"NA" kelimesini diğer meallerde de aramak için; lütfen kutudan meal seçin.

Bu mealde "NA" kelimesinin geçtiği ayet sayısı: 316

SURE ADI AYET
Nisa (101) Yeryüzünde sefere çıktığınız vakit kâfirlerin size saldırmasından korkarsanız, NAmazı kısaltmanızdan ötürü size bir güNAh yoktur. Şüphesiz kâfirler sizin apaçık düşmanınızdır.
Nisa (102) (Ey Muhammed!) Cephede sen de onların (mü'minlerin) arasında bulunup da onlara NAmaz kıldırdığın vakit, içlerinden bir kısmı seninle beraber NAmaza dursun. Silahlarını da yanlarıNA alsınlar. Bunlar secdeye vardıklarında (bir rekat kıldıklarında) arkanıza (düşman karşısıNA) geçsinler. Sonra o NAmaz kılmamış olan diğer kısım gelsin, seninle beraber kılsınlar ve ihtiyatlı bulunsunlar, silahlarını yanlarıNA alsınlar. İnkar edenler arzu ederler ki, silahlarınızdan ve eşyanızdan bir gafil olsanız da size ani bir baskın yapsalar. Yağmurdan zahmet çekerseniz, ya da hasta olursanız, silahlarınızı bırakmanızda size bir beis yoktur. Bununla birlikte ihtiyatlı olun (tedbirinizi alın). Şüphesiz Allah inkarcılara alçaltıcı bir azap hazırlamıştır.
Nisa (103) NAmazı kıldınız mı, gerek ayakta, gerek otururken ve gerek yan yatarak hep Allah'ı anın. Güvene kavuştunuz mu NAmazı tam olarak kılın. Çünkü NAmaz, mü'minlere belirli vakitlere bağlı olarak farz kılınmıştır.
Nisa (141) Onlar sizi gözetleyip duran kimselerdir. Eğer Allah tarafından size bir fetih (zafer) NAsip olursa, "Biz sizinle beraber değil miydik?" derler. Şayet kâfirlerin (zaferden) bir payı olursa, "Size üstünlük sağlayıp sizi mü'minlerden korumadık mı?" derler. Allah, kıyamet günü aranızda hükmünü verecektir. Allah, mü'minlerin aleyhine kâfirlere hiçbir yol vermeyecektir.
Nisa (142) NAfıklar, Allah'ı aldatmaya çalışırlar. Allah da onların bu çabalarını başlarıNA geçirir. Onlar, NAmaza kalktıkları zaman tembel tembel kalkarlar, insanlara gösteriş yaparlar ve Allah'ı pek az aNArlar.
Nisa (162) Fakat onlardan ilimde derinleşmiş olanlar ve mü'minler, saNA indirilene ve senden önce indirilene iman ederler. O NAmazı kılanlar, zekatı verenler, Allah'a ve ahiret gününe iNANAnlar var ya, işte onlara büyük bir mükâfat vereceğiz.
Nisa (163) Biz Nûh'a ve ondan sonra gelen peygamberlere vahyettiğimiz gibi, saNA da vahyettik. İbrahim'e, İsmail'e, İshak'a, Yakub'a, torunlarıNA, İsa'ya, Eyyüb'e, Yûnus'a, Hârûn'a ve Süleyman'a da vahyetmiştik. Davûd'a da Zebûr vermiştik.
Maide (6) Ey iman edenler! NAmaza kalkacağınız zaman yüzlerinizi, dirseklere kadar ellerinizi ve -başlarınıza mesh edip- her iki topuğa kadar da ayaklarınızı yıkayın. Eğer cünüp iseniz iyice yıkaNArak temizlenin. Hasta olursanız veya seferde bulunursanız veya biriniz abdest bozmaktan (def-i hacetten) gelir veya kadınlara dokunur (cinsel ilişkide bulunur) da su bulamazsanız, o zaman temiz bir toprağa yönelin. Onunla yüzlerinizi ve ellerinizi meshedin (Teyemmüm edin). Allah size herhangi bir güçlük çıkarmak istemez. Fakat o sizi tertemiz yapmak ve üzerinizdeki nimetini tamamlamak ister ki şükredesiniz.
