"ver" kelimesini diğer meallerde de aramak için; lütfen kutudan meal seçin.

Bu mealde "ver" kelimesinin geçtiği ayet sayısı: 836

SURE ADI AYET
Cin (13) "Gerçekten biz hidayet rehberini (Kur'an'ı) işitince ona inandık. Kim Rabbine inanırsa, artık ne hakkının eksik verilmesinden, ne de haksızlığa uğramaktan korkar."
Cin (21) De ki: "Şüphesiz ben, size ne zarar verebilir ne de fayda sağlayabilirim."
Müzzemmil (11) Nimet içinde yüzen o yalanlayıcıları bana bırak ve onlara biraz mühlet ver.
Müzzemmil (20) (Ey Muhammed!) Şüphesiz Rabbin, senin, gecenin üçte ikisine yakın kısmını, yarısını ve üçte birini ibadetle geçirdiğini biliyor. Beraberinde bulunanlardan bir topluluk da böyle yapıyor. Allah gece ve gündüzü düzenleyip takdir eder. Sizin buna (gecenin tümünde yahut çoğunda ibadete) gücünüzün yetmeyeceğini bildi de sizi bağışladı (yükünüzü hafifletti.) Artık Kur'an'dan kolayınıza geleni okuyun. Allah, içinizde hastaların bulunacağını, bir kısmınızın Allah'ın lütfundan rızık aramak üzere yeryüzünde dolaşacağını, diğer bir kısmınızın ise Allah yolunda çarpışacağını bilmektedir. O halde, Kur'an'dan kolayınıza geleni okuyun. Namazı dosdoğru kılın, zekatı verin, Allah'a güzel bir borç verin. Kendiniz için önceden ne iyilik gönderirseniz onu Allah katında daha üstün bir iyilik ve daha büyük mükafat olarak bulursunuz. Allah'tan bağışlama dileyin. Şüphesiz Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.
Müddessir (13) Ona bol mal ve gözü önünde duran oğullar verdim.
Müddessir (31) Biz, cehennemin görevlilerini ancak meleklerden kıldık. Onların sayısını inkar edenler için bir imtihan vesilesi yaptık ki kendilerine kitap verilenler kesin olarak bilsinler, iman edenlerin imanı artsın, kendilerine kitap verilenler ve mü'minler şüpheye düşmesin, kalplerinde bir hastalık bulunanlar ile kâfirler, "Allah örnek olarak bununla neyi anlatmak istedi" desinler. İşte böyle. Allah dilediğini saptırır, dilediğini doğru yola iletir. Rabbinin ordularını ancak kendisi bilir. Bu, insanlar için ancak bir uyarıdır.
Müddessir (48) Artık şefaatçilerin şefaati onlara fayda vermez.
Müddessir (52) Hatta onlardan her bir kişi, kendisine açılmış sahifeler verilmesini istiyor.
Kıyame (13) O gün insana, yapıp önden gönderdiği ve yapmayıp geri bıraktığı şeyler haber verilir.
İnsan (11) Allah da onları o günün kötülüğünden korur ve yüzlerine bir aydınlık ve içlerine bir sevinç verir.
İnsan (18) Orada bir pınar ki ona "selsebil" adı verilir.
Mürselat (23) Sonra da ona ölçülü bir biçim verdik. Biz ne güzel biçim verenleriz!
Mürselat (36) Onlara izin de verilmez ki, özür dilesinler.
Nebe (38) Bunlar kendilerine; Rabbinden, göklerin ve yerin ve ikisi arasındakilerin Rabbinden, Rahmân'dan bir mükafat, yeterli bir ihsan olarak verilmiştir. Onlar, Ruh'un (Cebrail'in) ve meleklerin saf duracakları gün Allah'a hitap edemeyeceklerdir. Sadece Rahmân'ın izin vereceği ve doğru söyleyecek olan kimseler konuşabilecektir.
Naziat (25) Allah onu, ibret verici şekilde dünya ve âhiret cezasıyla cezalandırdı.
Naziat (28) Onu yükseltmiş ve ona düzen ve âhenk vermiştir.
Abese (19) Az bir sudan (meniden). Onu yarattı ve ona ölçülü bir şekil verdi.
Abese (4) Yahut öğüt alacak da bu öğüt kendisine fayda verecek.
Mutaffifın (3) Fakat, kendileri onlara bir şey ölçüp, yahut tartıp verdikleri zaman eksik ölçüp tartarlar.
İnşikak (7) Kime kitabı sağından verilirse,
< Önceki Sayfa 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 Sonraki Sayfa >