"si" kelimesini diğer meallerde de aramak için; lütfen kutudan meal seçin.

Bu mealde "si" kelimesinin geçtiği ayet sayısı: 1137

SURE ADI AYET
Nuh (18) ‘Sonra sizi yine oraya döndürecek ve kesinlikle sizi (yeniden) çıkaracaktır.'
Nuh (20) ‘Allah yeryüzünü sizin için bir sergi yapmıştır ki, oradaki geniş yollarda yürüyesiniz.' "
Cin (7) "Gerçekten onlar da, sizin sandığınız gibi, Allah'ın hiç kimseyi öldükten sonra tekrar diriltmeyeceğini sanmışlardı."
Cin (21) De ki: "Şüphesiz ben, size ne zarar verebilir ne de fayda sağlayabilirim."
Müzzemmil (15) (Ey Mekkeliler!) Şüphesiz biz size üzerinize şahitlik edecek bir peygamber gönderdik. Nitekim, Firavun'a da bir peygamber göndermiştik.
Müzzemmil (20) (Ey Muhammed!) Şüphesiz Rabbin, senin, gecenin üçte ikisine yakın kısmını, yarısını ve üçte birini ibadetle geçirdiğini biliyor. Beraberinde bulunanlardan bir topluluk da böyle yapıyor. Allah gece ve gündüzü düzenleyip takdir eder. sizin buna (gecenin tümünde yahut çoğunda ibadete) gücünüzün yetmeyeceğini bildi de sizi bağışladı (yükünüzü hafifletti.) Artık Kur'an'dan kolayınıza geleni okuyun. Allah, içinizde hastaların bulunacağını, bir kısmınızın Allah'ın lütfundan rızık aramak üzere yeryüzünde dolaşacağını, diğer bir kısmınızın ise Allah yolunda çarpışacağını bilmektedir. O halde, Kur'an'dan kolayınıza geleni okuyun. Namazı dosdoğru kılın, zekatı verin, Allah'a güzel bir borç verin. Kendiniz için önceden ne iyilik gönderirseniz onu Allah katında daha üstün bir iyilik ve daha büyük mükafat olarak bulursunuz. Allah'tan bağışlama dileyin. Şüphesiz Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.
Müddessir (24) Sonra arkasını döndü ve büyüklük taslayıp şöyle dedi: "Bu ancak nakledilegelen bir sihirdir."
Kıyame (21) Hayır! siz dünyayı seviyorsunuz ve ahireti bırakıyorsunuz.
İnsan (9) (Yedirdikleri kimselere şöyle derler:) "Biz size sırf Allah rızası için yediriyoruz. sizden bir karşılık ve bir teşekkür beklemiyoruz."
İnsan (22) Onlara şöyle denecektir: "Şüphesiz bu sizin için bir mükâfattır. Çalışma ve çabanız makbul görülmüştür."
İnsan (30) Allah'ın dilemesi olmadıkça siz dileyemezsiniz. Şüphesiz Allah hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.
Mürselat (20) Biz sizi bayağı bir sudan (meniden) yaratmadık mı?
Mürselat (27) Orada sabit yüce dağlar yaratmadık mı, size tatlı bir su içirmedik mi?
Mürselat (38) Bu, hüküm ve ayırma günüdür. sizi ve öncekileri bir araya toplamışızdır.
Mürselat (46) Ey inkar edenler! (Dünyada) yiyin ve birazcık yararlanın! Şüphesiz sizler suçlularsınız.
Nebe (8) sizleri (erkekli-dişili) eşler halinde yarattık.
Nebe (18) Bu, sûra üfürüleceği gün gerçekleşir ve siz bölük bölük gelirsiniz.
Nebe (40) Şüphesiz biz sizi, kişinin önceden elleriyle yaptıklarına bakacağı ve inkarcının, "Keşke toprak olaydım!" diyeceği günde gerçekleşecek olan yakın bir azaba karşı uyardık.
Naziat (24) "Ben, sizin en yüce Rabbinizim!" dedi.
Naziat (27) (Ey inkarcılar!) sizi yaratmak mı daha zor, yoksa göğü yaratmak mı? Onu Allah kurmuştur.
< Önceki Sayfa 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 Sonraki Sayfa >