardığınız vakit ve yatsı namazından sonra (yanınıza gireceklERi zaman) sizden izin istesinlER. Bu üç vakit sizin soyunup dökündüğünüz vakitlERdir. Bu vakitlERin dışında (izinsiz girme konusunda) ne size, ne onlara bir günah vardır. Birbirinizin yanına girip çıkabilirsiniz. Allah, âyetlERini size işte böylece açıklar. Allah hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.
Nur (59) Çocuklarınız ERginlik çağına geldiklERinde, kendilERinden öncekilERinizin istediklERi gibi izin istesinlER. İşte Allah âyetlERini size böyle açıklar. Allah hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.
Nur (61) Köre güçlük yoktur, topala güçlük yoktur, hastaya da güçlük yoktur. Kendi evlERinizde veya babalarınızın evlERinde veya annelERinizin evlERinde veya ERkek kardeşlERinizin evlERinde veya kız kardeşlERinizin evlERinde veya amcalarınızın evlERinde veya halalarınızın evlERinde veya dayılarınızın evlERinde veya teyzelERinizin evlERinde veya anahtarlarına sahip olduğunuz evlERde ya da dostlarınızın evlERinde yemek yemenizde de bir sakınca yoktur. Bir arada veya ayrı ayrı olarak yemek yemenizde de bir sakınca yoktur. EvlERe girdiğiniz zaman birbirinize, Allah katından mübarek ve hoş bir esenlik dileği olarak, selam vERin. İşte Allah, düşünesiniz diye âyetlERi size böyle açıklar.
Şuara (166) "Rabbinizin, sizin için yarattığı eşlERinizi bırakıyor da insanlar arasından ERkeklERe mi yanaşıyorsunuz? Siz gERçekten haddi aşan bir topluluksunuz."
Neml (55) "Siz kadınları bırakıp şehvetle ERkeklERe mi varıyorsunuz? Doğrusu siz ne yaptığını bilmez bir toplumsunuz."
Kasas (37) Mûsâ, "Katından kimin hidayet getirdiğini ve bu yurdun (güzel) sonucunun kimin olacağını Rabbim daha iyi bilir. Doğrusu zalimlER kurtuluşa ERemezlER" dedi.
Kasas (56) Şüphesiz sen sevdiğin kimseyi doğru yola iletemezsin. Fakat Allah, dilediği kimseyi doğru yola ERiştirir. O doğru yola geleceklERi daha iyi bilir.
Kasas (67) Ama tövbe edip iman eden ve salih amel işleyen kimsenin kurtuluşa ERenlERden olması umulur.
Ankebut (29) "Siz hâlâ ERkeklERe yanaşacak, yol kesecek ve toplantılarınızda edepsizlik yapacak mısınız?" Kavminin cevabı, "EğER doğru söyleyenlERden isen, haydi Allah'ın azabını getir bize" demeden ibaret oldu.
Rum (38) Öyle ise akrabaya, yoksula, ve yolcuya hakkını vER. Bu, Allah'ın hoşnutluğunu kazanmak isteyenlER için daha hayırlıdır. İşte onlar kurtuluşa ERenlERdir.
Lokman (5) İşte onlar, RablERinden gelen bir hidayet üzERedirlER ve işte onlar kurtuluşa ERenlERin ta kendilERidir.
Ahzab (35) Şüphesiz müslüman ERkeklERle müslüman kadınlar, mü'min ERkeklERle mü'min kadınlar, itaatkar ERkeklERle itaatkar kadınlar, doğru ERkeklERle doğru kadınlar, sabreden ERkeklERle sabreden kadınlar, Allah'a dERinden saygı duyan ERkeklER, Allah'a dERinden saygı duyan kadınlar, sadaka vERen ERkeklERle sadaka vERen kadınlar, oruç tutan ERkeklERle oruç tutan kadınlar, namuslarını koruyan ERkeklERle namuslarını koruyan kadınlar, Allah'ı çokça anan ERkeklERle çokça anan kadınlar var ya, işte onlar için Allah bağışlanma ve büyük bir mükafat hazırlamıştır.
Ahzab (36) Allah ve Resûlü bir iş hakkında hüküm vERdiklERi zaman, hiçbir mü'min ERkek ve hiçbir mü'min kadın için kendi işlERi konusunda tERcih kullanma hakları yoktur. Kim Allah'a ve Resülüne karşı gelirse şüphesiz ki o apaçık bir şekilde sapmıştır.
Ahzab (40) Muhammed, sizin ERkeklERinizden hiçbirinin babası değildir. Fakat o, Allah'ın Resülü ve nebilERin sonuncusudur. Allah hER şeyi hakkıyla bilendir.
Ahzab (55) PeygambERin hanımlarına, babalarından, oğullarından, ERkek kardeşlERinden, ERkek kardeşlERinin oğullarından, kız kardeşlERinin oğullarından, mümin kadınlardan ve sahip oldukları cariyelERden ötürü bir günah yoktur. Ey PeygambER hanımları! Allah'a karşı gelmekten sakının. Şüphesiz Allah hER şeye hakkıyla şahittir.
Ahzab (58) Mümin ERkeklERi ve mümin kadınları işlemediklERi şeylER yüzünden incitenlER, bir iftira ve apaçık bir günah yüklenmişlERdir.
Ahzab (73) Allah, münafık ERkeklERe ve münafık kadınlara, Allah'a ortak koşan ERkeklERe ve Allah'a ortak koşan kadınlara azap etmek; mümin ERkeklERin ve mümin kadınların da tövbelERini kabul etmek için insana emaneti yüklemiştir. Allah çok bağışlayandır, çok mERhamet edendir.
< Önceki Sayfa 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 Sonraki Sayfa >