"rab" kelimesini diğer meallerde de aramak için; lütfen kutudan meal seçin.

Bu mealde "rab" kelimesinin geçtiği ayet sayısı: 781

SURE ADI AYET
Hud (68) Sanki orada hiç yaşamamışlardı. Biliniz ki Semûd kavmi rablerini inkâr etti. (Yine) biliniz ki Semûd kavmi Allah'ın rahmetinden uzaklaştı.
Hud (76) Elçilerimiz, "Ey İbrahim bundan vazgeç! Çünkü rabbinin emri kesin olarak gelmiştir. Şüphesiz onlara geri döndürülemeyecek bir azap gelecektir" dediler.
Hud (81) Konukları şöyle dedi: "Ey Lût! Biz rabbinin elçileriyiz. Onlar sana asla ulaşamayacaklar. Geceleyin bir vakitte aileni al götür. İçinizden kimse ardına bakmasın. Ancak karın müstesna. (Onu bırak.) Çünkü onların (kavminin) başına gelecek olan azap, onun başına da gelecektir. Onların azabla buluşma zamanı sabahtır. Sabah yakın değil midir?!"
Hud (83) (Azap) emrimiz gelince oranın altını üstüne getirdik. Üzerine de rabbinin katında işaretlenmiş pişirilmiş balçıktan taşlar yağdırdık. Bunlar zalimlerden uzak değildir.
Hud (88) Şu'ayb şöyle dedi: "Ey kavmim! Söyleyin bakayım, ya ben rabbimden gelen açık bir delil üzere isem ve katından bana güzel bir rızık vermişse!... Ben size yasakladığımı kendim yapmak istemiyorum. Ben sadece gücüm yettiğince (sizi) düzeltmek istiyorum. Başarım ancak Allah'ın yardımı iledir. Ben sadece ona tevekkül ettim ve sadece ona yöneliyorum."
Hud (90) "rabbinizden bağışlanma dileyin, sonra ona tövbe edin. Şüphesiz rabbim çok merhametlidir, çok sevendir."
Hud (92) Şu'ayb şöyle dedi: "Ey kavmim! Benim kabilem sizce Allah'tan daha itibarlı mı ki, O'na sırt çevirdiniz. Şüphesiz rabbim sizin yaptıklarınızı kuşatmıştır."
Hud (101) Biz onlara zulmetmedik. Fakat onlar kendilerine zulmettiler. rabbinin azap emri gelince Allah'ı bırakıp da taptıkları ilahları kendilerine hiçbir fayda sağlamadı. İlahları onların sadece ziyanlarını artırdı.
Hud (102) Zulme sapmış memleketlerin halkını yakaladığında, rabbinin yakalaması işte böyledir! Şüphesiz onun yakalaması can yakıcı ve şiddetlidir.
Hud (107) Onlar, gökler ve yerler durdukça orada ebedi olarak kalacaklardır. Ancak rabbinin dilemesi başka. Şüphesiz rabbin istediğini yapandır.
Hud (108) Mutlu olanlara gelince, gökler ve yerler durdukça içinde ebedi kalmak üzere cennettedirler. Ancak rabbinin dilemesi başka. Bu onlara ardı kesilmez bir lütuf olarak verilmiştir.
Hud (110) Andolsun, biz Mûsâ'ya Kitab'ı (Tevrat'ı) vermiştik de onun hakkında ayrılığa düşülmüştü. Eğer daha önce rabbinin bir sözü geçmemiş olsaydı, elbette aralarında hüküm verilirdi. Onlar da (müşrikler de) o Kur'an hakkında derin bir şüphe içindedirler.
Hud (111) Şüphesiz rabbin onların her birine, yaptıklarının karşılığını tastamam verecektir. Şüphesiz rabbin onların yaptıklarından hakkıyla haberdardır.
Hud (117) rabbin, halkları salih ve ıslah edici kimseler iken memleketleri zulmederek helak etmez.
Hud (119) rabbin dileseydi insanları (aynı inanca bağlı) tek bir ümmet yapardı. Fakat rabbinin merhamet ettikleri müstesna, onlar ihtilafa devam edeceklerdir. Zaten onları bunun için yarattı. rabbinin, "Andolsun ki cehennemi hem cinlerden, hem insanlardan (suçlularla) dolduracağım" sözü kesinleşti.
Hud (123) Göklerin ve yerin gaybını bilmek Allah'a mahsustur. Bütün işler ona döndürülür. Öyle ise ona kulluk et ve ona tevekkül et. rabbin yaptıklarınızdan habersiz değildir.
Yusuf (6) "İşte rabbin seni böylece seçecek, sana (rüyada görülen) olayların yorumunu öğretecek ve daha önce ataların İbrahim ve İshak'a nimetlerini tamamladığı gibi sana ve Yakub soyuna da tamamlayacaktır. Şüphesiz rabbin hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir."
Yusuf (24) Andolsun kadın ona (göz koyup) istek duymuştu. Eğer rabbinin delilini görmemiş olsaydı Yûsuf da ona istek duyacaktı. Biz ondan kötülüğü ve fuhşu uzaklaştırmak için işte böyle yaptık. Çünkü o, ihlâsa erdirilmiş kullarımızdandı.
Yusuf (33) Yûsuf, "Ey rabbim! Zindan bana, bunların beni dâvet ettiği şeyden daha sevimlidir. Onların tuzaklarını benden uzaklaştırmazsan onlara meyleder ve cahillerden olurum" dedi.
Yusuf (34) rabbi onun duasını kabul etti ve kadınların tuzaklarını ondan uzaklaştırdı. Şüphesiz ki o, hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir.
< Önceki Sayfa 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 Sonraki Sayfa >