"dı" kelimesini diğer meallerde de aramak için; lütfen kutudan meal seçin.

Bu mealde "dı" kelimesinin geçtiği ayet sayısı: 44

SURE ADI AYET
Bakara (150) (Ey Muhammed!) Nereden yola çıkarsan çık, yüzünü Mescid-i Haram'a doğru çevir. (Ey mü'minler!) Siz de nerede olursanız olun, yüzünüzü Mescid-i Haram'a doğru çevirin ki, zalimlerin şındaki insanların elinde (size karşı) bir koz olmasın. Zalimlerden korkmayın, benden korkun. Böylece size nimetlerimi tamamlayayım ve doğru yolu bulasınız.
Bakara (229) (Dönüş yapılabilecek) boşama iki defar. Sonrası, ya iyilikle geçinmek, ya da güzellikle bırakmaktır. (Evlilikte) tarafların Allah'ın belirlediği ölçüleri koruyamama endişeleri şında kanlara verdiklerinizden (boşanma esnasında) bir şeyi geri almanız sizin için helal olmaz. Eğer onlar Allah'ın belirlediği ölçüleri gözetmeyecekler diye endişe ederseniz, o zaman kanın (boşanmak için) bedel vermesinde ikisine de günah yoktur. Bunlar Allah'ın koyduğu sınırlarr. Sakın bunları aşmayın. Allah'ın koyduğu sınırları kim aşarsa onlar zalimlerin ta kendileridir.
Bakara (230) Eğer erkek karısını (üçüncü defa) boşarsa, kan, onun şında bir başka kocayla nikahlanmakça ona helal olmaz. (Bu koca da) onu boşağı takdirde onlar (kan ile ilk kocası) Allah'ın koyduğu ölçüleri gözetebileceklerine inanıyorlarsa tekrar birbirlerine dönüp evlenmelerinde bir günah yoktur. İşte bunlar Allah'ın, anlayan bir toplum için açıklağı ölçüleridir.
Bakara (235) (Vefat iddeti beklemekte olan) kanlara kendileri ile evlenmek istediğinizi üstü kapalı olarak anlatmanızda veya bu isteğinizi içinizde saklamanızda sizin için bir günah yoktur. Allah biliyor ki siz onlara (bunu er geç mutlaka) söyleyeceksiniz. Meşru sözler söylemeniz şında sakın onlarla gizliden gizliye buluşma yönünde sözleşmeyin. Bekleme müddeti bitinceye kadar da nikah yapmaya kalkışmayın.Şunu da bilin ki Allah içinizden geçeni hakkıyla bilir. Onun için Allah'a karşı gelmekten sakının ve yine şunu da bilin ki Allah gerçekten çok bağışlayanr, halimdir. (Hemen cezalanrmaz, mühlet verir.)
Al-i İmran (93) Tevrat indirilmeden önce, İsrail'in (Yakub'un) kendisine haram kılğı şında, yiyeceklerin hepsi İsrailoğullarına helâl idi. De ki: "Eğer doğru söyleyenler iseniz, haydi Tevrat'ı getirip okuyun."
Al-i İmran (154) Sonra o kederin arndan (Allah) üzerinize içinizden bir kısmını örtüp bürüyen bir güven, bir uyku indirdi. Bir kısmınız da kendi canlarının kaygısına düşmüştü. Allah'a karşı cahiliye zannı gibi gerçek şı zanda bulunuyorlar; "Bu işte bizim hiçbir dahlimiz yok" diyorlar. De ki: "Bütün iş, Allah'ınr." Onlar sana açıklayamaklarını içlerinde saklıyorlar ve diyorlar ki: "Bu konuda bizim elimizde bir şey olsay burada öldürülmezdik." De ki: "Evlerinizde dahi olsaynız, üzerlerine öldürülmesi yazılmış bulunanlar mutlaka yatacakları (öldürülecekleri) yerlere çıkıp gideceklerdi. Allah bunu göğüslerinizdekini denemek, kalplerinizdekini arınrmak için yaptı. Allah göğüslerin özünü (kalplerde olanı) bilir."
Nisa (19) Ey iman edenler! Kanlara zorla mirasçı olmanız size helal değildir. Açık bir hayasızlık yapmış olmaları şında, kendilerine verdiklerinizin bir kısmını onlardan geri almak için onları sıkıştırmayın. Onlarla iyi geçinin. Eğer onlardan hoşlanmaysanız, olabilir ki, siz bir şeyden hoşlanmazsınız da Allah onda pek çok hayır yaratmış olur.
