"F" kelimesini diğer meallerde de aramak için; lütfen kutudan meal seçin.

Bu mealde "F" kelimesinin geçtiği ayet sayısı: 567

SURE ADI AYET
İbrahim (17) Onu yudumlamaya çalışacak Fakat boğazından geçiremeyecektir. Ona her yönden ölüm gelecek Fakat ölmeyecek, arkasından da şiddetli bir azap gelecektir.
İbrahim (18) Rablerini inkar edenlerin durumu şudur: Onların işleri, Fırtınalı bir günde rüzgarın şiddetle savurduğu küle benzer. (Dünyada) kazandıkları hiçbir şeyin (ahirette) yararını görmezler. İşte bu derin sapıklıktır.
İbrahim (30) Allah'ın yolundan saptırmak için ona ortaklar koştular. De ki: "Bir süre daha Faydalanın. Çünkü varışınız ateşedir."
Hicr (84) Kazanmakta oldukları şeyler kendilerine bir Fayda vermedi.
Hicr (88) KaFirlerden bir kısmını Faydalandırdığımız şeylerde sakın gözün kalmasın. Onlara karşı mahzun olma ve mü'minlere (şeFkat) kanadını indir.
Nahl (5) Hayvanları da yarattı. Onlarda sizin için bir ısınma ve birçok Faydalar vardır. Hem de onlardan yersiniz.
Nahl (26) Onlardan öncekiler de tuzak kurmuşlardı. Allah'ın azabı binalarını, temelinden gelip yıktı da tavanları başlarına çöküverdi ve azap kendilerine Fark edemedikleri yerden geldi.
Nahl (33) (O kaFirler) kendilerine ancak meleklerin veya senin Rabbinin helâk emrinin gelmesini bekliyorlar. Onlardan öncekiler de böyle yapmıştı. Allah onlara zulmetmedi, Fakat onlar kendilerine zulmediyorlardı.
Nahl (38) Onlar, "Allah ölen bir kimseyi diriltmez." diye var güçleriyle Allah'a yemin ettiler. Hayır diriltecek! Bu, yerine getirilmesini Allah'ın üzerine aldığı bir vaaddir. Fakat insanların çoğu bilmezler.
Nahl (55) Kendilerine verdiğimiz nimetlere karşı nankörlük etmek için böyle yaparlar. Bir süre daha Faydalanın bakalım! Yakında bileceksiniz!
Nahl (61) Eğer Allah, insanları zulümleri yüzünden hemen cezalandırsaydı, yeryüzünde hiçbir canlı bırakmazdı. Fakat onları belirli bir süreye kadar erteler. Ecelleri geldiği zaman ise ne bir an geri kalabilirler, ne de öne geçebilirler.
Nahl (63) Allah'a andolsun, senden önceki ümmetlere peygamberler gönderdik. Fakat şeytan onlara işlerini güzel gösterdi. O, bugün de onların dostudur ve onlar için elem dolu bir azap vardır.
Nahl (66) Şüphesiz (sağmal) hayvanlarda da sizin için bir ibret vardır. Onların karınlarındaki Fışkı ile kan arasından (süzülen) içenlere halis ve içimi kolay süt içiriyoruz.
Nahl (75) Allah, hiçbir şeye gücü yetmeyen ve başkasının malı olan bir köle ile, kendisine verdiğimiz güzel rızıktan gizli ve açık olarak Allah yolunda harcayan kimseyi misal verir. Bunlar hiç eşit olur mu? Hamd Allah'a mahsustur, Fakat onların çoğu bilmezler.
Nahl (90) Şüphesiz Allah, adaleti, iyilik yapmayı, yakınlara yardım etmeyi emreder; hayasızlığı, Fenalık ve azgınlığı da yasaklar. O, düşünüp tutasınız diye size öğüt veriyor.
Nahl (92) Bir topluluk diğer bir topluluktan daha (güçlü ve) çoktur diye yeminlerinizi aranızda bir hile ve Fesat sebebi yaparak, ipliğini iyice eğirip büktükten sonra (tekrar) çözüp bozan kadın gibi olmayın. Allah bununla sizi ancak imtihan eder. Hakkında ayrılığa düştüğünüz şeyleri kıyamet günü size elbette açıklayacaktır.
Nahl (93) Allah dileseydi, sizi tek bir ümmet yapardı. Fakat O, dilediğini saptırır, dilediğini de doğru yola iletir. Yapmakta olduğunuz şeylerden mutlaka sorguya çekileceksiniz.
Nahl (94) Yeminlerinizi aranızda hile ve Fesat sebebi yapmayın. Sonra sağlamca bastıktan sonra ayak(larınız) kayar da Allah yolundan sapmanız sebebiyle kötü azabı tadarsınız. (Ahirette de) sizin için büyük bir azap vardır.
Nahl (112) Allah şöyle bir memleketi misal verdi: Orası güven ve huzur içinde idi. Oraya her taraFtan bolca rızık gelirdi. Fakat Allah'ın nimetlerine nankörlük ettiler; bu yüzden yaptıklarına karşılık Allah onlara şiddetli açlık ve korku ızdırabını tattırdı.
Nahl (118) Daha önce sana anlattıklarımızı yahudi olanlara da haram kılmıştık. Biz (bununla) onlara zulmetmedik, Fakat onlar kendilerine zulmediyorlardı.
< Önceki Sayfa 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 Sonraki Sayfa >