"mü" kelimesini diğer meallerde de aramak için; lütfen kutudan meal seçin.

Bu mealde "mü" kelimesinin geçtiği ayet sayısı: 529

SURE ADI AYET
Mearic (16) Hayır (ne mkün)! Şüphesiz, cehennem derileri kavurup çıkaran alevli ateştir.
Mearic (39) Hayır (ne mkün)! Şüphesiz biz onları kendilerinin de bildikleri şeyden (meniden) yarattık.
Cin (10) "Hakikaten biz bilmiyoruz, yeryüzündekilere kötülük istendi, yoksa Rableri onlara bir hayır mı diledi?"
Cin (14) "Kuşkusuz içimizde slüman olanlar da var, hak yoldan sapanlar da var. Kim slüman olursa, işte onlar doğruyu arayıp bulmuşlardır."
Müzzemmil (11) Nimet içinde yüzen o yalanlayıcıları bana bırak ve onlara biraz hlet ver.
Müzzemmil (20) (Ey Muhammed!) Şüphesiz Rabbin, senin, gecenin üçte ikisine yakın kısmını, yarısını ve üçte birini ibadetle geçirdiğini biliyor. Beraberinde bulunanlardan bir topluluk da böyle yapıyor. Allah gece ve gündüzü düzenleyip takdir eder. Sizin buna (gecenin tünde yahut çoğunda ibadete) gücünüzün yetmeyeceğini bildi de sizi bağışladı (yükünüzü hafifletti.) Artık Kur'an'dan kolayınıza geleni okuyun. Allah, içinizde hastaların bulunacağını, bir kısmınızın Allah'ın lütfundan rızık aramak üzere yeryüzünde dolaşacağını, diğer bir kısmınızın ise Allah yolunda çarpışacağını bilmektedir. O halde, Kur'an'dan kolayınıza geleni okuyun. Namazı dosdoğru kılın, zekatı verin, Allah'a güzel bir borç verin. Kendiniz için önceden ne iyilik gönderirseniz onu Allah katında daha üstün bir iyilik ve daha büyük kafat olarak bulursunuz. Allah'tan bağışlama dileyin. Şüphesiz Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.
Müddessir (31) Biz, cehennemin görevlilerini ancak meleklerden kıldık. Onların sayısını inkar edenler için bir imtihan vesilesi yaptık ki kendilerine kitap verilenler kesin olarak bilsinler, iman edenlerin imanı artsın, kendilerine kitap verilenler ve 'minler şüpheye düşmesin, kalplerinde bir hastalık bulunanlar ile kâfirler, "Allah örnek olarak bununla neyi anlatmak istedi" desinler. İşte böyle. Allah dilediğini saptırır, dilediğini doğru yola iletir. Rabbinin ordularını ancak kendisi bilir. Bu, insanlar için ancak bir uyarıdır.
İnsan (12) Sabretmelerine karşılık da onları cennet ve ipek(ten giysiler) ile kafatlandırır.
İnsan (20) Orada, görünce (sonsuz)nimetler ve büyük bir lk (hükümranlık) görürsün.
İnsan (22) Onlara şöyle denecektir: "Şüphesiz bu sizin için bir kâfattır. Çalışma ve çabanız makbul görülştür."
Mürselat (44) Şüphesiz biz iyilik yapanları işte böyle kafatlandırırız.
Nebe (38) Bunlar kendilerine; Rabbinden, göklerin ve yerin ve ikisi arasındakilerin Rabbinden, Rahmân'dan bir kafat, yeterli bir ihsan olarak verilmiştir. Onlar, Ruh'un (Cebrail'in) ve meleklerin saf duracakları gün Allah'a hitap edemeyeceklerdir. Sadece Rahmân'ın izin vereceği ve doğru söyleyecek olan kimseler konuşabilecektir.
Mutaffifın (25) Onlara, hürlü (el değmemiş) saf bir içecekten içirilir.
Mutaffifın (30) 'minler yanlarından geçtiğinde birbirlerine kaş göz ederek onlarla alay ediyorlardı.
Mutaffifın (32) 'minleri gördükleri vakit, "Hiç şüphe yok, şunlar sapık kimselerdir" diyorlardı.
Mutaffifın (33) Halbuki onlar, 'minlerin başına bekçi olarak gönderilmemişlerdi.
Mutaffifın (34) İşte bugün de 'minler kâfirlere gülerler.
İnşikak (24) Öyle ise sen onlara elem dolu bir azabı jdele!
İnşikak (25) Ancak iman edip de sâlih ameller işleyenler başka. Onlar için, bitmez tükenmez bir kafat vardır.
Büruc (7) O vakit, ateşin etrafında oturmuş, 'minlere yaptıklarını seyrediyorlardı.
< Önceki Sayfa 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 Sonraki Sayfa >