"rab" kelimesini diğer meallerde de aramak için; lütfen kutudan meal seçin.

Bu mealde "rab" kelimesinin geçtiği ayet sayısı: 781

SURE ADI AYET
Fussilet (23) "İşte bu sizin, rabbiniz hakkında beslediğiniz zannınızdır. O sizi mahvetti de ziyâna uğrayanlardan oldunuz."
Fussilet (38) Eğer onlar büyüklük taslarlarsa, bilsinler ki rabbinin yanında bulunanlar (melekler), gece gündüz hiç usanmadan onu tespih ederler.
Fussilet (43) Sana ancak, senden önceki peygamberlere söylenenler söylenmektedir. Hiç şüphesiz senin rabbin hem bağışlama sahibidir, hem de elem dolu bir azap sahibidir.
Fussilet (45) Andolsun! Biz Mûsâ'ya Kitab'ı (Tevrat'ı) vermiştik de, onda ayrılığa düşmüşlerdi. Eğer (azabın ertelenmesi ile ilgili olarak ezelde) rabbinden bir söz geçmiş olmasaydı, aralarında derhal hüküm verilirdi. Şüphesiz onlar Kur'an hakkında derin bir şüphe içindedirler.
Fussilet (46) Kim iyi bir iş yaparsa kendi lehinedir. Kim de kötülük yaparsa kendi aleyhinedir. rabbin kullara (zerre kadar) zulmedici değildir.
Fussilet (50) Andolsun! Başına gelen bir zarardan sonra kendisine tarafımızdan bir rahmet tattırsak mutlaka "Bu benim hakkımdır, Kıyametin kopacağını da sanmıyorum. Andolsun, rabbime döndürülürsem, şüphesiz O'nun yanında benim için daha güzel şeyler vardır" der. Andolsun, biz inkâr edenlere yaptıklarını mutlaka haber vereceğiz ve andolsun, onlara mutlaka ağır azâptan tattıracağız.
Fussilet (53) Varlığımızın delillerini, (kainattaki uçsuz bucaksız) ufuklarda ve kendi nefislerinde onlara göstereceğiz ki, o Kur'an'ın gerçek olduğu onlara iyice belli olsun. rabbinin, her şeye şâhit olması yetmez mi?
Fussilet (54) İyi bilin ki, onlar rablerine kavuşma konusunda şüphe içindedirler. İyi bilin ki, O, her şeyi kuşatandır.
Şura (5) Neredeyse gökler (onun azametinden) üstlerinden çatlayacaklar. Melekler ise, rablerini hamd ile tespih ederler ve yeryüzündekiler için bağışlanma dilerler. İyi bilin ki Allah, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.
Şura (10) Hakkında ayrılığa düştüğünüz herhangi bir şeyin hükmü Allah'a aittir. İşte bu, rabbim Allah'tır. Yalnız O'na tevekkül ettim ve ancak O'na yöneliyorum.
Şura (14) Onlar, kendilerine bilgi geldikten sonra, aralarındaki kıskançlık yüzünden ayrılığa düştüler. Eğer (azabın) belli bir süreye kadar (ertelenmesi ile ilgili olarak) rabbinden bir söz geçmiş olmasaydı, aralarında hemen hüküm verilirdi. Onlardan sonra Kitab'a mirasçı kılınanlar da, onun hakkında derin bir şüphe içindedirler.
Şura (15) (Ey Muhammed!) Bundan dolayı sen çağrıya devam et ve emrolunduğun gibi dosdoğru ol. Onların heva ve heveslerine uyma ve şöyle de: "Ben Allah'ın indirdiği her kitaba inandım ve aranızda adaleti gerçekleştirmekle emrolundum. Allah bizim de rabbimiz, sizin de rabbinizdir. Bizim işlediklerimiz bize, sizin işledikleriniz sizedir. Bizimle sizin aranızda tartışılacak bir şey yoktur. Allah hepimizi bir araya toplayacaktır. Dönüş de ancak O'nadır."
Şura (16) Allah'ın çağrısına uyulduktan sonra O'nun hakkında tartışmaya girenlerin delilleri rableri katında bâtıldır. Onlara bir gazap vardır. Onlar için çetin bir azap vardır.
Şura (22) Sen zalimlerin yaptıkları şeyler tepelerine inerken bu yüzden korku ile titrediklerini göreceksin. İnanıp yararlı işler yapanlar da cennet bahçelerindedirler. Onlar için rableri katında diledikleri her şey vardır. İşte bu büyük lütuftur.
Şura (39) (Dünyalık olarak) size her ne verilmişse, bu dünya hayatının geçimliğidir. Allah'ın yanında bulunanlar ise daha hayırlı ve kalıcıdır. Bu mükafat, inananlar ve rablerine tevekkül edenler, büyük günahlardan ve çirkin işlerden kaçınanlar, öfkelendikleri zaman bağışlayanlar, rablerinin çağrısına cevap verenler ve namazı dosdoğru kılanlar; işleri, aralarında şûrâ (danışma) ile olanlar, kendilerine verdiğimiz rızıktan Allah yolunda harcayanlar, bir saldırıya uğradıkları zaman, aralarında yardımlaşanlar içindir.
Şura (47) Allah'tan, geri çevrilmesi imkansız olan bir gün gelmeden önce, rabbinizin çağrısına uyun. O gün sizin için ne sığınacak bir yer vardır ne de (günahlarınızı), inkar edebilirsiniz!
Zuhruf (14) O bütün çiftleri yaratan, üzerlerine kurulasınız, sonra da, kurulduğunuzda, rabbinizin nimetini hatırlayasınız ve "Bunu hizmetimize veren Allah'ın şanı yücedir. Bunlara bizim gücümüz yetmezdi. Şüphesiz biz rabbimize döneceğiz" diyesiniz diye sizin için bindiğiniz gemileri ve hayvanları yaratandır.
Zuhruf (32) rabbinin rahmetini onlar mı bölüştürüyorlar? Dünya hayatında onların geçimliklerini aralarında biz paylaştırdık. Birbirlerine iş gördürmeleri için, (çeşitli alanlarda) kimini kimine, derece derece üstün kıldık. rabbinin rahmeti, onların biriktirdikleri (dünyalık) şeylerden daha hayırlıdır.
Zuhruf (35) Evlerine (gümüşten) kapılar ve üzerine yaslanacakları koltuklar ve altın süslemeler yapardık. Bütün bunlar, sadece dünya hayatının geçimliğidir. rabbinin katında ahiret ise, O'na karşı gelmekten sakınanlarındır.
Zuhruf (46) Andolsun, biz Mûsâ'yı mucizelerimizle Firavun'a ve ileri gelen adamlarına göndermiştik de o, "Şüphesiz ben âlemlerin rabbinin elçisiyim" demişti.
< Önceki Sayfa 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 Sonraki Sayfa >