"iç" kelimesini diğer meallerde de aramak için; lütfen kutudan meal seçin.

Bu mealde "iç" kelimesinin geçtiği ayet sayısı: 1179

SURE ADI AYET
Duhan (55) Orada güven inde her türlü meyveyi isterler.
Casiye (3) Şüphesiz, göklerde ve yerde, inananlar in (Allah'ın varlığını ve birliğini gösteren) nice deliller vardır.
Casiye (4) Sizin yaratılışınızda ve Allah'ın (yeryüzüne) yaydığı her bir canlıda da kesin olarak inanan bir toplum in elbette nice deliller vardır.
Casiye (5) Geceyle gündüzün birbiri ardınca gelişinde, Allah'ın gökten rızık (sebebi olarak yağmur) indirip, onunla yeryüzünü ölümünden sonra diriltmesinde, rüzgarları evirip çevirmesinde aklını kullanan bir toplum in deliller vardır.
Casiye (9) Âyetlerimizden bir şey öğrenince onu alaya alır. Onlar in alçaltıcı bir azap vardır!
Casiye (10) Arkalarında da cehennem vardır. Dünyada kazandıkları ve Allah'tan başka edindikleri dostlar onlara hbir fayda vermez. Onlar in elbette büyük bir azap vardır.
Casiye (12) Allah, inde gemilerin, emriyle akıp gitmesi, onun lütfunu aramanız ve şükretmeniz in denizi sizin hizmetinize verendir.
Casiye (13) Göklerdeki ve yerdeki her şeyi kendi katından (bir nimet olarak) sizin hizmetinize verendir. Elbette bunda düşünen bir toplum in deliller vardır.
Casiye (20) Bu Kur'an, insanlar in kalp gözleri (konumundaki bir nur), kesin olarak inanan bir toplum in de bir hidayet ve bir rahmettir.
Casiye (23) Nefsinin arzusunu ilah edinen, Allah'ın; (halini) bildiği in saptırdığı ve kulağını ve kalbini mühürlediği, gözüne de perde çektiği kimseyi gördün mü? Şimdi onu Allah'tan başka kim doğru yola eriştirebilir? Hâlâ düşünüp ibret almayacak mısınız?
Ahkaf (3) Biz, gökleri, yeri ve ikisi arasında bulunanları hak ve hikmete uygun olarak ve belirli bir süre in yarattık. İnkar edenler ise, uyarıldıkları şeylerden yüz çevirmektedirler.
Ahkaf (7) Âyetlerimiz onlara açıkça okunduğu zaman, o küfredenler kendilerine geldiğinde Hak (kitap Kur'an) in, düşünmeden "Bu, apaçık bir büyüdür" dediler.
Ahkaf (8) Yoksa, "Onu uydurdu" mu diyorlar? De ki: "Eğer ben onu uydurmuşsam, Allah'tan gelecek olana (cezaya) karşı siz benim in hbir şey yapamazsınız. O, sizin, hakkında (düşüncesizce) yaygara kopardığınız şeyi daha iyi bilir. Benimle sizin aranızda şâhit olarak O yeter! O, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir."
Ahkaf (11) İnkâr edenler, inananlar in, "Eğer o Kur'an iyi bir şey olsaydı, onlar onu kabulde, bizi geçemezlerdi" dediler. Onunla doğru yolu bulamadıkları in; "Bu eski bir uydurmadır" diyecekler.
Ahkaf (18) İşte onlar, kendilerinden önce cinlerden ve insanlardan gelip geçmiş topluluklar inde, haklarında o sözün (azabın) gerçekleştiği kimselerdir. Şüphesiz onlar ziyana uğrayanlardır.
Ahkaf (19) Herkesin yaptıklarına göre dereceleri vardır. (Bu da) Allah'ın onlara yaptıklarının karşılığını tastamam vermesi indir. Aslâ kendilerine haksızlık yapılmaz.
Ahkaf (22) Onlar ise, "Sen bizi ilahlarımızdan alıkoymak in mi geldin? Doğru söyleyenlerden isen bizi tehdit ettiğin şeyi başımıza getir" dediler.
Ahkaf (28) Allah'ı bırakıp ona yakınlık sağlamaları in edindikleri ilahlar kendilerine yardım etseydi ya!? Aksine onları yüzüstü bırakarak uzaklaşıp kayboldular. Bu onların yalanı ve uydurmakta oldukları şeydir.
Ahkaf (32) Kim Allah'ın davetçisine uymazsa, yeryüzünde Allah'ı âciz bırakacak değildir. Kendisi in Allah'tan başka dostlar da bulunmaz. İşte onlar apaçık bir sapıklık indedirler.
Ahkaf (35) (Ey Muhammed!) O halde yüksek azim sahibi peygamberlerin sabretmesi gibi sabret. Onlar in acele etme. Onlar tehdit edildikleri azabı gördükleri gün, sanki dünyada gündüzün bir anından başka kalmadıklarını sanırlar. Bu bir duyurudur. Ancak yoldan çıkmış olan topluluk helak edilir.
< Önceki Sayfa 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 Sonraki Sayfa >