Nisa (24) (Savaş esiri olarak) sahip olduklarınız hariç, evli kanlar (da size) haram kılın. (Bunlar) üzerinize Allah'ın emri olarak yazılmıştır. Bunların şında kalanlar ise, iffetli yaşamak ve zina etmemek şartıyla mallarınızla (mehirlerini verip) istemeniz size helal kılın. Onlardan (nikahlanıp) faydalanmanıza karşılık sabit bir hak olarak kendilerine mehirlerini verin. Mehir belirlendikten sonra, onunla ilgili olarak uzlaştığınız şeyler konusunda size günah yoktur. Şüphesiz ki Allah (her şeyi) hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.
Nisa (48) Şüphesiz Allah, kendisine ortak koşulmasını asla bağışlamaz. Bunun şında kalan (günah) ları ise dilediği kimseler için bağışlar. Allah'a şirk koşan kimse, şüphesiz büyük bir günah işleyerek iftira etmiş olur.
Nisa (116) Şüphesiz Allah kendisine ortak koşulmasını bağışlamaz. Bunun şındaki günahları, dilediği kimseler için bağışlar. Allah'a ortak koşan, kuşkusuz, derin bir sapıklığa düşmüştür.
Nisa (148) Allah, zulme uğrayanın dile getirmesi şında, çirkin sözün açıklanmasını sevmez. Şüphesiz Allah, hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir.
Maide (34) Ancak onları ele geçirmenizden önce tövbe edenler bunun şındarlar. Artık Allah'ın çok bağışlayıcı, çok merhamet edici olduğunu bilin.
Maide (77) De ki: "Ey Kitap ehli! Hakkın şına çıkarak dininizde aşırı gitmeyin. Daha önce sapmış, bir çoklarını da saptırmış ve dümdüz yoldan da şaşmış bir milletin arzu ve keyiflerine uymayın."
Maide (106) Ey iman edenler! Birinizin ölümü yaklaştığı zaman vasiyet sırasında aranızda şahitlik (edecek olanlar) sizden adaletli iki kişidir. Yahut; seferde olup da başınıza ölüm musibeti gelirse, sizin şınızdan başka iki kişi şahitlik eder. Eğer şüphe ederseniz, onları namazdan sonra alıkorsunuz da Allah ana, "Akraba da olsa, şahitliğimizi hiçbir karşılığa değişmeyiz. Allah için yaptığımız şahitliği gizlemeyiz. Gizlediğimiz takdirde şüphesiz günahkârlardan oluruz" diye yemin ederler.
Enam (146) Yahudilere tırnaklı hayvanların hepsini haram kılk. Sığır ve koyunların ise, sırtlarında veya bağırsaklarında bulunanlar, ya da kemiklerine karışanlar şındaki iç yağlarını (yine) onlara haram kılk. İşte böyle, azgınlıkları sebebiyle onları cezalanrk. Biz elbette doğru söyleyenleriz.
Enam (119) Allah, yemek zorunda kalklarınız şında size neleri haram kılğını tek tek açıklamışken, üzerine anın anılğı hayvanları yememenizin sebebi nedir. Gerçekten birçokları nefislerinin arzularına uyarak bilmeden (halkı) saptırıyorlar. Şüphesiz senin Rabbin, haddi aşanları çok iyi bilir.
Araf (169) Derken, onların arndan yerlerine Kitab'a (Tevrat'a) varis olan (kötü) bir nesil geldi. Şu geçici dünyanın değersiz malını alır ve "(nasıl olsa) biz bağışlanacağız" derlerdi. Kendilerine benzeri bir mal gelse onu da alırlar. Allah hakkında, gerçek şında bir şey söylemeyeceklerine dair onlardan Kitap'ta söz alınmamış mıy? Onun içindekileri okumamışlar mıy? Halbuki Allah'a karşı gelmekten sakınanlar için ahiret yurdu daha hayırlır. Hiç düşünmüyor musunuz?
Araf (83) Bunun üzerine biz de onu ve karısı şında aile fertlerini kurtark. Karısı ise azab içinde kalanlardan oldu.
Tevbe (4) Ancak Allah'a ortak koşanlardan, kendileriyle antlaşma yapmış olduğunuz, sonra da antlaşmalarında size karşı hiçbir eksiklik yapmamış ve sizin aleyhinize hiç kimseye yarm etmemiş olanlar, bu hükmün şındar. Onların antlaşmalarını, süreleri bitinceye kadar tamamlayın. Şüphesiz Allah, kendine karşı gelmekten sakınanları sever.
Yunus (61) (Ey Muhammed!) Sen hangi işte bulunursan bulun, ona dair Kur'an'dan ne okursan oku ve (ey insanlar, sizler de) hangi şeyi yaparsanız yapın, siz ona dalğınızda biz sizi mutlaka görürüz. Ne yerde, ne de gökte, zerre ağırlığınca, (hatta) bu zerreden daha küçük veya daha büyük olsun, hiçbir şey Rabbinden uzak (ve gizli) olmaz; hepsi muhakkak apaçık bir kitapta (Levh-i Mahfuz'da yazılı) r.
1 2 3 Sonraki Sayfa >