Maide (12) Andolsun, Allah İsrailoğullarından sağlam söz almıştı. Onlardan on iki temsilci -başkan- seçmiştik. Allah şöyle demişti: "Sizinle beraberim. Andolsun eğer NAmazı kılar, zekatı verir ve elçilerime iNAnır, onları desteklerseniz, (fakirlere gönülden yardımda buluNArak) Allah'a güzel bir borç verirseniz, elbette sizin kötülüklerinizi örterim ve andolsun sizi, içinden ırmaklar akan cennetlere koyarım. Ama bundan sonra sizden kim inkar ederse, mutlaka o, dümdüz yoldan sapmıştır."
Maide (31) Nihayet Allah, oNA kardeşinin ölmüş cesedini NAsıl örtüp gizleyeceğini göstermek için yeri eşeleyen bir karga gönderdi. "Yazıklar olsun baNA! Şu karga kadar olup da kardeşimin cesedini örtmekten aciz miyim ben?" dedi. Artık pişmanlık duyanlardan olmuştu.
Maide (43) Yanlarında içinde Allah'ın hükmü buluNAn Tevrat varken NAsıl oluyor da seni hakem yapıyorlar, sonra bunun ardından verdiğin hükümden yüz çeviriyorlar? İşte onlar (kendi kitaplarıNA da, saNA da) iNAnmış değillerdir.
Maide (55) Sizin dostunuz ancak Allah'tır, Resûlüdür ve Allah'ın emirlerine boyun eğerek NAmazı kılan, zekâtı veren mü'minlerdir.
Maide (58) Siz NAmaza çağırdığınız vakit onu alaya alıp eğlence yerine koyuyorlar. Bu şüphesiz onların akılları ermeyen bir toplum olmalarındandır.
Maide (65) Eğer kitap ehli iman etseler ve Allah'a karşı gelmekten sakınsalardı, muhakkak onların kötülüklerini örterdik ve onları NAim cennetlerine koyardık.
Maide (75) Meryem oğlu Mesih sadece bir peygamberdir. Ondan önce de nice peygamberler geldi geçti. Onun annesi de dosdoğru bir kadındır. (NAsıl ilah olabilirler?) İkisi de yemek yerlerdi. Bak, onlara âyetlerimizi NAsıl açıklıyoruz. Sonra bak ki, NAsıl da (haktan) çevriliyorlar.
Maide (91) Şeytan, içki ve kumarla, ancak aranıza düşmanlık ve kin sokmak; sizi Allah'ı anmaktan ve NAmazdan alıkoymak ister. Artık vazgeçiyor musunuz?
Maide (106) Ey iman edenler! Birinizin ölümü yaklaştığı zaman vasiyet sırasında aranızda şahitlik (edecek olanlar) sizden adaletli iki kişidir. Yahut; seferde olup da başınıza ölüm musibeti gelirse, sizin dışınızdan başka iki kişi şahitlik eder. Eğer şüphe ederseniz, onları NAmazdan sonra alıkorsunuz da Allah adıNA, "Akraba da olsa, şahitliğimizi hiçbir karşılığa değişmeyiz. Allah için yaptığımız şahitliği gizlemeyiz. Gizlediğimiz takdirde şüphesiz güNAhkârlardan oluruz" diye yemin ederler.
Enam (141) O, çardaklı, çardaksız olarak bahçeleri, ürünleri çeşit çeşit hurmalıkları ve ekinleri, zeytini ve NArı (herbiri) birbirine benzer ve (herbiri) birbirinden farklı biçimde yaratandır. Bunlar meyve verince meyvelerinden yiyin. Hasat günü de hakkını (öşürünü)3 verin, fakat israf etmeyin. Çünkü O, israf edenleri sevmez.
Enam (101) O, gökleri ve yeri örnekleri yokken yaratandır. O'nun bir eşi olmadığı halde NAsıl bir çocuğu olabilir? Halbuki her şeyi O yarattı. O her şeyi hakkıyla bilendir.
Enam (99) O gökten su indirendir. İşte biz onunla her türlü bitkiyi çıkarıp onlardan yeşillik meydaNA getirir ve o yeşil bitkilerden, üst üste binmiş taneler, -hurma ağacının tomurcuğunda da aşağıya sarkmış salkımlar- üzüm bahçeleri, zeytin ve NAr çıkarırız: (Herbiri) birbirine benzer ve (her biri) birbirinden farklı. Bunların meyvesine, bir meyve verdiği zaman, bir de olgunlaştığı zaman bakın. Şüphesiz bunda iNANAn bir topluluk için (Allah'ın varlığını gösteren) ibretler vardır.
< Önceki Sayfa 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 Sonraki Sayfa >