"sü" kelimesini diğer meallerde de aramak için; lütfen kutudan meal seçin.

Bu mealde "sü" kelimesinin geçtiği ayet sayısı: 200

SURE ADI AYET
Yasin (44) Ancak tarafımızdan bir rahmet olarak ve bir reye kadar daha yaşasınlar diye kurtarılırlar.
Yasin (55) Şüphesiz cennetlikler o gün nimetlerle meşguldürler, zevk rerler.
Saffat (9) Onlar, yüce topluluğu (ileri gelen melekler topluluğunu) dinleyemezler. Kovulmaları için her taraftan taşa tutulurlar. Onlar için rekli bir azap da vardır.
Saffat (148) Nihayet onlar iman ettiler. Biz de onları bir reye kadar geçindirdik.
Saffat (174) O halde bir reye kadar onlardan yüz çevir
Saffat (178) Ey Muhammed! Bir reye kadar onlardan yüz çevir.
Sad (30) Dâvûd'a leyman'ı bağışladık. O ne güzel kuldu! Şüphesiz o, Allah'a çok yönelen bir kimse idi.
Sad (33) leyman, "Gerçekten ben malı, Rabbimi anmamı sağladığından dolayı çok severim" dedi. Nihayet gözden kaybolup gittikleri zaman, "Onları bana geri getirin" dedi. (Atlar gelince de) bacaklarını ve boyunlarını okşamaya başladı.
Sad (34) Andolsun, biz leyman'ı imtihan ettik. Tahtının üstüne bir ceset bıraktık. Sonra tövbe edip bize yöneldi.
Sad (35) leyman, "Ey Rabbim! Beni bağışla. Bana, benden sonra kimseye layık olmayacak bir mülk (hükümranlık) bahşet! Şüphesiz sen çok bahşedicisin!" dedi.
Sad (60) O grup da, "Hayır, size rahat ve huzur olmasın. Bu cehennemi bizim önümüze siz rdünüz. Orası ne kötü durak yeridir!" der.
Sad (61) Şöyle derler: "Ey Rabbimiz! Bunu bizim önümüze kim rdüyse cehennemde onun azabını bir kat daha artır."
Sad (88) "Onun haberlerinin doğruluğunu bir re sonra mutlaka öğreneceksiniz."
Zümer (42) Allah (ölen) insanların ruhlarını öldüklerinde, ölmeyenlerinkini de uykularında alır. Ölümüne hükmettiklerinin ruhlarını tutar, diğerlerini belli bir reye (ömürlerinin sonuna) kadar bırakır. Şüphesiz bunda düşünen bir toplum için elbette ibretler vardır.
Zümer (40) De ki: "Ey kavmim! Elinizden geleni yapın. Ben de yapacağım. Kişiyi rezil edici azabın kime geleceğini ve rekli azabın kimin başına ineceğini yakında bileceksiniz!"
Zümer (8) İnsana bir zarar dokunduğu zaman Rabbine yönelerek O'na yalvarır. Sonra kendi tarafından ona bir nimet verdiği zaman daha önce ona yalvardığını unutur ve Allah'ın yolundan saptırmak için O'na eşler koşar. De ki: "Küfrünle az bir re yaşayıp geçin! Şüphesiz sen cehennemliklerdensin."
Mümin (5) Onlardan önce Nûh'un kavmi ve onlardan sonra gelen topluluklar da yalanlamıştı. Her ümmet kendi peygamberini yakalayıp cezalandırmaya azmetmişti. Hakkı yok etmek için batıl şeyler ileri rerek tartışmışlardı. Bu yüzden onları kıskıvrak yakaladım. Benim cezalandırmam nasılmış, (gördüler)!
Mümin (37) Firavun dedi ki: "Ey Hâmân! Bana yüksek bir kule yap, belki yollara, göklerin yollarına erişirim de Mûsâ'nın ilâhını görürüm(!) Çünkü ben, onun yalancı olduğuna inanıyorum." Böylece Firavun'a yaptığı kötü iş slü gösterildi ve doğru yoldan saptırıldı. Firavun'un tuzağı, tamamen sonuçsuz kaldı.
Mümin (72) O zaman onlar, boyunlarında demir halkalar ve zincirler olduğu halde kaynar suda rüklenecekler, sonra da ateşte yakılacaklardır.
Fussilet (12) Böylece onları, iki günde (iki evrede) yedi gök olarak yarattı ve her göğe kendi işini bildirdi. En yakın göğü kandillerle sledik ve onu koruduk. İşte bu, mutlak güç sahibi ve hakkıyla bilen Allah'ın takdiridir.
< Önceki Sayfa 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 Sonraki Sayfa >