"NA" kelimesini diğer meallerde de aramak için; lütfen kutudan meal seçin.

Bu mealde "NA" kelimesinin geçtiği ayet sayısı: 316

SURE ADI AYET
İsra (69) Yahut sizi tekrar denize döndürüp üstünüze, kasıp kavuran bir fırtıNA yollayarak NAnkörlüğünüz sebebiyle sizi boğmasından, sonra da bize karşı kendiniz için arka çıkacak bir yardımcı bulamama (durumun) dan güvende misiniz?
İsra (78) Güneşin zevalinden (öğle vaktinde Batı'ya kaymasından) gecenin karanlığıNA kadar (belli vakitlerde) NAmazı kıl. Bir de sabah NAmazını kıl. Çünkü sabah NAmazı şahitlidir.
İsra (79) Gecenin bir kısmında da uyaNArak saNA mahsus fazla bir ibadet olmak üzere teheccüd NAmazı kıl ki, Rabbin seni Makam-ı Mahmud'a ulaştırsın.
İsra (110) De ki: "(Rabbinizi) ister Allah diye çağırın, ister Rahman diye çağırın. Hangisiyle çağırırsanız çağırın, nihayet en güzel isimler O'nundur." NAmazında sesini pek yükseltme, çok da kısma. İkisi ortası bir yol tut.
Kehf (19) Böylece biz, birbirlerine sorsunlar diye onları uyandırdık. İçlerinden biri: "Ne kadar kaldınız"? dedi. (Bir kısmı) "Bir gün, ya da bir günden az", dediler. (Diğerleri de) şöyle dediler: "Ne kadar kaldığınızı Rabbiniz daha iyi bilir. Şimdi siz birinizi şu gümüş para ile kente gönderin de baksın; (şehir halkından) hangisinin yiyeceği daha temiz ve lezzetli ise ondan size bir rızık getirsin. Ayrıca, çok NAzik davransın (da dikkat çekmesin) ve sizi hiçbir kimseye sakın sezdirmesin."
Kehf (49) Kitap ortaya konur. Suçluları, kitabın içindekilerden korkuya kapılmış görürsün. "Eyvah bize! Bu NAsıl bir kitaptır ki küçük, büyük hiçbir şey bırakmadan hepsini sayıp dökmüş!" derler. Onlar bütün yaptıklarını karşılarında bulurlar. Senin Rabbin hiç kimseye zulmetmez.
Kehf (68) "İç yüzünü kavrayamadığın bir şeye NAsıl sabredebilirsin?"
Meryem (8) Zekeriyya, "Rabbim!" "Hanımım kısır ve ben de ihtiyarlığın son noktasıNA ulaşmış iken, benim NAsıl çocuğum olur?"
Meryem (20) Meryem, "BaNA hiçbir insan dokunmadığı ve iffetsiz bir kadın olmadığım halde, benim NAsıl çocuğum olabilir?" dedi.
Meryem (29) Bunun üzerine (Meryem, çocukla konuşun diye) oNA işaret etti. "Beşikteki bir bebekle NAsıl konuşuruz?" dediler.
Meryem (31) "Nerede olursam olayım beni kutlu ve erdemli kıldı ve baNA yaşadığım sürece NAmazı ve zekatı emretti."
Meryem (55) Ailesine NAmaz ve zekatı emrederdi. Rabb'inin katında da hoşnutluğa ulaşmıştı.
Meryem (58) İşte bunlar, Adem'in ve Nûh ile beraber (gemiye) bindirdiklerimizin soyundan, İbrahim'in, Yakub'un ve doğru yola iletip seçtiklerimizin soyundan kendilerine nimet verdiğimiz nebîlerdir. Kendilerine Rahmân'ın âyetleri okunduğu zaman ağlayarak secdeye kapanırlardı.
Meryem (59) Onlardan sonra, NAmazı zayi eden, şehvet ve dünyevi tutkularının peşine düşen bir nesil geldi. Onlar bu tutumlarından ötürü büyük bir azaba çarptırılacaklardır.
Ta Ha (14) "Şüphe yok ki ben Allah'ım. Benden başka hiçbir ilah yoktur. O halde baNA ibadet et ve beni anmak için NAmaz kıl."
Ta Ha (132) Ailene NAmazı emret ve kendin de oNA devam et. Senden rızık istemiyoruz. SaNA da biz rızık veriyoruz. Güzel sonuç Allah'a karşı gelmekten sakıNAnlarındır.
Enbiya (73) Onları bizim emrimizle doğru yolu gösteren önderler yaptık ve kendilerine hayırlar işlemeyi, NAmazı dosdoğru kılmayı, zekatı vermeyi vahyettik. Onlar sadece bize ibadet eden kimselerdi.
Enbiya (76) (Ey Muhammed!) Nûh'u da hatırla. Hani o daha önce dua etmişti de biz onun duasını kabul ederek, kendisini ve ailesini o büyük sıkıntıdan (tufandan) kurtarmıştık.
Enbiya (84) Biz de onun duasını kabul edip kendisinde dert NANA ne varsa gidermiştik. Tarafımızdan bir rahmet ve kullukta buluNAnlar için de bir ibret olmak üzere oNA ailesini ve onlarla beraber bir mislini daha vermiştik.
Enbiya (104) Yazılı kağıt tomarlarının dürülmesi gibi göğü düreceğimiz günü düşün. Başlangıçta ilk yaratmayı NAsıl yaptıysak, -üzerimize aldığımız bir vaad olarak- onu yine yapacağız. Biz bunu muhakkak yapacağız.
< Önceki Sayfa 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 Sonraki Sayfa >